'DBP ve HDP'ye saldırılar normal karşılanmamalı'

DBP Eşbaşkanları Emine Ayna ve Kamuran Yüksek tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Bu gelişmelerin normal olmadığını ve normal karşılamadığımızın bilinmesini istiyoruz.

'DBP ve HDP'ye saldırılar normal karşılanmamalı'
DBP Eşbaşkanları, DBP ve HDP’ye yönelik belli merkezlerden yönlendirilen saldırılara ilişkin yaptığı açıklamada, “Halkların ve demokrasi güçlerinin ortak Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Selahattin Demirtaş’ın seçim kampanyası sürecinde HDP ve DBP’ye yönelik yoğunlaşan bu saldırıların altında ulusalcı, faşist güçlerin ve sahte İslamcı kesimlerin olduğunu biliyoruz. Bu güçlerin adeta eşgüdüm halinde ve paralel biçimde saldırıları manidardır. Bu durum kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmektedir. Bu tezgahların hangi merkezlerde kurulduğunu da iyi biliyoruz. Bu saldırılar; başta Kürt halkı olmak üzere Alevi inancına mensup halkımız, emekçiler, kadınlar, gençler ve demokrasi güçlerinin iradesini kırmaya yönelik egemenlerin tezgahıdır” dedi.


DBP Eşbaşkanları Emine Ayna ve Kamuran Yüksek tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Bu gelişmelerin normal olmadığını ve normal karşılamadığımızın bilinmesini istiyoruz.

Devletin ve toplumun bir yol ayırımında olduğu bu dönemde, halkımızın demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesi karşısında sorumluluklarımız daha da artmaktadır. Böylesi bir dönemde tüm devrimci ve demokratik güçler de tarihsel sorumlulukları gereği bir kez daha düşünmeli ve bu bilinçle hareket etmelidirler” dedi.

Özellikle Alevi topluluğu gibi hem tarihsel hem de günümüz itibariyle sürekli ezilmiş, ötekileştirilmiş, katliamlardan geçirilmiş ve mağdur edilmiş bir halkın baskılanmasının, tehdit edilmesi ve saldırıya uğratılmasının kabul edilmeyeceği de vurgulanan açıklamada şunlara yer verildi: “Alevi toplumuna karşı gelebilecek her türlü saldırının karşısında bizi bulacaklarını belirtmek isteriz.

Halkların ve demokrasi güçlerinin ortak Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Selahattin Demirtaş’ın seçim kampanyası sürecinde HDP ve DBP’ye yönelik yoğunlaşan bu saldırıların altında ulusalcı, faşist güçlerin ve sahte İslamcı kesimlerin olduğunu biliyoruz. Bu güçlerin adeta eşgüdüm halinde ve paralel biçimde saldırıları manidardır. Bu durum kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmektedir. Bu tezgahların hangi merkezlerde kurulduğunu da iyi biliyoruz. Bu saldırılar; başta Kürt halkı olmak üzere Alevi inancına mensup halkımız, emekçiler, kadınlar, gençler ve demokrasi güçlerinin iradesini kırmaya yönelik egemenlerin tezgahıdır. Manidardır ki, ne zaman toplumsal demokrasi, barış ve özgürlük talepleri yükseliyorsa, bu tür karanlık güçler devreye sokulmaktadır. Egemenler adına hareket eden bu güçlerin ne kadar devrimci, demokrat ve Müslümanlık değerlerine sahip oldukları da ayrıca tartışılması gereken bir konudur.”

Devrimci, demokrat, sol, sosyalist ve Müslüman güçlerin bu saldırıların nereden tezgahlandığını bilerek, daha sorumlu ve bilinçli davranması gerektiğine de dikkat çeken DBP eşbaşkanları “Hepimiz tarihin bu kavşağında sorumluluklarımızın bilincinde olarak bu tür provokasyonlara gelmemeli ve meydan vermemeliyiz” diye devam etti.

