ŞemdinliHaber

Erdoğan: Biz de AB müzakereleri için referanduma gideriz

Güncel

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Avrupa Birliğine sert sözlerle yüklendi, “Bizi Müslüman olduğumuz için kabul etmiyor” dedi. Erdoğan, “Biz de İngiltere gibi referanduma gideriz, ‘müzakerelere tamam mı devam mı’ diye milletimize sorarız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin 2015-2016 akademik yılı mezuniyet töreninde konuştu.

Erdoğan, Türkiye’nin vize muafiyeti konusunda geri kabul anlaşması dahil 72 koşulu yerine getirmesi gerektiğini belirten ve “Erdoğan ciddi şekilde geri kabul anlaşmasını uygulamama yoluna giderse, o zaman Türklere niçin Avrupa’ya vizesiz seyahat etme imkanı verilmediğini Türk halkına kendisi anlatmak durumunda kalır” diyen Türkiye AB ilişkileri ve Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker’in açıklamalarına yanıt verdi.

Erdoğan’ın konuşması şöyle:

“Tutuştular”

“Türkiye’ye yönelik bir başka güya uyarıyı da AB Komisyonu Başkanı yapmış. Komisyon başkanı demiş ki; ‘Eğer Erdoğan ciddi şekilde geri kabul anlaşmasını uygulamama yoluna giderse o zaman Türklere niçin Avrupa’ya vizesiz seyahat imkânı verilmediğini Türk halkına kendisi anlatmak durumunda kalır.’ Ey! başkan sen Türk milletini tanımadın be. Tanımadın. Bu millet, oradan gelecek vizeymiş, geri kabulmüş bunların peşinde değil. Siz şu anda tam manasıyla Türkiye’nin peşindesiniz. Eğer Türkiye kapıları açar da bu mülteciler Avrupa’ya doğru yürürse bizim halimiz ne olacak diye düşünüyorsunuz. Ve tutuştular.

“İşte Edirne’de 60 bin kişi toplandı. Tutuştular. Acaba bunlar Bulgaristan’a, Yunanistan’a doğru gidecekler mi diye. Biz 3 milyona ev sahipliği yapıyoruz. Geri kabul vs. bütün bunlar sizin ne kadar sözünüzde durmaz insanlar olduğunuzu gösteriyor. Anlaşmaları yaptık, kayıtlarda var; verdiğiniz sözde durmuyorsunuz.

“Erdoğan bu çirkin yüzünüzü ortaya koyduğu için çılgına dönüyorsunuz. Onun için de Erdoğan’dan nasıl kurtuluruz diye bunun çalışmaları içerisindesiniz.

“Cameron, sen böyle konuşmuyordun”

“Alıyorsunuz. Bölücü terör örgütünün arkasında olduğu örgüt elemanlarını parlamento binanızın içerisinde duvarlara astınız o terör örgütünü paçavraları önünde resim çektiriyorsunuz. Ama biz o değiliz teröre karşıyız dediysek sonuna kadar karşısıyız. Ama siz samimi değilsiniz. Biz İngiltere gibi de değiliz. Yarın reformundum yapıyorlar. AB’den çıkalım mı çıkmayalım mı?

“Bize de sinyal gönderiyorlar; ‘3 bin yılına kadar Türkiye’nin AB’ye girmesi mümkün değil’. Bir araya geldiğimiz Cameron, sen böyle konuşmuyordun; ‘Her zaman yanınızdayız. Bir an önce Türkiye’nin AB’ye girmesi için her türlü gayreti gösteriyoruz’ diyordun. Ne oldu şimdi?

“İşte bu. Bunların yapısı bu. Yarın bizi gerekçe göstererek kampanyayı öyle sürdürüyorlar görüyorsunuz. Oradan AB’den çekilmeme kararı çıkacak. Ben şimdiden size söylüyorum. Ondan sonra diyecekler ki; ‘Ne yapalım, İngilizler böyle istedi. AB’den çekilmedik, yola devam ediyoruz.’ Eee hayırlı olsun devam edin zaten oradasınız.

“Bizi Müslüman olduğumuz için kabul etmiyor”

“Ama Türkiye bu değil. Türkiye’ye resmen sene 63 söz verdiniz. Sene 2016. 53 yıl geçti. Hala oyalıyorsunuz. Niye oyalıyorsunuz söyleyeyim; Ey Avrupa Birliği siz bizi halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olduğu için kabul etmiyorsunuz. Evet… Bunun aksini ispat edemezsiniz ve bunu Fransa’nın eski dışişleri bakanlarından bir tanesi bana zaten açık açık söyledi. Sayın Davutoğlu da yanımda, üçlü olarak görüşüyoruz ve açık açık söyledi. ‘Sizi almazlar’ dedi Avrupa Birliğine, ‘boşuna uğraşıyorsunuz’. ‘Niye?’ dedim, ‘Müslümansınız’ dedi.

“Biz de milletimize gideriz”

“Biz de biliyoruz da samimiyet testi diye bir yola girdik. ‘NATO’da bir yanlış oldu’ diyorlar. ‘Buralarda bu olmamalı.’ Ayrımcılık bunlarda var. Biz meseleyi milletimize rahat anlatırız. Sayın Komisyon Başkanı rahat olsun. Biz kalkarız İngilizlerin yaptığı gibi biz de bir kamuoyu araştırmasına milletimiz ile gideriz. ‘AB ile müzakerelere devam mı? Tamam mı?’ diye sorarız. Milletim devam derse biz de devam ederiz.

“Ben kendilerine hep dedim, bizi almayacaksanız söyleyin alacaksanız da bu işi bitirin. Ne evet ne hayır dediler hep bizi oyaladılar.

“Düzenli göç imkânından mahkum kaldıkları için yeniden harekete geçecek milyonlarca mülteci AB kapılarına dayandığında sayın Komisyon Başkanı bu durumu kime nasıl anlatacak onu düşünsün. Biz vize serbestliği olmadan bugün olduğu gibi hayatımızı yine sürdürürüz. Ama AB ülkeleri geri kabul anlaşmasının getirdiği imkanlara umudunu bağlamış milyonlarca mültecinin yaşayacakları hayal kırıklığının ardından ortaya çıkacak tabloyu aynı rahatlık ve soğukkanlılıkla karşılayabilir mi onu bilmiyorum. Yaşayıp göreceğiz.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.