Karanlık Diyalog!

Hakkari ve ilçelerindeki bir çok okulda ortaya çıkan madde bağımlılığı ve bu duruma maruz kalan çocukların, gençlerin durumu nitekim bizleri üzmektedir.

Karanlık Diyalog!
Mervan CAN / ŞEMDNLİ HABER

Hayata merhaba değişimiz gözlerimizi açmamızla başlar ve gözlerimizi kapatıp uyuyana kadar sürer. Hayat akışı, insanları içine alan ve her engele rağmen akan bir dereye benzer. Dere akar ve derenin içinde yüzen insanlar da derenin akışına göre yön alır. Hayatın nasıl geçtiğinin yanında, hayattın ortaya çıkarttığı sonuçlar da önemlidir.  Hayatın ortaya çıkarttığı sonuçlar bazen bize mutluluk, bazen de hüzün verir. Hayatın en önemli özelliği, neyin ne zaman ve nerede yaşayacağımızı bize belli ettirmemesidir. Hayat akışında yürüyoruz,  görüyoruz işitiyoruz düşünebiliyoruz. Ancak bunların hayatın hangi anında bizden kopacağını bilemeyiz. Hayatın bu sürpriz dolu anları yaşadıklarımıza anlam verir. 

İnsanlar kendilerinde eksiklik görmediği sürece hayat her daim güzel gider. Ama eksikliği kendinde hissettiği an işte o zaman hayat sıkıcı ve yorucu geçer. Sabah uyandığımızda gözlerimiz görüyor kulaklarımız işitiyor, düşünüyor ve yürüyorsak her şey tamamdır demek. Fakat bunların dışında bizim yaşamadığımız ancak başkalarının yaşadığı o kadar sorun var ki bunları hiç görmüyoruz.  Bunları görmediğimiz ya da kendimizde hissetmediğimiz esnada hayatın karşımıza çıkartacağı engeller karşısında pes ederiz. 

Karanlıkta diyalog da buna benzer; gözlerinizi kapatıyorsunuz ve gözlerinizi görmeden kendinizi hayatın içinde buluyorsunuz. İnsanları ve çevrenizde var olan hiçbir şeyi görmüyorsunuz ve hayatın akışında ilerliyorsunuz önünüze çıkan her engele çarpıp gidiyorsunuz insanları ellerinizle kulaklarınızla tanıyorsunuz.  Çevrenizde var olan insanların çoğu sizi anlamıyor. Kendilerine göre tasarladıkları bir hayat içinde size sadece engel oluyorlar, gözlerinizin görmemesi onların ilgilendiği bir konu değil. Bu ve buna benzer bir sürü durumu yaşamıyoruz ancak yaşayanları da anlamıyoruz. Karanlıkta diyalog görme engellilerin tasarladığı minyatür bir alan içinde elinize baston ya da görme engellilerin kullandığı değnek yardımıyla gezinti yapıyorsunuz. Hiçbir şey görmüyorsunuz sadece etrafınızdaki sesleri hissediyorsunuz ve en önemlisi de insanların size engel olduğu yapılarla yüzleşiyorsunuz. İşte o zaman insanların sizi anlamadığını hissediyor ve içinizde derin bir ah çekiyorsunuz.

Evet, hayatta buna benzer bir sürü örnek var ve bu sadece toplumda eksikliğini çok gördüğüm ve karanlıkta diyalogla bire bir yaşadığım bir örnektir. Buna benzer bir sürü örnek var. Beni en çok üzenlerden bir tanesi de Hakkari ve ilçelerin de bir çok okulda ortaya çıkan madde bağımlılığı ve bu duruma maruz kalan çocukların, gençlerin durumu. Bu geçlerin içinde bulunduğu durumda karanlıkta diyaloğa benzer karınlık içerisindeyiz. Bir madde kullanıyor, ancak bu maddenin hayatımızı ne kadar zehirlediğinin farkında değiliz. Bunun yanında bizim durumumuzun farkında olup da bizi karanlık içinden çıkartmaya uğraşan ve bizimle empati(duygudaşlık) kuran insan sayısı az olması, karanlığımızı yeterince aydınlatmıyor ve bize karanlık olan, bizi karanlığa sürükleyen madde veya kişilere engel olamıyor ve gittikçe madde bağımlılığı olan geçlerin sayısında artış oluyor.

Bu çocukları, bu gençleri karanlıktan çıkartıp aydınlığa kavuşturmak hepimizin görevidir. Belki çocuğumuz kullanmıyoruz. Ancak unutmamalıyız ki bir yerde başlayan böyle bir sorun daha sonra her yere yayılır. Bu gün başkası, yarın biz olabiliriz. Gençlerimizle karanlıkta diyaloğa geçeceğimize, aydınlığa getirip diyaloğa geçelim… Birinin karanlığına aydınlık olursak bir toplum aydınlar. Bunu unutmamalıyız...
Güncelleme Tarihi: 08 Mayıs 2014, 08:10
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER