Fincancı: Yaptığımız protokol dünyada kullanılıyor!

Son dersini vererek üniversiteye veda eden Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı: İstanbul Protokolü çalışmaları sırasında bölümü polis bastı. Burada bize 'toplantı yapıyorsunuz' dediler. Herkesin şaşkın bakışları arasında zorunlu olarak polisleri dışarıya davet edip onları uzaklaştırmak zorunda kalmıştım. Onların 'toplantı yapıyorsunuz' dediği protokol bugün dünyanın dört bir tarafında kullanılmaktadır.

 Fincancı: Yaptığımız protokol dünyada kullanılıyor!
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndaki 41 yıllık çalışma hayatının son dersini dün verdi. İnsan hakları alanındaki çalışmalarıyla tanınan Fincancı’ya ‘Barış Bildirisi’ne imza atması nedeniyle ertelemesiz 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.

‘İnsan hakları ve hekim sorumluluğu’ başlıklı son dersinde konuşan Fincancı’yla bundan sonra neler yapacağını ve üniversite hayatında unutamadığı anılarını konuştuk…

‘HENÜZ BİTEN BİR ŞEY YOK’

İstanbul Üniversitesi’ndeki son dersinizi verdiniz. Neler hissettiniz?

Çok onurlandım. İyi ki bu yolu seçmişim diye düşündüm. Resmi olarak bir devamlılık söz konusu olmayacak. Ama henüz biten bir şey yok. Yine yaptığım işi yapacağım. Yine insan hakları mücadelesini sürdüreceğim. Belki de daha özgürce bu işi yapacağım.

‘BİR ENSTİTÜ HAYAL EDİYORUZ’

Bundan sonra neler yapacaksınız?

İnsan Hakları Vakfı ile ilgili çalışmalarım olacak. Hrant Dink’in 19 Ocak’ta katledilmesinden bir gece önce travma ve insan hakları üzerine hep birlikte hayaller kurduk. Yüksek lisans ve doktora programları olan bir enstitü kurmayı hayal ediyoruz. YÖK’le bağlantısı olmayan gerçek ve özgür bir akademi oluşturma hayalimiz var. Kadınlarla ilgili çalışmalar yürütmeyi düşünüyorum. Mor Çatı ile ilgili belki daha iyi bir ilişkimiz olur. Yalnızca insan hakları mücadelesi değil kadının insan hakları mücadelesi konusuna daha çok zaman ayırma olanağım olur. Yazarım, okurum...

‘BİZE YER ÇOK…’

Deneyimlerinizi genç meslektaşlarınıza nasıl aktaracaksınız?

Çok parlak meslektaşlarımız üniversitelerden atıldı. Üniversitenin dışına çıkılması akademisyenliğin sona ermesi demek değil. Akademik ortamlar oluşturuldu, dayanışma akademileri oldu biz buralarda buluşmaya devam edeceğiz. Enstitüyü kurmak için elimizden geleni yapacağız. Biz öğrencilerimizle her zaman buluşabiliriz. Türk Tabipleri Birliği’nin Tıp Öğrencileri Kolu var. Türkiye’nin dört bir yanından tıp öğrencileri bahar okulları, yaz okulları, güz okulları düzenler. Meslek örgütümüzün çatısı altında buralarda bulaşacağız. Bize yer çok, onlar düşünmeliler.

‘UMARIM İNSANLAR ÇOCUKLARINI BUZ DOLAPLARINDA SAKLAMAK ZORUNDA OLMAZ’

Uzun zaman insan hakları konusunda yaptığınız çalışmalarla tanınan bir isim oldunuz. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu birçok il ve ilçede araştırma yaptınız. Cizre de bu ilçelerden biri oldu. Sizi yeniden buralarda görebilecek miyiz?

Elbette. Çünkü insan hakları ihlalinin olduğu her yerde olmak boynumuzun borcudur. Ben bir insan hakları eylemcisiyim. İnsan hakları alanında çalışmadan yaşamak mümkün değil. Bu kararlılığımız her zaman sürecek. Umarım böyle bir şey olmaz. Umarım yeniden insanlar, çocuklar ölmez. Umarım insanların çocuklarını buz dolaplarında saklamak zorunda kalmaz. Umarım anneler ölü çocuklarını koyunlarında yatırmak zorunda kalmaz. Biz her zaman insan hakları ihlallerinin boyutunu gözlemek için olacağız. Keşke olabilecekleri öncesinden önleyebilsek.

‘POLİSİN BASTIĞI PROTOKOL…’

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda 41 yıllık çalıştınız. Bu süre içerisinde üniversitede hiç unutamadığınız bir anınız oldu mu?

İstanbul Protokolü çalışmaları sırasında İstanbul’da dünyanın dört bir yanından bilim insanlarıyla toplantı yaparken bölümü polis bastı. Burada bize ‘toplantı yapıyorsunuz’ diyerek sorular yönelttiler. Herkesin şaşkın bakışları arasında zorunlu olarak polisleri dışarıya davet edip onları uzaklaştırmak zorunda kalmıştım. Bu unutamadığım bir anı. Onların ‘toplantı yapıyorsunuz’ dediği protokol bugün dünyanın dört bir tarafında kullanılmaktadır.

‘HAKİKAT ORTADAN KALKAN BİR ŞEY DEĞİL’

Son dersinizde ‘hakikatin hiç beklenmedik zamanlarda ortaya çıkma alışkanlığı vardır’ dediniz. Buradaki ‘hakikat’ten kastınız nedir? 

Aslında hakikat hep ortadadır. Yeterki siz onu görmek ya da göstermek isteyin hakikat ortadan kalkan bir şey değil. Bir durumdan söz ediyoruz bu durumu hepimizin görmesi boynumuzun borcu. / DUVAR

Güncelleme Tarihi: 25 Ocak 2019, 12:27
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER