ŞemdinliHaber

Erdoğan'dan seçim barajı açıklaması: Şu an netleşen yüzde 7

Politika

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim barajıyla ilgili olarak "Şu anda belirgin hale gelen 7. MHP de 7'ye olumlu bakıyor. Bunun altında bir şey olur mu olmaz mı, henüz önümüze gelmiş değil," dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek ve Karadağ ziyareti sonrası uçakta gazetecilerle sohbetinde, seçim barajı ve Afganistan ile gündemdeki konulara ilişkin mesajlar verdi. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

BALKANLAR POLİTİKASI: Bosna Hersek ve Karadağ ziyaretlerimiz, buralarda yaptığımız programlar, Balkan bölgesine yönelik kapsamlı ve çok yönlü ilişkilerimizin güçlendirilmesi için yürüttüğümüz politikanın son halkasını oluşturuyor. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi ile bu yıl üçüncü kez bir araya geldik. Bu yakın temasları özellikle süreklilik ve takip açısından da önemsiyorum. Balkanlara bu yakın ilgimiz bundan sonra da devam edecektir. Bosna Hersek'in barış ve istikrarı tüm Balkanların barış ve istikrarı için hayati öneme haizdir. Bu yüzden buradaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve Bosna Hersek'e siyasi, ekonomik, kültürel, askeri, bölgesel ve diğer konularda yardımcı oluyoruz. Bosna Hersek'in iç siyasi sorunlarını ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği çerçevesinde çözmesini arzu ediyoruz.

BOSNA HERSEK İLE TİCARETTE 1 MİLYAR AVRO HEDEFİ: Boşnak, Hırvat, Sırp, tüm Bosna Hersekli muhataplarla yakın temaslarımızı sürdüreceğiz. Bosna Hersek ile ticaret hacmimizi 1 milyar avroya çıkartmayı planlıyoruz. Bunun için ilave adımlar atıyoruz. Bu noktada Saraybosna-Belgrad otobanının tamamlanmasını çok önemsiyorum. Bu otoban Balkanların barış yolu projesi olacak ve tüm bölgenin kalkınmasına, barış ve istikrarına katkı sağlayacak. Sava nehrinin üzerindeki köprü de 2022'nin sonunda tamamlanacak. Temelini bizler liderler olarak beraber atmıştık. Bunlara Bosna Hersek'in ekonomik kalkınmasını sağlayacak projeler olarak bakıyoruz.

'TALİBAN'IN DEVLET OLMA DURUŞU NEDİR, GÖRECEĞİZ'

TALİBAN'IN AÇIKLAMALARI ILIMLI AMA...:  Taliban'ın açıklamaları ılımlı ama 20 yıl öncesinin açıklamalarıyla, şimdiki açıklamalar acaba örtüşüyor mu? Buna baktığımız zaman burada tabii tereddütler söz konusu. Burada süreci şu anda bizim hassasiyetle izlememiz lazım. İşte bakın hiç umulmadık anda 200'e yakın insan öldü. Ölenlerin içinde Taliban mensupları da var. Edinilen istihbarata göre, tamamıyla DEAŞ Horasan deniliyor. Biz burada süreci dikkatle takip etmeliyiz. Bir defa kesinlikle Taliban'ın devlet olma veya devlet yönetme noktasındaki duruşu nedir, bunu göreceğiz.

Biz 20 yıldır Afganistan'a gerek altyapı gerek üstyapı ile ilgili olsun, her türlü desteği verdik. Ama gel gör ki, mesela Afganistan'ın kuzeyinde Taliban çok ciddi hasarlar verdi. Mesela şu anda kendisi de bir Türk olan Dostum tehdit altında olduğu için Afganistan'dan çıkmak zorunda kaldı. Şimdi bunlar tabii düşündürücü. Yarın başka ne olur ne olmaz bunları bilemeyiz. Aynı şekilde Afganistan'ın komşusu durumunda olan ülkeler, Azerbaycan'dan başlamak suretiyle, burada Türkmenistan, öbür tarafta Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan hep birlikte Taliban'ın atacağı olumlu adımlara belki ortak olmak isterler.

'BİZ DE YARDIMCI OLMAK İSTERİZ'

İSTİHBARATIMIZIN GÖRÜŞMELERİ OLUYOR: Biz de bu noktada yardımcı olmak isteriz. Türkiye Cumhuriyeti'nin belli bir birikimi var, belli bir altyapısı var. Bu birikim ve altyapıyla yardımcı olmak isteriz. Ama yardımcı olabilmek için de kapıların bir açılması lazım. Onun için de şu anda bizim istihbaratımızın Taliban muhataplarıyla görüşmeleri oluyor. Bunun dışında güneyde bazı ülkelerde bir araya gelmek suretiyle görüşmeler oluyor. Hepsinden öte işte şimdi Doktor Abdullah Abdullah ve Hamid Karzai oralarda bir araya geliyorlar. Onların verdiği sinyaller de bizim için çok çok önemli. Türkiye olarak bizim derdimiz şu; Afganistan süratle toparlanmalıdır. Artık Afgan halkı bu kadar yükü çekemez. Ortada 40 milyona yakın bir nüfus var. Devasa bir ülke var. Biz Afganistan'ın birliğine, beraberliğine her türlü desteği vermeye hazırız. Yeter ki Afganistan tarafından da bu anlamda o yaklaşımı görelim.

'LİBYA GİBİ BİR ANLAŞMAYI YAPARIZ, YETER Kİ MUHATAP BULALIM'

NİYE BÖYLE BİR ANLAŞMA YAPMAYALIM?: Dün Türkiye'nin teknik heyet dışında sivil ve askeri bütün unsurlarını Afganistan'dan çektiğini söylediniz. Buraya Libya benzeri bir anlaşma ile dönme ihtimali var mı? Şimdiden bunu konuşmak erken mi? 'Taliban'ın Kabil Havalimanı'nın işletilmesi noktasında bize teklifleri var. Bu konuda henüz verilmiş bir kararımız yok' dediniz. Hangi şartlar altında bunu kabul ederiz. Anlaşma sağlanırsa Somali benzeri bir işletme durumu mu olur? Türkiye Afganistan krizinde ne tür bir rol oynayabilir?" sorusu üzerine, "Libya gibi bir anlaşma yapmak mümkün değil diyemem. Aynı tür bir anlaşmayı yaparız. Yeter ki aynı şekilde karşımızda bir muhatap bulalım. Eğer aynı şekilde bir muhatap karşımızda olursa niye öyle bir anlaşma yapmayalım? Bizim derdimiz problem çözmek. Ancak Türkiye'de bazı kesimlerin Taliban'ın muhatap alınmaması konusunda görüşleri var.

'AYNI MASAYA OTURMADAN ÇÖZÜM ÜRETEMEZSİNİZ'

ÇÖZÜM ODAKLI ÇALIŞIYORUZ: Bizi bazı kesimler ilgilendirmez. Biz kendi irademize bakacağız. Biz ne düşünüyoruz, ne yapacağız ona bakarız. Türkiye'nin bu bazı kesimler dediğiniz muhalefeti, ana muhalefeti hiçbir şekilde çözüm odaklı çalışmadı ki… Ama biz çözüm odaklı çalışıyoruz. 'Taliban’la aynı masaya oturulmasın' diyorlar. Bir defa aynı masaya oturmadan hiçbir yerde siz bir çözüm üretemezsiniz. Mesela Dodik, 'Biz niçin üçüncü bir ülkeyi kalkıp da aramıza sokalım? Erdoğan var, Erdoğan'ı davet edelim. Türkiye var, Türkiye'yi davet edelim. Onlarla biz bu işi yapalım' diye basın toplantısında açık açık söyledi. Ortada bu tür şeyler de var. Ama bu konuda Türkiye'nin muhalefeti, ana muhalefeti böyle bir yaklaşımın içerisine girmedi, girmez. Ama bizim bu noktada özgüvenimiz var. Özgüvenimizle beraber eğer Türkiye'ye böyle bir şey gelirse, biz de değerlendirmelerimizi yaparız. Değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra da böyle bir işe girmemiz gerekirse gireriz, girmememiz gerekirse girmeyiz.

'HEMEN ERTESİ GÜN 200'E YAKIN KİŞİ OLDU'

BİDEN'A ÜÇ TEKLİF GETİRDİK: Biliyorsunuz ilk etapta biz Afganistan'dan çıkmayı düşünmedik. NATO zirvesinde de bunları Biden ile konuştuk ama Biden'a biz 3 tane teklif getirdik. Dedik ki, bir defa idari ve mali noktada bize destek olacaksınız. İki, diplomatik destek vereceksiniz. Üç, lojistik destek vereceksiniz. Eğer bunlar verilirse biz burada kalabiliriz. Havaalanı meselesinde de Taliban ne diyor, 'Güvenliği bize verin ama işletmeyi siz alın.' Nasıl güvenliği size veririz? Güvenliği siz aldınız, ondan sonra orada yine kan gövdeyi götürürse biz bunu dünyaya nasıl izah edeceğiz? Bu kolay bir iş değil. İşte bunlar konuşuldu, hemen ertesi gün 200'e yakın kişi öldü.

"Onlar da görmüştür belki" değerlendirmesi üzerine Erdoğan, "Belki… Ama bütün bunların riski var. Biz şimdi önceki gece itibarıyla elhamdülillah bütün oradaki ekibimizi aldık; asker, sivil döndük. Böylece Afganistan'dan ekibimizi çıkarmış olduk." dedi.

'BÜYÜKELÇİLİK BİNAMIZA DÖNDÜLER'

Büyükelçiliğin çalışmalarının sorulması üzerine Erdoğan, büyükelçiliğin, iki haftadır çalışmalarını geçici olarak Kabil Havaalanında yürüttüğünü belirterek, "Önceki gün yeniden şehir merkezindeki büyükelçilik binamıza döndüler ve faaliyetlerine buradan devam ediyorlar. Şu anki planımız bu şekilde diplomatik varlığımızın sürdürülmesi yönünde. Planlarımızı güvenlik durumuyla ilgili gelişmelere göre sürekli güncelliyoruz. Tüm ihtimallere karşı gerekli alternatif planlarımızı hazır tutuyoruz. Personelimizin güvenliği önceliğimizdir." ifadelerini kullandı.

'TALİBAN'IN KADINLARA BAKIŞI 20 YIL ÖNCESİ GİBİ OLMAYACAKTIR'

Erdoğan, bir basın mensubunun Müslüman kadınların tecrübelerini Afgan kadınlarla paylaşabilmesi için önerisini sorması üzerine Erdoğan, "Afgan kadınlarıyla alakalı olarak, biz ülkemizdeki kadınları nasıl görüyorsak Afganistan'daki kadınların aynı hakları yaşaması noktasında elimizden gelen bütün gayretle adımlarımızı atarız." dedi.

Ancak Afganistan'ın şartlarıyla Türkiye'nin şartlarının aynı şekilde değerlendirilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Orada şu anda belli bir süreç var ve bu sürecin bir akıp gitmesi lazım ki sağlıklı bir ortam ortaya çıksın. Zaman zaman Afganistan'dan parlamentodan gelen kadın parlamenterler oldu. Onlarla da görüşürdüm. Onlar da kendi kadınlarının duruşunu anlattıkları zaman belli bir ilerleme kaydettiklerini söylerlerdi. Örnek olarak da bizim kadınlarımızı gösterirlerdi. Şimdi burada da tabii Taliban'ın kadınlara bakışı bana göre 20 yıl öncesi gibi olmayacaktır. Onlar bu konuda da bir değişikliği muhakkak göreceklerdir. Bunların bulunduğu yerde direnmelerinin de herhalde anlamı olmayacaktır. Ve bütün bu görüşmelerde, gelişmelerde, yine az önce söylediğim gibi, bizden istedikleri bir destek olması halinde biz her türlü desteği Afganistan'a veririz ki bu reformist bir yaklaşımdır. Bu reformist yaklaşımda da yine Afganistan böyle bir talepte bulunursa biz bu talebi de yerine getiririz."

SEÇİM BARAJI: Barajla ilgili olarak şu anda belirgin hale gelen aslında 7 ama bu konuda Cumhur İttifakı olarak MHP’li arkadaşlarımızın nihai kararını bizim arkadaşlarımız henüz almış değiller. Ancak 7 netleşmiş vaziyette. MHP de 7’ye olumlu bakıyor. Bunun altında bir şey olur mu olmaz mı, henüz önümüze gelmiş değil. Öyle bir şey olursa o da tabi konuşulabilir ama şimdilik böyle bir şey yok.

