'Gazze’de olsam o kadar korkmam'

Türkiye’de okuyan Filistinli öğrenciler, topraklarına girmenin ve çıkmanın zorluğu yüzünden yıllardır ailelerini göremiyor. 2 yıldır evine gidemeyen tıp fakültesi öğrencisi Mustafa, “Burada çok rahat olsak da huzur yok” diye özetliyor duygularını. Yazan ise “Başımıza ne gelebileceğini bilmediğim için gitmiyorum” dedi.

'Gazze’de olsam o kadar korkmam'
3 Filistinli…Mustafa Alshaikh, Kudüslü. Tıp Fakültesi’nde okuyor. 2 yıldır ülkesine gitmiyor. Mohanad Abushammala, Gazzeli. O da tıp okuyor. O 2 yıldır gidemiyor. Sadece adını kullanmamızı isteyen Yazan ise 3 yıldır topraklarından uzak, Ankara’da bir üniversitede mühendislik eğitimi alıyor. 

ÖZETLE

Yıllardır gidemiyorlar
Girmek de zor, çıkmak da
Başlarına ne geleceğini bilmiyorlar


Aslında Mustafa ve Yazan, Mohanad’a kıyasla gitmek konusunda görece şanslı. Çünkü onlar evlerine Ürdün üzerinden gitmeyi deneyebilirler. Gazze'ye Mısır üzerinden girmek zorunda olan Mohanad ile karşılaştırdıklarında kendilerini daha şanslı saydıklarını söylüyorlar. Ama üçü de aynı sebeple gitmiyor, gidemiyor.

Yazan, önündeki örneğin dayısı olduğunu anlattı:

“Ben gidebilirim. Ama dönemeyebilirim. Burada sizinle röportaj yaptığım için de, katıldığım mitinglerden dolayı, Filistin’i destekleyen bir şeyler yaptığım için başıma bir sürü şey gelebilir. Benim dayım benim yaşadığım dramın aynısını yaşadı. Ürdün’de 3 yıl mühendislik okudu. 1 yılı kalmıştı. Hiç Filistin’e gidememişti. Gittiğinde sınır kapısından aldılar içeri attılar, 1 yıl kaldı. Daha sonra serbest kaldı ama ev hapsi cezası aldı. Ürdün’deki okuluna gidemedi. Filistin’de tekrar okumak zorunda kaldı. Yılları gitti, boşu boşuna. O yüzden gitmiyorum. Başımıza neler gelebileceğini bilmediğim için.

filistinli yazan
Fotoğraf: Zeki Öztürk / AJT
Yazan, ailesindeki diğer kişiler gibi sorun yaşamamak için yüzünü göstermek istemedi.

2 buçuk yıl önce gittim. Orada sorguya çekildim. ‘Türkiye’desin diye gözümüzden uzak olduğunu düşünme, Türkiye’de olsan da gözümüzün altındasın, istemediğimizi, sevmediğimizi bildiğin yerlere gitme, dikkatli ol..’ bunlar söylendi bana. O yüzden burada olmak, çok da özgür olduğumuz anlamına gelmez.”

Mustafa, Filistin dışındaki tüm Filistinlilerin evine gitmek istediğinde aynı sıkıntıları yaşadığını ancak İsrail’in Mavi Marmara olayından sonra Türkiye’den gelenlere daha fazla yoğunlaştığını söyledi.

Mohanad, Gazze’ye, Mısır’daki darbeden bu yana gitmeyi denememiş. Darbeden önce Gazze’ye giren bir arkadaşının, darbeden sonra çıkış listesi uzun olduğu için sınavlarını kaçırması onu engelleyen nedenlerden biri.

“Gazze’ye gitmek istediğimiz zaman İstanbul’dan çıkıp Kahire Havaalanı’na iniyoruz. Tüm ülkeler (vatandaşları) mühürleniyor, biz giremeyiz. Bizim pasaportlarımızı topluyorlar, penceresi olmayan bir odaya koyuyorlar. Sınır açıksa, ertesi gün saat 6’da otobüse binip Gazze sınırında iniyoruz. Mısır içinde hiç adım atmıyoruz. Sınır kapalıysa benim pasaportumu alıp o odaya götürüyorlar, sınır açılana kadar… 1 ay, 2 ay, 3 ay… oradasın. Gazze’den çıkmak isteyenlerin de çok uzun bir listesi var. Ben gidip çıkmak istesem sıram bininci, bin 500’üncü falan oluyor. En fazla 200 – 300 kişi çıkartıyorlar. Ben artık 3 – 4 ay beklemem lazım. Yılın yarısını kaçırırım o şekilde… Ben yeni doğan kız kardeşimi görmedim. 2 – 3 yıl oldu. Son fotoğrafını gördüm çok ağladım. Çıkarken küçük bir kız kardeşim vardı, artık büyüdü…”

Mohanad Abushammala
Fotoğraf: Zeki Öztürk / AJT
Mohanad'ın sadece fotoğrafından bildiği bir kız kardeşi var

“Burada kalmak zor”

Her üçüne göre de Filistin dışında bulunmak, 3 haftadır İsrail’in saldırısı altındaki Gazze’de bulunmaktan daha zor.

