Savaşın acısı yine kadınların omuzlarında!

Tüm savaşlarda olduğu gibi Kobanê’yi işgal savaşında da en büyük acıyı yine kadınlar yaşıyor. Kiminin çocukları kiminin eşleri savaşta olan Kobanêli kadınlar, sınırın sıfır noktasında bir an önce Kobanê’ye dönmenin umuduyla yaşıyor.

Savaşın acısı yine kadınların omuzlarında!
Tüm savaşlarda olduğu gibi Kobanê’yi işgal savaşında da en büyük acıyı yine kadınlar yaşıyor. Kiminin çocukları kiminin eşleri savaşta olan Kobanêli kadınlar, sınırın sıfır noktasında bir an önce Kobanê’ye dönmenin umuduyla yaşıyor.


DAİŞ çetelerinin işgal saldırılarının şiddetlendiği Kobanê’den zorunlu gelen ve direniş nöbetinin tutulduğu Suruç’un Miseynter Köyü’ne yerleşen 45 yaşındaki Fatma Abdurrahman, savaştan önce yaşam şartlarının çok iyi olduğunu ve YPG/YPJ güçleri sayesinde her zaman kendilerini güvende hissettiklerin ifade etti. Oğlu Miheme’nin de savaşın baş gösterdiği dönemde YPG saflarına katıldığını aktaran Abdurrahman, “İlk Rojava’ya saldırı gerçekleştiğinde oğlum YPG’ye katılarak Serêkanî’de DAİŞ’e karşı savaştı ancak şimdi nerede olduğunu, hayatta olup olmadığını bilmiyorum” diye konuştu. Abdurrahman, eşinin ve 8 küçük çocuğunun kendisiyle olduğunu belirterek, mahcubiyetle “Eşim elinden engelli bu nedenle onu savaşa almadılar. Yoksa o da oğlum gibi gidip savaşmak istiyordu” dedi.

HER ŞEYE RAĞMEN KOBANÊ DİYORLAR

Savaşa rağmen Kobanê’den çıkmak istemediklerini aktaran Abdurrahman, şöyle devam etti: “Bize çıkmamız gerektiğini söylediklerinde bir fabrikaya saklandık, fabrikaya havan topları düştü ve oradan çıkıp bir fırında gün boyunca saklandık. Orada da şiddetli patlamalar oluyordu sokağa çıktığımızda halktan hiç kimsenin kalmadığını gördük ve 25 gün önce bizde göç etmek zorunda kaldık.” Tek hayalinin Kobanê’nin kurtuluşuyla birlikte topraklarına dönmek olduğunu belirten Abdurrahman, “Evimiz olmasın, ekmeğimiz olmasın ama yine de Kobanê’de yaşayalım istiyorum. Gidip Kobanê’nin topraklarında ölmek istiyorum” dedi.

EN BÜYÜK ACIYI KADINLAR YAŞADI

Savaşın tanığı bir diğer kadın 35 yaşındaki Arus Xelil ise, 6 çocuğu ve kalp yetmezliği nedeniyle hastanede olan eşi ile birlikte Kobanê’den neden göç ettiklerini anlatırken, kalıp savaşmak istediğini ancak 6 çocuğunu kimseye bırakamayacağını ifade etti. Savaşın kadın ve erkeği farklı etkilediğini dile getiren Xelil, “Savaşta kadınlar ve erkekler eşit olarak savaşıyor ama kadınlar DAİŞ’in kadınlara daha önce yaptıklarına şahit oldukları için hem korkuyorlar hem de daha güçlü savaşıyorlar. Savaş en kirli yüzünü kadınlara gösteriyor” dedi. Savaşın en ağır yükünü kadınların taşıdığına değinen Xelil, savaştan kaçarken çocukların sorumluluklarının hep kadında olduğunu ve en büyük acıları da kadınların yaşadığını dile getirdi. 

Güncelleme Tarihi: 20 Ekim 2014, 18:25
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER