24'üncü Uluslararası Kürt Kültür Festivali, Almanya'nın Köln kentinde on binlerin katılımıyla kutlanmaya devam ediyor. Renkli görüntülere sahne olan festivale katılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş önemli açıklamalarda bulundu.
Dicle Haber Ajansı'nın haberine göre, Demirtaş'ın konuşmasından bazı bölümler şöyle:
"Tarih Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye'de yeniden yazılırken 100 yıl önce başımıza felaket bir daha gelmesin. Bir kez daha ana vatanımızda ve topraklarımızda kölelik dayatılmasın bize dünyanın her yerinde direnen halkımız şunları söylüyor: Bir tarih yazılacaksa bu halkı, direnleri dikkate almadan kimse tarih yazmasın. Bu sefer tarihi biz direnenler yazacak. 100 yıl önce kendi topraklarımızda, bizi yok sayanlar, Kürdistan'da sömürgecilik hukukunu oluşturanlar bir tarih yeniden yazılacaksa dikkate alınmalılar. Biz artık umutsuz ve çaresiz değiliz. Bütün devletler politikalarını oluştururken bunu görmeliler. Almanya'da bu gerçeği görsün. Kürt yokmuş gibi davrananlar kaybetmeye mahkumlar."
"Bütün dünya tecavüz ordusu olan DAİŞ tarafından titrerken Rojava'nın kadın ve erkek yiğitleri bu barbarları durduran tek güç oldular. Şimdi böylesine büyük bir başarı ve güçlü mesaj bütün dünya ayakta alkışlarken birileri PYD'ye terörist diyor. Bu aymazlıktan başka bir şey değil. AKP ve Erdoğan'ın destekledikleri ÖSO barbarlarıdır. Asıl terörist görmek isteyenler buna baksınlar. Cerablus'ta, Minbic'te, Efrîn'de ve Kobenê'de Rojava'nın her bir bölgesinde başka kimlikler ve halklar yaşıyor. Kürtler dışında Araplar, Türkmenler, Hıristiyanlar da var. Ama önemli olan Rojava yönetiminin ortaya koyduğu adil birlikte yaşam projesidir. Bunu koruyan yaşam kılan PYD'dir.
"Ama Erdoğan ve işten çıkartılan Davutoğlu gidip DAİŞ ile işbirliği yaptılar. Zannettiler ki Kürtleri oradan çıkarırlar, bütün umutlarını barbarlara bağladılar. Şimdi o barbarlar yenildiler. Cerablus'ta onlara nefes aldırmaya çalışıyorlar. ÖSO üniformasıyla IŞİD teröristleri Suriye'ye sokuluyor. Bütün dünya bunu izliyor. Orada DAİŞ mücadelesi yok hedef Kürtler ve PYD'dir. Zaten Erdoğan bunu açık açık söylüyor. Ben Alman hükümetine soruyorum, DAİŞ bu kadar geriletilmişken suni teneffüs edilmesi ve Cerablus üzeri yardım göndermesine neden sessiz kalıyorsunuz. Cerablus ve DAİŞ meselesi sadece Rojava meselesi değil. Bu aynı zamanda Almanya, Fransa ve Belçika'nın da güvenliğidir. Almanya resmi politikasını gözden geçirmesi geriyor. Dünyada 50 milyon Kürdü ne zaman göndereceksiniz. Kürtler bugün yeryüzünde barbarlığa gericiliğe ve DAİŞ'e karşı mücadele ediyor. Maalesef Kürtler hak ettiği desteği görmüyor. Alman halkı da buna görmeliler. Eğer DAİŞ eski güce kavuşursa her kes zarar görecektir."
'Erdoğan Meclis'i de kapatacak'
"Yasa ve yargı sarayda tek adamın eline geçmiş. Korsan yasalar çıkmıştır. Türkiye'de HDP ve dostları dışında her kes sarayın şerbetine kapılmış durumdadır. Bugün mücadele eden tek olan biziz. AKP 14 yıllık döneminin en panik ve zayıflığın yaşıyor. Korkuyorlar. Bu kadar saldırmalarının korkudur korku. Panik ile herkese ve tarafa saldırıyorlar. Biz demiştik tutuklanmaktan ve dokunulmazlıklarından korkmuyoruz. 15 Temmuz'da darbe girişimine bakın. Darbe olsaydı ne olurdu aşağı yukarı böyle olacaktı. Tayip Erdoğan Allah'ın lütfü olarak gördüğü darbe girişimiyle ele geçirilmeyen her taraf ele geçiriliyor. Gülen adı altında sol ve Kürtler tasfiye ediliyor. Eğer biz susarsak bir süre sonra Hitler rejimi uygulanacak. Bak burada söylüyorum, bir süre sonra parlamentoya gerek yok diyerek, kapatacak. Yargıya, medyaya gerek yok diyerek kapatacak. Bütün üniversiteler de Tayip Erdoğan anlatılsın diye talimat verilecek. Tek adam ve diktatör sevdası ülkeyi buraya getirecek."
'Açlık grevi taktik değil'
"Kürtleri yok etmeye çalışan baskı altında tutulan bütün zihniyete karşı biz demokrasi ve özgürlüğü savunacağız. Erdoğan çözüm yok diyor, biz ısrar edeceğiz. Biz silahı sevenler değiliz. Ama kedini bile bir sabrı vardır saldırırsanız kendisini savunacaktır. Biz de bize saldıranlara karşı kendimizi savunacağız. Şu anda kritik mesele İmralı'dır. Kendisinden haber almadan her onurlu Kürt alanlarda olacak. Bu bir taktik değil. Gerçekten haber alamıyoruz durum kritiktir. Onun için Avrupa'da yaşayan halkımız başta olmazı üzere Başkan Apo'dan haber alıncaya kadar herkes ayakta olmalıdır. Biz böyle bir onursuzluğu kabul ediyoruz. 15 Temmuz'da darbecilerin içinde olduğu bir helikopterin indiğini biliyoruz. Uçaksavarlarla saldırı olduğunu, helikopterin de adaya ateş açtığını biliyoruz. 50 gündür haber alamıyoruz. Kendisinden haber alacak şekilde görüşmeye izin vermiyorlar. Sayın Abdullah Öcalan'dan haber alana kadar Amed'de açlık grevi olacak. Tek bir talebi var, avukat ve aileler gitmeli. Bilgi alınırsa açlık grevi bitecek. Yoksa kaygılarımız had safhaya çıkaracağız. 50 kişi etrafında milyonlar kenetleneceğiz. Biz böyle onursuzca yaşayamayız. Bu işin şakası yoktur. Bizim açışımızdan ölüm kalım meselesidir. Herkes demokratik çerçevede en güçlü direnişi ortaya koymalı. Öcalan, tek kişi değildir. On milyon kişi özgürlüğü için imza verdi. Ülkenin çözüm umududur. Kürt halkının hassasiyeti daha fazla kaşımamalı. Bu ahlaksızca tutuma karşı mücadele içerisinde olmalıyız."
