Şemdinli'de Eğitim Durumumuz

Kış güneşini de geride bırakmaya az kaldı. Baharın müjdeleyicisi Newroz da coşkulu kutlandı. Newroz kutlamaların ilk çığlığı yüz binlerin katılımıyla Yüksekova’da finali ise Diyarbakır’da verildi. Kutlamalarda coşkunun yanı sıra özlenen tablolar da vardı.
 
2010 yılının Newroz kutlamaları olaysız ve renkli görüntülerle tarihe damgasını vurdu. Yıllarca Newroz kutlamaların da karışan Güneydoğu’nun il ve ilçeleri bu yıl olaysız ve renkli görüntülerle geçti. Birkaç gün sonra gözler yine Güneydoğu’da olacak. Bu defa yapılacak olan YGS sınavı için gözler Güneydoğulu öğrencilere kilitlenecek. Dileriz Güneydoğulu öğrencilerimiz başarı sağlayarak bir ilki gerçekleştirirler.
 
Hakkari’de Eğitim Durumumuz
 
Yukarıda belirttiğim gibi Newroz kutlamaların ardında bu defa gözler YGS sınavı için Güneydoğu’da ve Güneydoğulu öğrencilerde olacak. Tüm yurtta olduğu gibi biz Hakkarili öğrencilerinde dahil olduğu bu sınavda ne denli başarı sağlarız bilinmez. Yazacağım ve ifade edeceklerim biz Hakkari halkı için ve özellikle öğrenciler için her ne kadar üzücü olsa da yazmaktan geri kalmayacağım. Kitap kültürümüz yoksa, gazete kültürümüz yoksa, üniversiteleri gezme ve araştırmamız yoksa, çocuklarımız için bir sigara parası değerinde kitap alamıyorsak, internet kafeleri mesken tutup kahvehanelerde okey turnuvalarında vazgeçemiyorsak; kusura bakmayın ama başarıyı elde etmek ve sağlamak mümkün değildir. Bundan sonra yazacaklarım daha bir önemli olmakla beraber ne yazık ki; üzüntü verici. Ama ben Şemdinli ilçemizden başlamak istiyorum.
 
Şemdinli’de Kitap Kültürümüz
 
Irak-İran ve Türkiye üçgeninde yaşamımızı sürdürdüğümüz Şemdinli ilçemizde kitap kültürümüz oldukça düşük. İlçemizin Halk Eğitim Merkezi’nde hizmet veren kütüphanesinde kitap okumak için gidebilecek şahıslar yok denebilecek kadar az. Yine ilçemizde Şemdinli’nin ismini dünya gündemine ulaştıran Umut Kitap Evine de kitap okumak ve kitap almak için gidebilecek şahıslar yok denebilecek kadar az. Şemdinli Halk Eğitim Merkezi kütüphanesine kitap okumaya giden ve kütüphanede kitap temin eden ilköğretim öğrencilerin sayıları lisede okuyan öğrencilerle ve mezun olan öğrencilerle oranla daha yüksek.
 
Kimler Kitap Okuyor ve Neden Kitap Okunuyor?
 
Basit olmakla beraber saçma olsa da bende bu soruyu kendime sordum. Kimler kitap okuyor ve neden kitap okunuyor?
 
Şemdinli ilçemizde bir gelenek misali okuldan mezun olan bir öğrencinin dershane ve üniversite hayatı yoksa kitap hayatı da yok oluyor. Kitaba ilgisizlik doğup yeni çıkan kitaplardan haberdar olmayarak aksine daha önce okuduğu kitapların isimlerini ve yazarlarını da unuttuğu bilinen bir gerçek. İlçemizin esnafları da bu konuda yeteri kadar duyarlı değiller. Günlük yaşantılarının 10 saatini iş yerlerinde geçiren esnafın 5 dakikasını kitaba ayırdığı çok nadir olmuştur. Esnafımız dışında öğrencilerimizin de kitaba ilgi ve duyarlılığı da çok az olduğu ortadadır. İlçemizde öğrencilerin neden kitap okuduklarının en önemli nedenlerinden iki maddesi şöyle:
 