Yazan “Orada olsam daha iyi hissederim” dedi:

“Tabii ki de burada kalmak zor. İki durumu da yaşadım. Savaşın ortasında kalarak da, savaştan uzakta da yaşadım. Burada olmak insana acizliği hissettiriyor. Oradaki insanlara ne yardım edebiliyorsun, ne de bir şey yapabiliyorsun. İnsan burada ancak dua edebilir, üzülebilir, ağlayabilir. Ama orada dururken kendi başına bir şey gelse bile, burada olmaktan daha iyi hissedebilir.”

İsrail saldırıları başladığından bu yana ailesi ile iletişim kurmakta güçlük çeken Mohanad Abushammala ise, ”Orada olsam o kadar korkmayacağım” dedi:

“Çünkü onlar orada durumu yaşıyorlar. Ne olursa olsun Allahın (çizdiği) kaderi yaşıyoruz. Ailemize ne olacak bilmiyoruz. Her dakika, bir arkadaş, aileden bir kişi, akraba…Hatta akraba olmasa bile, tanıdık olmasa bile, bir Filistinli olacak, masum kadın, masum çocuk olacak. Medyada  gösterilen fotoğrafları görünce gerçekten… Artık son 2 gündür hiç televizyona bakmıyorum. Dayanamıyorum…Bayramın ilk gününde, babam, annem, kızkardeşim, abimi aradım. Hiç birine ulaşamadım. Bu durumda ne yapacağım ben. İkinci gün, çok zor ulaştım. Eve roket düşmüş ama patlamamış.”

“Bizim dönmemiz lazım”

5 yıldır Türkiye’de olan Mustafa, Kudüs’teyken hep başka bir ülkede okumayı ve sonrasında orada yaşamayı düşündüğünü söyledi. Ancak artık aynı düşüncede değil:

“Bütün Filistin’in en iyi öğrencileri kaçıyorlar. Bizim dönmemiz lazım. Orada olanların yüksek seviyede eğitim görmüş insanlar olmalı. İsrail ya da işgale karşı bir şey yapmak için. Oradaki insanlar hayattan bıkmış durumdalar. “Ben niye uğraşayım.” diyor. Belki biz onlar için bir umut olarak gidebiliriz. İsrail, Kanada ile bir anlaşma yapmıştı birkaç yıl önce, 70 bin Filistinliye Kanada vatandaşlığı verilecekti. Onu duyunca dönmemizin ne kadar önemli olduğunu anladım”

Mustafa Alshaikh
Fotoğraf: Zeki Öztürk / AJT
Mustafa, Filistinlilere bir umut olmak için mutlaka döneceklerini söyledi

Yazan ise 1948’de Kudüs’ten kaçan dedesinin pişmanlığını yaşamak istemediğini söyledi. “Orada sıkıntılar varken, insanın nasıl döndüğüne şaşırırsınız” diyen Yazan şunları anlattı:

“Başka bir ülkeye gidiyormuş gibi durdurulur, aranır, saatlerce bekletilirsiniz. O bariyerlerde bir – iki gün… sıcak bir günde güneş altında, ya da soğuk bir gecede dışarda bekletirler. Bu durumlar varken insanın oraya nasıl gideceğine şaşırabilirsiniz ama Filistinlilerin çoğuna sorarsanız, Filistin’e hizmet etmek istiyor. Bizim yaptığımız hiçbir şey. Gazze’deki kardeşlerimiz canlarını veriyor, çocuklar ölüyor. O sıkıntılara katlanmak yapabileceğimiz en küçük şey. İsrail’in istediği bu. Bu sıkıntılar, bu savaşlar hepsi bizi oradan göndermek için. Savaşla gitmedik. ‘evlerinizden kaçın evlerinizi vuracağız’ diyorlar adamlar kaçmıyor. Kaçacaksa zaten gidecek yer yok.”

Kaynak: Al Jazeera

 

Güncelleme Tarihi: 02 Ağustos 2014, 22:04
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER