Halkların Demokratik Partisi (HDP), 1 Kasım’da gerçekleşecek olan erken seçimlerin güven içerisinde yürütülmesi amacıyla Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’na başvurdu.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ali Ürküt imzasıyla yapılan başvuruda, Anayasa’nın “Seçimlerin genel yönetim ve denetimi” başlıklı 79’uncu maddesinde yer alan “Seçimlerin, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılacağı, seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kabul etme görevinin Yüksek Seçim Kurulu’nun olduğu, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı” hatırlatıldı.

Kamera önerisi

Başvuruda, 7 Haziran 2015 günü gerçekleştirilen seçimler öncesinde YSK’da siyasi partilerin kurula davet edildiği ve seçim süreci ile ilgili olarak bilgilendirildiği, siyasi partilerin de seçimlere ilişkin görüş ve önerileri alındığı anımsatılarak, bu kapsamda HDP temsilcilerinin de seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğüne ilişkin bir dizi öneride bulunduğu hatırlatıldı.

Bu kapsamda “Oy kullanma iş ve işlemlerinin yurtdışı ve yurtiçi istisnasız tüm sandıklarda görüntülü olarak kayıt altına alınabilmesi amacıyla sandık çevresini görüntüleyecek kamera sistemlerinin kurulması, bir diğeri ilçe ve il seçim kurullarında gerçekleştirilen birleştirme iş ve işlemlerinin kayıt altına alınması ile siyasi parti görevli ve müşahitlerinin izleyebilmeleri için bu işlemlerin görüntülü olarak yansıtılması” önerileri getirildi.

Yine oy verme işlemleri tamamlandıktan sonra birleştirme işlemleri tamamlanıp kesin sonuçlar açıklanana kadar oy pusulaları ve diğer belgelerle görsel temasın kesilmemesi, kesildiği andan itibaren görüntülü olarak kayıt altına alınmasının da önerildiği hatırlatılan başvuruda, 1 Kasım’da gerçekleştirilecek seçimler öncesinde yayımlanan 139 sayılı genelgede de benzer önlemler yer aldığı ifade edildi.

‘Ciddi kaygılar taşıyoruz’

Başvuru yazısının devamında bir süredir, seçimin düzen içinde yönetilemeyeceği ve dürüst bir seçimin gerçekleştirilmeyeceğine ilişkin olarak çok yoğun ve yaygın tartışmalar yürütüldüğü ifade edildi:

“Henüz gerçekleşmemiş bir seçimle ilgili olarak kuşku ve şüpheler yayılmaktadır. Bildiğimiz kadarıyla 27 Ağustos 2015 günü itibarıyla Ardahan’da 24, Kars’ta 2, Ağrı’da 2, Erzurum’da 30, Tunceli’de 14, Van’da 1, Hakkâri’de 7, Şırnak’ta 4, Siirt’te 3, Mardin’de 6, Diyarbakır’da 21, Şanlıurfa’da 3, Gaziantep’te 5, Kilis’te 4 olmak üzere 126 bölgede geçici güvenlik bölgesi ilan edilmiştir.

“Yurttaşların güvenliği için geçici güvenlik bölgesi ilan edildiği belirtilmekte ise de seçim güvenliği olmadığı izleniminin yaratılması ve böylece vatandaşların veya sandıkların başka bölgelere taşınması amacıyla geçici güvenlik bölgeleri oluşturulduğu yönünde de yurttaşlarca yaygın biçimde kuşkular dile getirilmektedir.

“Partimiz de bu konuda ciddi kaygılar taşımaktadır. Seçim güvenliğinin sağlanması adı altında, askeri darbe dönemlerinde tanık olunan sandık çevresi ve sandık alanlarının silahlı güçlerin kuşatması altına alınması ve silahların gölgesinde oy kullanılması herhalde hür iradeyle seçimlerin gerçekleştirildiği izlenimi doğurmayacaktır.

“Yüksek Seçim Kurulunun bu konuda da gerekli duyarlılığı göstereceğini, aksi yöndeki tutum ve davranışları engelleme yönünde kararlı bir tutum geliştireceğini umuyoruz.

“Bütün bu kaygı ve tartışmaların sona erdirilmesi amacıyla Mart ayında sözlü, bugün de yazılı olarak ilettiğimiz önerilerimizin göz önünde bulundurulmasını, Yüksek Seçim Kurulu’nun, seçimin düzen içinde ve dürüstlük ilkelerine uygun olarak yapılmasının sağlanması amacıyla gerekli önlemleri almasını ve sonucu hakkında partimizin bilgilendirilmesini umuyoruz.”