1-     Öğrenciler, yeni sınav sitemine göre yazarlar ve paragraflarla ilgili çıkan soruları daha kolay çözmek için çareyi kitap okumakta buluyorlar.
2-     Şemdinli ilçemizde araştırmamız sonucunda; en çok kitap okuyan öğrencilere bilgisayar, elektronik vb ödüllerin verilmesinden sonra özellikle ilköğretim öğrencilerinin bu hediyeleri alabilmek için kitap okuma oranının yükseldiği apaçık ortadadır.
 
Ne yazık ki; bu bizim kitap kültürümüzün gerçeği. Gerçekten de Şemdinli ilçemizde kitap kültürümüz çok ama çok düşük. Sadece kitap kültürümüz değil; gazete kültürümüz bundan çok daha düşük ve berabet.
 
Gazete Kültürümüz
 
Kitap kültürümüzün düşük olduğu ilçemiz de gazete kültürümüz de oranla daha düşük. Sadece bir gazete bayiinin hizmet verdiği Şemdinli ilçemiz de kaç tane gazetenin geldiğinden haberiniz var mı? Bu gazeteler hangileridir, kimler okuyor, her bir gazeteden kaç tane geliyor?
 
Şemdinli ilçemize gelen gazetelerin isimleri ve sayıları şöyle :
 
1 - Hürriyet    5 adet
2 - Milliyet      5 adet 
3 - Taraf        25 adet
4 - Posta        10 adet
5 - Radikal     2 adet
6 - Sabah        10 adet
7 - Akşam        5 adet
8 - T akvim      5 adet
9 - Yenişafak   7 adet
10- Vatan        5 adet
11- Fotomaç    10 adet
12- Fotospor   10 adet
13- Fanatik         7 adet
14- Zaman         1 adet
15- Fotogol      10 adet
16 - Sözcü          2 adet
17 - Star             6 adet
18 - Cumhuriyet   2 adet
19- Türkiye          1 adet 
20 – Şok              3 adet
21 – Referans       2 adet
22 – Bugün          2 adet
23 – Vakit             2 adet
24 – Günlük        3 adet
25 – Habertürk    7 adet
 
Ne söylerseniz söyleyin ama nüfusu bizim ilçemiz kadar düşük olan bir batı ilçesine giden sadece bir gazetenin sayısı ile ilçemize gelen toplam gazete sayısı neredeyse aynı. Dilerseniz birde Dergilerle olan bağlantılarımıza da değinelim.
 
Dergi Kültürümüz
 
İlçemiz de sadece bir gazete bayiinin hizmet verdiğini yukarıda yazmıştım. İlçemizde hizmet veren bu gazete bayisinde edebiyattan kültüre, ekonomiden Sanat ve Hayat’a kadar her türden dergi bulmak mümkün olduğunu söyleyebilirim. Kitap ve gazete kültürünün düşük olduğu bir ilçe de dergi kültürünün yüksek olduğu düşünülmez. Bu dergilerin isimlerini ve sayılarını vermek isterdim ama sadece örneklerle sunmak istiyorum. Fiyatı sadece bir sigara parasının yarısı ve hatta çeyreği kadar olan bir dergiden bahsetmek istiyorum. İşte o dergi de K Dergisi. K Dergisinden ilçemize sadece 5 adet geliyor. Neden K dergisi? Fiyatı ne kadar?
 
K Dergisi’ni uzun zamandan beri takip ediyorum. Belki de takip edilenleriz de vardır. Haftalık çıkan bir dergi. Derginin fiyatı sadece 1.5 TL Dergide her hafta bir yazar, bir filozof, edebi eleştiri gibi zengin konuları bulmak mümkün. Düşünün her hafta sadece 1.5 TL ile bir yazarla tanışıyorsunuz, ya  da çocuklarınızı öğrencilerinizi tanıştırıyorsunuz. Yanlış duymadınız, günlük değil haftalık sadece 1.5 TL. Okumaya doymayacağınız işte bu dergiden sadece 5 adet geliyor ilçemize. O da günlük değil haftalık 5 adet.
 
Televizyon Kültürümüz.
 
Kitap, gazete dergi derken şimdi de televizyon kültürümüz. Şimdi diyeceksiniz ki televizyon kültürü diye bir şey mi var? Evet. Televizyon kültürü diye bir şey de var. Televizyonun izlenmesinin de ayrı bir kültürü var. Acaba bizim ise televizyon kültürümüz nasıldır? Hafta içi Aşk-ı Memnu ile başlayan televizyon kültürümüzün finali ise Pazar akşamları ya Arka Sıradakiler ya da haftanın maç programları ile sonlanıyor. Tabi bunun sabah ve kadın programları hariç. Günlük veya haftalık yayınlanan tartışma programları veya haber bültenleri ile bağlantılarımız neredeyse kopuk durumdadır.
 
2005’te, TESEV için İlknur Üstün ve Aksu Bora’nın yaptığı “Sıcak Aile Ortamı: Demokratikleşme Sürecinde Kadın ve Erkekler” adlı çalışma çerçevesinde görüşülen ‘Şeyhmus’ adlı birinin kayda geçen şu sözleri çok dikkatimi çekiyor; “Diyarbakır’da çok kadın tanıyorum, ev kadınıdır, benim kız kardeşim dahil olmak üzere, sabah oturup da TGRT yahut Show TV’de ‘Kadının Sesi’ni izlemezler. Sabah oturup NTV’de basın özetlerini izlerler.” Gerçekten de, Diyarbakır’da bir yerde televizyon açıksa, tercih edilen kanal hemen hep bir haber kanalı veya Kürtçe yayın yapan kanallardan biri oluyor.
 
Söyleyecek söz yerine ne diyeceğimi bilemiyorum. Gerçektende sadece Diyarbakır’da değil birçok kentte de bu böyle.
 
Dilerseniz bir de ilçemizin eğitim durumuna, okulların sayılarına ve öğrencilerin dağılımına da bakalım. Kitap, gazete, dergi ve televizyon kültürümüzün düşük olduğu ilçemizde kaç okul eğitim veriyor, bu okullar hangileridir, öğrenci sayımız ve öğrencinin eğitim hayatı…
 
Şemdinli ilçemiz de toplam yaklaşık 104 okul eğitim vermekte. Bunların sayıları ise şöyle.
 
Mahalli tip okul sayısı                10
İlköğretim 8 yıllık okul sayısı      10
İlköğretim 5 yıllık okul sayısı      78
Anaokul                okul sayısı      2
Lise                       okul sayısı     4
 
İlçemizde eğitim veren mahalli tip okul dahil olmak üzere yaklaşık 100 okulda 10214 öğrenci eğitim alıyor. Eğitim veren 4 lise de ise yaklaşık 1837 öğrenci eğitim alıyor. Lise son sınıfta okuyan ve sınava girebilecek öğrenci sayımız ise 500’ü bulmuyor. Diyelim ki 500 öğrencimiz bu yıl üniversite sınavına girecek. Peki, bu 500 öğrencimizden kaç kişi kazanacak veya kazanabilir? Yazdıklarım ön yargılı konuştuğumun göstergesi değildir. Ama 500 öğrencimizden ben 100 yazacağım siz ise kendi yorumunuz da özgürsünüz. Evet, bu yıl mezun olacak yaklaşık 500 öğrencimizin gireceği sınavda 100 öğrencimiz başarı sağlarsa bu ilçemiz için ve bölgemiz için büyük bir başarıdır. İsterseniz lise son sınıfta okuyan öğrencilerimizin yıllarca süre gelen dağılımına da bakalım.
 