'YAKLAŞIMIMIZ AŞIDA ZORLAMA OLMAMASI'

COVID-19: Benim tavsiyem tabi ki vatandaşımızın, halkımızın kesinlikle aşı konusunda özellikle hassasiyet göstermesi, aşı olması, olmayanlara da tavsiye etmesi, onların da aşı olmalarını sağlamasıdır. Çünkü biz aşıyı ne kadar yaygınlaştırırsak o zaman ben inanıyorum ki bir an önce vaka sayısı da, vefat sayısı da azalacaktır. Bilim bunu söylüyor. Tabi yaklaşımımız aşıda zorlama olmaması, bunun gönüllülük esasına göre yapılmasıdır.

SOSYAL MEDYA MECRALARIYLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEME HAZIRLIĞI

Kenan Kıran'ın "Sayın Cumhurbaşkanım siyasette en fazla son dönemde yaptığınız açıklamalarda yalan terörüne çok ciddi anlamda eleştirilerde bulundunuz. Şu ifadeyi kullanmıştınız, “Türkiye CHP zihniyetine, yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bu büyük bir sorun haline gelmiştir.” … AK Parti’nin bir çalışması olduğunu biliyoruz, yalan terörüyle ilgili. Türkiye’de de Almanya ve Fransa’da olduğu gibi yalanı yayan siyasiler, gazeteciler ya da içerik sağlayıcılara ciddi yatırımlar getirilmeli mi, bu yalan terörünü önleyebilir mi?" sorusu üzerine:

Ülkemiz, benim “yalan terörü” olarak ifade ettiğim saldırılara çok sık maruz kalıyor. FETÖ’sünden PKK’sına, terör örgütleri her mecrada türlü yalanlarla ülkemizi hedef alıyorlar. Bakıyorsunuz CHP ve Bay Kemal başta olmak üzere muhalefet partileri de bu yalanlara çok teşne. Adeta yalan fabrikası gibi çalışıyorlar. Dijital terör deseniz, o da sürekli iş başında. Bunlara karşı yasal düzenlemelerimiz elbette oldu ama çok daha güçlü adımlar atmamız kaçınılmaz. Yalan terörüyle mücadele etmekte kararlıyız. Arkadaşlarımız Türkiye’deki verinin, Türkiye’de kalacağı, vatandaşlarımızın kişilik haklarını, verilerini koruyacak, gerek geleneksel gerek yeni iletişim mecralarındaki itibarsızlaştırma, karalama, yalan ve iftira kampanyalarına karşı duracak yeni bir yasa çalışması için teknik bir çalışma yürütüyorlar. En kısa zamanda hazırlıklar tamamlanacak. Meclis açılır açılmaz bu konu Meclis’imizin gündemine getirilecektir. Bu konu ülkemiz için çok önemlidir, demokrasimiz için önemlidir. Hem bireysel hak ve özgürlükleri koruyacak, hem de milletimize, devletimize yönelecek sistematik dezenformasyon ve yalan terörüne karşı milli güvenliğimizi koruyacak bir yasal zeminin ortaya konmasına katkı vereceğiz. Tabi sadece yalan olayı da değil. Twitter gibi sosyal medya platformlarının burada sadece kuru kuruya bir ofis açmasını kast etmiyoruz. Gelecekler, burada personeliyle her şeyiyle bulunacaklar ve herhangi bir ihlal durumunda cezası da verildiği zaman bu cezaları da tahsil edilecek. Şu an itibarıyla bakıyorsunuz Twitter’ın, Facebook’un hiçbirisinin herhangi bir yanlış iş yaptıkları zaman muhatap alınabilecek bir özellikleri yok. Biz bunlarla uğraşamayız. Bedel ödeyecekler. Başka çaresi yok bu işlerin.

TUTUKLANAN EMEKLİ GENERALLERLE İLGİLİ YANI: KAPIMIZI ÇALAN OLMADI

Fatih Selek'in "28 Şubat davasında bazı eski generallerin hapis cezaları infaz ediliyor. Söylentiler oldu sizin affedebileceğinize yönelik, bu hususta ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine:

Yargı kararını verdi. Bu karar sonrasında bizim kapımızı çalan olmadı. / DUVAR

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.