Nasıl Bir Belediye Başkanı İstiyoruz?

Her yıl olduğu gibi bu yıl da belediye başkanlığı için aday adaylıkta rekor başvuru oldu. 

İşi bilen bilmeyen, seçileceğini bilen bilmeyen bir çok kişi başvurdu. Bu, demokrasi adına güzel bir şey. Çünkü demokrasi çok seslilik ve farklılıkların birbiriyle bütünleşmesidir. Ancak yine de bazı noktalara değinmekte fayda var. Acaba belediye başkanlığı nedir, ne değildir?

Belediyecilik nedir ve belediye başkanı kimdir? Mevcut belediyecilikte temel eksiklikler nelerdir ve bunlar nasıl giderilebilir? Hangi aday nerede, ne zaman,ne yapmalıdır? Adaylar kentlerimiz için hangi çalışmaları yapmalıdır?

Her şeyden önce, her an bağıra bağıra hepimizin söylemesi gereken birkaç şey var. Belediyecilik penceresinden baktığımızda, bölgemizin bugün itibariyle iki önemli ihtiyacı var. Birincisi, “Çözüm Süreci”nin zarar görmemesi için topluma liderlik etmek. İkincisi, bu bölge insanının da artık iyi bir hizmeti hakkettiğini ve buna göre çalışması gerektiğini bilmek.

Belediyelerin görev ve sorumluluklarını hepimiz az çok biliyoruz. Ancak belediyelerimizin iyi bir hizmet verebilmeleri ve başarılı olabilmeleri için, belediye başkanlarımızın rolü son derece önemlidir.

Belediye başkanlarını en iyi ifade etmesi gereken kavram, liderliktir. Her adayın hemen hemen her gün kendisine şu soruyu sorması ve gerekeni yapması gerekir: “Ne kadar liderim ve liderlik için daha iyisini nasıl yapabilirim?”

Özellikle belirtmekte fayda var: Belediyecilik her şeyden önce bir “yönetim sanatı”ır. Her işte olduğu gibi, burada da başarılı olmanın ince detayları ve temel doğruları vardır. Bu sanatı bilmeden ve sorumluluklarını üstlenmeden aday olunmaması gerekir. Çünkü artık devir değişti ve yöneticilikte yeni modeller ortaya çıktı. Bu yüzden belediye başkanı çevik, atik, hızlı düşünen ve pratik becerisi olabilendir.

Şunu her adayın kendisine sorması lazım: Ben seçilirsem, neler katabilirim? Eğer eski yönetim şekliyle ve aynı sorunlarla, sadece koltuğa oturmaksa amaç, kesinlikle geri adım atılmalıdır. Kendisini seçilmeye layık gören kişi, seçildiği günden itibaren, seçim bölgesine yeni bir heyecan, yeni bir kan ve yeni bir hizmet atmosferi oluşturmalıdır.

Peki doğru belediyecilik nasıl olmalıdır ve belediyelerimizin nasıl bir başkana ihtiyacı vardır? Gelin şimdi bu sorunun yanıtını arayalım.

Her şeyden önce duruşu sağlam, sözü ve özü bir, kendi değerlerinden taviz vermeyecek kadar dürüst, iletişim becerisi gelişmiş ve iş disiplinine saygılı başkanlara ihtiyacımız var. Personelini idare edebilen ve onlara doğru sorumluluklar yükleyebilen başkanlar gerekli. Personelin devamını ve görevlerini takip edebilen, personelini iyi eğitebilen başkanlar gerekli.
Günlerce, hatta haftalarca belediye binasına uğramayan personeller var. Bazı personelde çok iş, bazılarında az iş var. Belediye başkanı işbölümünü doğru yapmalı ve işleri doğru paylaştırmalıdır. Ayrıca personelini motive edebilen, iş aşkını yaşatabilen başkanlar gerekir. Halka ve halkın sorunlarına doğru yaklaşabilen ve güçlü bir iletişim becerisine sahip personeller yetiştirebilen başkanlar gerekir.

İkinci gerekli özellik, resmi kurumlarla ilişkilerle ilgilidir. Belki de, özellikle BDPbelediyelerinin yaptığı en büyük hata budur. Seçildiği günden itibaren resmi kurum ve kuruluşlarla sırt sırta veriliyor ve bütün iletişim yolları kapatılıyor. Bu, çok yanlış. Çünkü belediyecilik bir ekip çalışmasıdır. Kaymakamlıkla, valilikle, emniyetle, sağlık kuruluşlarıyla, parti yönetimleriyle vs. kolektif çalışma yapmayan belediye başarılı olamaz. Biliyorum, denilecektir ki, “devlet kurumları bizimle ilişki kurmuyor.” Şunu bilmek lazım: Bürokratları merkezi yönetim atıyor ama belediye başkanını halk atıyor. Belediye başkanında çok daha güçlü bir yönetim sıfatı bulunmalıdır. Bürokrat yaklaşmıyorsa, belediye başkanı bunu sağlamalı. Ne yapıp edip, profesyonelce bir iletişim kurabilmeli. Bunu başaramayan başkan, yönetim becerisine sahip olamaz.

Belediye başkanı, belediye içinde güçlü bir motivasyon ağı kurmalı ve personelin birbiriyle iyi geçinmesini sağlamalıdır. Yüzlerin asıl olduğu, gergin atmosferin yaşandığı belediyeye halk güvenemez.

Bir diğer önemli nokta da şudur: Belediye başkanı seçildikten sonra, kendi bölgesindeki bütün halkın başkanıdır. Dolayısıyla dil, inanç, kültür, ideoloji, cinsiyet farkı gözetmeksizin, herkesi eşit samimiyetle kucaklayabilmelidir. Adam kayırmanın, rüşvetin, ihale fesatlığının, milliyetçiliğin, halkın belediyeciliğinde yeri yoktur.

Bunun yanı sıra, halkın büyük bir kısmı, sadece yöneticilerini aralarında görmek istiyor. Evet belediye yöneticileri bunu yapıyor. Taziyelere, düğünlere vs. gidiliyor. Ama bu ziyaretler, gördüğüm kadarıyla “resmi” boyutta geçiyor. Halkın istediği, daha samimi bir iletişim. O halde bu ziyaretler sıklaştırılmalı. Sonra da daha samimi bir atmosferde yapılmalı. İnsanların özel zamanlarında herkes onları hatırlar. Önemli olan, kimsenin onları hatırlamadığı zamanlarda halkı ziyaret etmek.

Belediye başkanı halka karışmalıdır. Kendi resmi kurumuna gizlenip, sadece adet yerini bulsun diye düğünlere, taziyelere, vs gidilmemelidir. Belediye başkanı sokak sokak, mahalle mahalle dolaşmalıdır. Duvar ustalarıyla sohbet etmeli, mahalle kadınlarıyla çay içmeli, fakir bir ailenin akşam yemeğine gitmeli, gençlerle birlikte halı saha maçlarına gitmeli… Yani belediye başkanı, halkın yaşam tarzıyla iletişim kurmalıdır. Halkın gözünde sempatikleşebilmeli ve halkın değerlerini yaşadığını gösterebilmeli. En büyük zaferleri kazanan bütün liderler, öncelikle bunu yapmıştır.

Bunun yanında “halk günleri” toplantıları düzenlenebilir. Büyük bir salonda toplantı düzenlenebilir ve halkın sorunları dinlenebilir. Önemli olan sorunlara çözüm bulmak değil, halk burada sadece onları dinleyebilecek yöneticilerin olmasını ister.

Yapılabilecek diğer bir şey de gençlik şenlikleri düzenlemek. Belediye çatısı altında spor turnuvaları, kültür festivalleri, satranç-tavla turnuvaları, gençlik eğitim kampları gibi etkinlikler yapılabilir. Ayrıca şiir okuma yarışmaları, kompozisyon yazma yarışmaları gibi etkinlikler düzenlenebilir. Okuma seferberliği altında eğitim kampanyaları düzenlenebilir. Örneğin, herkes bir kitap alabilir ve biriken kitaplar basının da çağırıldığı bir küçük törenle bir okula bağışlanabilir. Bu etkinlikler için, belediye çatısı altında “kültür ve sanat çalışmaları”nı yürütebilen birkaç kişiye görev verilmesi yeterlidir.

Açık halk pazarları kurulabilir, mevcut pazarlara yenileri eklenebilir. Haftanın belli günlerinde, mesela haftanın iki günü, mahallelerde halk alışveriş pazarları kurulabilir. Böylece belediye faaliyetleri halk için çalışıyor imajı oluşturulabilir.

Görüldüğü gibi yapılabilecek güzel şeyler var ve bu etkinliklerin hiçbiri bir servet ya da çok büyük uğraş gerektirmiyor. Sadece bir niyet ve çalışabilecek, bu işleri takip edebilecek birkaç kişi.

Belediye seçimlerinde aday olmuş bütün güzel insanlara başarılar dilerim. Ancak lütfen doğru işler yapabilecek ve gerçekten halkı iyi temsil edebilecek kişileri seçelim. Çünkü belediyecilik, yönetimlerin en hassası ve en önemlisidir. Halk, belediyelerin çalışmalarıyla zengin olur, fakir de olur. Halk belediyenin duruşuyla mutlu olur, mutsuz da olur. Halk belediyenin girişimleriyle yücelir, batar da.

30 Mart’ta belediye başkanlarımızın, halklarımıza yakışır bir imajla, alnı açık, başı dik bir şekilde seçimden çıkmaları dileğiyle…
YORUM EKLE
YORUMLAR
nasır
nasır - 10 yıl Önce

şte bu kadar beledıyecilik hocam yanliş yardesınzı ne bekliyorsunz.............***************

hemsehrin
hemsehrin - 10 yıl Önce

iyi de hocam çözüm sürecinin gerçekten sağlam ilerlediğine inanıyor musunuz?

haya öğüt
haya öğüt - 10 yıl Önce

hocam her şeyi her zamn olduğu gibi para, kariyer eksennde ele alıyorsunuz. kaş yapıyım derken göz çıkartmışsınız. ama halk ne bilir amacı. halkımız çok saf.

welatparez
welatparez - 10 yıl Önce

hocam elinize sağlık. inşallah adaylarımız bu yazınızı okur iyi dersler çıkarır ve özellikle kamo koruluşu amirleri ile ilişkisi olmalıdır.

dudu
dudu - 10 yıl Önce

bize laf kalmiyor malesef hocam isteyen istediği adayi birakiyor hocam allah razi olsun

TASA
TASA - 10 yıl Önce

hocam ellerine sağlik o dedikleriniz halkin seçtiği belediye başkanlarina ait vasiflardir atanan belediye başkanlarindan bundan fazlasini beklemek abestir

Nevzat Geylani
Nevzat Geylani - 10 yıl Önce

mamusta ellerine, yüreğine sağlık. tüm bu anlatıklarına bir kaç ekleme yapmak istedim. 1- halkı karar aşamalarına katma 2- sivil toplum örgütleriyle ve mahalle muhtarlarıyla peryodik toplantılar yapıp toplumun ekonomik, toplumsal ve sosyal sorunlarını tartışıp kollektif bir ruhla çözüm üretmek.yine yerelin akil ve din adamlarıylan mutlaka ilişki içinde olmalı. siyasi kimlik gözetmeksizin halkın iyi ve kötü gününde yanında olmalı.... vs.