Önceki yıllara göre öğrencilerimizin eğitim hayatını ile bu yılki sayılarıyla pekiştirmek istiyorum. Diyelim ki; bu yıl lise son sınıfta okuyan yaklaşık 500 öğrencimiz mezun oluyor. Biraz abartılı rakamlar vereceğim ama o kadarda olsun işte. Diyelim ki; 500 öğrencimizden 2 yıllık üniversiteler dahil olmak üzere 150 öğrencimiz çeşitli üniversitelere yerleşti. Peki, 350 öğrenci ne oldu, ne yapacaklar? 350 öğrenciden de 150’si ilçe ve çevre illerde dershaneye kayıt olduklarını düşünün. Peki, kalan 200 öğrenci ne yapıyor. Bu 200 öğrenciden de 100 öğrencisi mahcup bir şekilde evlerine, köylerine ve mezralarına yerleşiyor. Kalan 100 öğrenci ise eğitim hayatı sona eriyor. İş sektörümüzün ve iş imkanımızın hiç olmadığı ilçemizde ver elini kahvehaneler, internet kafeler, okey turnuvaları vs. Bakın 100 öğrenci, 100 hayat 100 gelecek kayboluyor. Yukarıda yazdığım gibi, Yazdıklarım ön yargılı konuştuğumun göstergesi değildir. Ama var olan ortadadır. Yıllardır süre gelen eğitim ve öğrenci geleneği böyle.
 
Öğrencilerimiz Neden Başarı Sağlayamıyorlar?
 
Öğrenci, bıyıkları daha yeni terlemiş 18 yaşındaki bir delikanlıya ve gencecik bir kıza benzer. Bakım ister, ilgi ister. İstenileni alamazsa gençlik hevesleri ve duygularıyla karamsar bir hayata başlar. Öğrencide tıpkı öyledir. İstenilen bakım ve ilgiyi aileleri tarafından alamazsa onlar içinde karamsar bir hayat başlar.  Şimdi sormak istiyorum. Neden başarı sağlayamıyoruz?
 
Eğer ki, suçu öğrencilerimizden bulacaksak yanılıyoruz. Her şey öğrencide biter diyorsanız da siz yanılıyorsunuz.
 
Üç ülkenin sınırları kapsamında yaşamamızı sürdürdüğümüz Şemdinli ilçemiz de okuyan ve YGS sınavına girecek birçok öğrencimizin Yüksekova ilçesi dışına çıkamadığından haberiniz var mı? Sınava girecek birçok öğrencimizin hala üniversitenin nasıl bir yer olduğunu nasıl bir hayatı olduğunu bilmediğinden haberiniz var mı? Suç kimde?
 
Peki, eğer ki, biz aile bireyleri ve öğrenci velileri, öğrencilerimizi yıl içerisinde bir gün alıp en yakın bir üniversiteye götürüp gezdirsek, öğrencimiz açısından daha farklı olmaz mı? Bakın sadece bir gün diyorum!!! Lise hayatı 4 yıla yükseldi. Lise hayatı boyunca üniversiteleri gezdirelim demiyorum. Sadece bir gün diyorum. O gün, sınava bir yıl kalan günlerden bir gün de olabilir. Benim aile bireylerimize ve öğrenci velilerimize birkaç sorum olacak.
 
Hangi velimiz eve giderken, elinde güzel bir hikaye, roman kitabını alıpta gidiyor. Peki, hangi velimiz öğrenci ödev yaparken ilgileniyor. Ya da hangi velimiz yıl boyunca düzenlenen veliler toplantısına düzenli katılıp öğrencisinin durumundan bilgi alıyor. En önemlisi hangi velimiz öğrencisini sınava götürerek beraber olup motive ediyor. Çok az veli. Bakın bu saydıklarım öğrenci hayatı için önemli notlar. Öğrencilerimize, çocuklarımıza sahip çıkalım. Onlar birer imparatordurlar. İnanın onlar ilgi ve bakım aldıkça sizleri yücelteceklerdir. Kazanacaklardır, kazanmak için çalışacaklardır.
YORUM EKLE