“AKP ve onunla birlikte hareket eden karanlık güçlerin değirmenine su taşıyacak davranışlardan uzak durulmalıdır. Çünkü bir gelişme ve yükselişten kim rahatsız oluyorsa, bu değerlere yönelimlerin arkasında da o güçlerin bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla son süreçte Parti -Cephe tarafından Nurtepe’de özgür, demokratik, Alevi birliğinin Sayın Selahattin Demirtaş’ın seçim çalışması için açtıkları standın saldırıya uğraması ve ardından bu saldırıların Gazi, Sancaktepe, Sarıgazi vb. yerlere yayılması, tam bir provokatif girişimdir” diyen eşbaşkanlar, DBP ve HDP’nin tüm iyi niyetli girişimlerine ve yine demokratik sol güçlerin devreye girmesine rağmen bu sürecin tırmandırılarak, İbrahim Öksüz’ün karanlık bir şekilde katledilmesine yol açmasının da ayrıca düşündürücü olduğunu ifade etti.

Buna paralel olarak Dicle, Antep ve Küçükçekmece’de Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın seçim çalışmalarına dönük yapılan saldırıların birbirinden kopuk olmadığına da yer verilen açıklamada, “Yine Hizbullah tarafından Diyarbakır’da Yenişehir Seçim Bürosu ve belediye iftar çadırına yapılan saldırılar da bundan kopuk değildir. Farklı gerekçeler ve farklı mekanlar olsa da saldırıların amacı demokrasi güçlerine dönüktür.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte kamuoyunca da net olarak görülen durum, AKP ile CHP-MHP’nin etrafında kümelenen anlayışların aynı olduğudur. Bundan dolayı da HDP ve Sayın Demirtaş şahsında halklar açısından yeni bir demokrasi seçeneğinin yaratıldığı böyle bir süreçte yapılan saldırıların ne anlama geldiği daha iyi anlaşılmaktadır.

Ülkemizin demokratikleşmesi açısından ne CHP-MHP’nin ne de AKP’nin bir çözüm seçeneği olmadığı artık daha net anlaşılmıştır. Burada bir seçenek olarak HDP ve bileşenlerinin açığa çıkması ve demokrasi güçlerinin HDP’ye dönük ilgi ve alakaları, bu güçleri rahatsız etmiştir. Bu ilgiyi tekrar sistem güçlerine kanalize etmek için bazı güçlerin kullanıldığı ve öne sürüldüğü görülmelidir” dendi.

Başta Kürt halkı olmak üzere, tüm demokrasi güçlerinin bu durum karşısında duyarlı olması gerektiğini de belirtilen DBP Eşbaşkanları şöyle devam etti: “Tüm demokrasi güçleri başta olmak üzere Kürt halkını, Alevi halkımızı ve ezilen ve dışlanan tüm kesimleri bu provokasyonlara karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. Demokrasi güçlerinin bu tür tezgahlara gelmemesi, tarihsel misyonları gereğidir.

Özellikle metropolde yaşayan halkımız, bu provokasyonların bilincinde olarak sağduyulu olmalı ve olası provokasyonlara karşı tedbirini almalıdır. Kürt halkıyla Alevi inancına sahip halkımızı karşı karşıya getirmeye dönük yapılan bu oyunları boşa çıkarmak, bu tezgahı yıkmak, en temel demokrasi ve yurtseverlik görevimizdir. Sistem güçleri ve onların adına hareket eden işbirlikçi güçler, toplumumuzun bu hassasiyetlerini kullanarak halklarımızı karşı karşıya getirmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bizler de bu karanlık güçlerin tüm kirli oyunlarını ve provokasyonlarını teşhir etmek için elimizden geleni yapmalı ve bu karanlık güçlere karşı mücadele etmeliyiz.

Bu karanlık güçlerin provokasyonlarını boşa çıkarmak için; başta Alevi halkı olmak üzere tüm ezilen halklara dönük demokrasi, özgürlük ve kardeşlik projesi temelinde mücadelemizi her zamankinden daha fazla yükseltmeli, daha sıkı ilişkiler içinde olmalı ve kardeşlik bağını daha da güçlendirmeliyiz. Bu provokasyon ancak bu biçimde teşhir edilerek boşa çıkarılabilir.”

Güncelleme Tarihi: 04 Ağustos 2014, 00:16
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER