2014'TEN YARIM KALAN DOSYALAR

2015 yılında, Türkiye değişmek zorunda…

Neden mi? Çünkü 2014 yılından yarım kalan bir çok dosya var. Bu dosyaların çözüme kavuşturulması gerekir.

Peki nedir 2014 yılından 2015 yılına yarım kalanlar?

Bir kere herkesin değişime ve yeni gelişmelere hazır olması ve inanması gerekir. Köhnemiş, klişeleşmiş ve onyıllardır süregelen düşünce yapılarının değişmesi lazım. Aynı düzenin devam etmesini dilemek ve sağlamak, belki de bu ülke insanına yapılabilecek en büyük hata ve haksızlık olur.

Türkiye genç bir nüfusa sahip. Bu açıdan çok avantajlı. Hızla gelişebilen ve gelişen olayları kontrol edebilecek bir dinamizmi en iyi sağlayabilecek bir nüfus yapısı var. Dolayısıyla gençliğe doğru yolu göstermek, yeni değişimler için yeterli olacaktır. 

Peki bu genç kesim nasıl idare ediliyor, nasıl yönlendiriliyor, bu konudaki eksiklikler nelerdir?

Genç kesim, gelecek korkusuyla sindiriliyor. Hayalleri, ve gelecekleri iki- üç sınava kıstırılmış durumda. Belki de ülke kaderini belirlemesi gereken üniversite gençliği, KPSS  stresiyle üniversite okuyor. Dolayısıyla eğitim alanında yeniliklerin yapılması gerekir. Daha modern, günümüz dünya koşullarına daha çok hitap edebilen, yaratıcı ve üretici bir eğitim modelinin uygulanması gerekir.

Şimdiye kadar ekonomik alanda gençlik, kırdan kente zorlandı. Kentlerin altyapısı hazırlanmadan, genç nüfus kentlere özendirildi. Bu yüzden gençliğin önünü açmak adına yeni  iş alanları açılmalı, gençlik üretime özendirilmelidir.

Özellikle lise gençliği tüketime özendirildi. Böylece emeğin değerini bilmeyen, daha çok teknolojinin esiri olan bir lise gençliğiyle karşı karşıyayız. 

Politik yönetim biçimine gelince…

Baştan sona çelişkilerle dolu bir yönetim modeli uygulandı. Bir yandan AB’ne girmeye çalışan, bir yandan AB’ye rest çeken bir hükümet anlayışı var. Cumhurbaşkanı, hala parti lideri ve başbakan gibi davranıyor, konuşuyor. Çözüm süreci son hızla devam ediyor deniliyor ama aynı zamanda polisin yetkileri arttırıldı. Gösteri, protesto hakkı kısıtlandı. Bir yandan toplum demokratik normalleşmeye özendirilmeye çalışıldı, bir yandan militarist bir toplum yaratıldı. Bir yandan farklı insan gruplarının beraber yaşamaları sağlanmaya çalışıldı, bir yandan insanların birbirinden kopacakları bir zemin oluşturuldu.

Ve en tehlikeli şey…

İç savaş yaratılmaya çalışıldı. 

Ayrıca demokrasinin en önemli ayaklarından biri olan muhalefet çalışmadı. Sağlıklı, objektif ve etkin bir muhalefet yapılmadı.  Hükümetin yetersizlikleri karşısında diğer siyasi partiler sustu. Yaptıkları muhalefet, iktidarın işine yaradı. Sivil toplum kuruluşları neredeyse tamamen politikleştirildi.

Kadrolaşma, Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar derinleşti. Her yerde adam kayırmacılık ve torpilleşme ön plana çıktı. 

İşte bütün bu nedenlerden dolayı Türkiye değişmek zorunda. 

2015 yılı, Türkiye için büyük sancılara gebe.  Demokratikleşme mücadelesiyle birlikte ülkeyi içte ve dışta değişime zorlayacak çok önemli gelişmeler var. 

Rojava Devrimi, Kobané olayları, IŞİD terörü, İran’da Kürtler’in katledilmesi, Ortadoğu’daki yeni kıvılcımlar gibi dış etkenler Türkiye’yi değişime zorlayacak. 

Bununla birlikte çözüm sürecinin sonlanması, seçimler, barajın düşürülmesi, Abdullah Öcalan’ın durumu, iş cinayetleri, sağlık ve eğitim problemleri, ekonomik problemler  gibi durumlar da Türkiye’yi içerden değişime zorlayacaktır. 

Sonuç olarak denilebilir ki 2015 yılı, Türkiye için büyük şanslar getirebilecek bir yıl olacaktır. Belki de tarihe tanıklık edebilecek gelişmelerin yılı olacaktır.

Barış ve savaş yanlıları hazırlanın. Çünkü 2015 yılı barış, kardeşlik, dayanışma ve demokrasinin yılı olacaktır. Savaş yanlılarının yenileceği, barış sevdalılarının ise kazanacağı bir yıl olacaktır. 
YORUM EKLE