Genç Kuşakların Hassasiyetlerine Duyarlılık Göstermeliyiz

Cumhurbaşkanı Gül, TBMM'nin açılışında Gezi direnişinden, ekonomiye, Kürt sorununudan komşularla ilişkilere kadar pek çok konuda konuştu.

Genç Kuşakların Hassasiyetlerine Duyarlılık Göstermeliyiz
 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM  24. Dönem 4. Yasama Yılı’nın açılışında 11. Cumhurbaşkanı olarak görev süresi içinde son kez yasama yılı açılış konuşmasını yaptı.

Gül'ün Çankaya Köşkü sitesinde tamamı yer alan konuşmasından satır başları:

Halkın güvencesi sandık

Demokratik teamüllerin zorlandığı veya ayaklar altına alındığı dönemlerde dahi, halkımızın milli iradesini er ya da geç sandığa ve ülke yönetimine yansıtacağına inancım hiçbir zaman sarsılmadı.

200 yıllık anayasa ve demokrasi geleneğimizin en önemli unsuru, hâkim güvencesinde yapılan seçimlerdir. Yani, sandıktır.

Kutuplaşmanın faydası yok

Demokrasinin en temel şartı olan seçim dönemlerinde bazen tanık olunan kutuplaşmanın, siyasi partilerimize de ülkemize de faydası yoktur.

Aslında kutuplaşmadan uzaklaşan ülkeler normalleşir. Yapılan reformlar ancak kutuplaşmanın yaşanmadığı dönemlerde kalıcı olur, kök salar.

Sessiz devrimlik reformlar

Son yıllarda demokratik standartlarımızı yükseltmek amacıyla “sessiz devrim” olarak adlandırılabilecek pek çok köklü reform hayata geçirilmiştir. Bu sürece, iktidarın olduğu kadar, muhalefetin de katkısı olmuştur.

Sayın Başbakan tarafından açıklanan ve ülkemizin önemli sorunlarına çözüm getireceğine inandığım yeni adımları da memnuniyetle karşıladığımı belirtmek isterim. Bu sürecin devam ettirilmesi gerektiğine de inanıyorum.

Gezi Parkı'ndaki barışçıl eylemler

Gezi Parkı’nda çevre duyarlılığı ve şehir estetiği kaygılarını sergileyen gençlerin barışçı eylemlerini, demokratik gelişkinliğimizin yeni bir tezahürü olarak gördüm.

Bu nedenle, gerek ben, gerek Hükümet yetkilileri, “iyi niyetli mesajların alındığını” eylemlerin hemen ardından ifade ettik.

Millet olarak bu olaylardan gerekli dersleri çıkartmalı, yapılacak ayrıntılı sosyolojik çalışmalarla özellikle genç kuşakların hissiyatını anlamak için duyarlılık göstermeliyiz.

Süreç devam etmeli

Mevcut sükûnet ortamının kalıcı kılınması ve sürecin bir “kardeşlik barışı”yla taçlandırılabilmesi için gerekli adımlar suhuletle ve kararlılıkla atılmalıdır.

Bu elbette bir pazarlık süreci olamaz. Sorunun özü de, çözümü de demokrasimizin standartlarının daha da yükseltilmesinde yatmaktadır.

Suriye ve Mısır olayları

Kendi halkıyla ve komşularıyla barışık, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyan yeni bir Suriye’nin inşası olmalıdır. Bir geçiş döneminin ardından kurulacak yeni Suriye’de, savaş ve insanlık suçu işlemiş kişilere asla yer verilmemelidir.

Netice itibariyle, Mısır halkı ve devleti ile kadim kardeşlik ve dostluk hukukumuz, aramızdaki görüş farklılıklarını aşabilecek kadar güçlüdür. Bu güçlü bağlardan yararlanarak, Mısır’ın demokrasiye dönmesine ve normalleşmesine katkıda bulunabilir, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri daha da ileri seviyeye taşıyabiliriz.

AB, ABD, NATO ilişkileri

Mevcut küresel ve bölgesel konjonktür ışığında, bir ayağını sağlam bir şekilde AB’de tutabilen bir Türkiye, hem kendisi için belirlediği büyük hedefleri gerçekleştirebilir, hem de AB ile birlikte, bölgesine, komşu halklara çok daha etkili bir destek sağlayabilir.

Amerika Birleşik Devletleri ile ikili çerçevede siyasi, askeri, ekonomik ve bilimsel alanlardaki ilişkilerimizin önemi kadar, bölgesel konulardaki istişarelerimiz de önemlidir.

Öte yandan, NATO müttefiklerimizle ortak değerler temelinde yürütülen ilişkilerimiz, bugün de dayanışma ruhuyla sürdürülmektedir.

Kıbrıs meselesi çözülmeli

Yaklaşık 50 yıldır devam eden bir ihtilaf olan Kıbrıs meselesi, artık bir çözüme kavuşturulmalıdır. Türkiye,  her zaman olduğu gibi adada adil ve kalıcı bir barışın tesisi yönünde her türlü diplomatik süreci destekleyecek ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk halkı ile dayanışmasını en yüksek seviyede tutacaktır.

Ekonomik büyüme adil dağıtılmalı

Büyüme performansıyla ilgili son veriler de Türk ekonomisinin güçlü makro ekonomik temeller üzerinde yükselmeye devam ettiğini göstermektedir. Ekonomik büyümenin ortaya çıkardığı refah artışının da adil dağıtılması önemlidir.

Bu bağlamda, ülkemizdeki gelir dağılımını düzeltici sosyal politikaların devamında büyük yarar vardır. Bu çerçevede, en önemli araçlardan biri olan kentsel dönüşüm projelerinin çevre, şehir estetiği ve sosyal intibak kriterleri de dikkate alınarak uygulanması elzemdir.

Nihayet, kadınların başta siyaset ve ekonomi olmak üzere toplum hayatımızın tüm alanlarına aktif katılımlarının sağlanması, beşeri kalkınmamızın anahtarı olacaktır./ Bianet

Güncelleme Tarihi: 02 Ekim 2013, 15:19
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER