Yazılı bir açıklama yapan Şengal İnşa Meclisi Kadın Komitesi, Êzîdî toplumu ve kadınlarının tarihte çok fermanlar, katliamlarla yerlerinden, yurtlarından edilerek, her türlü mağduriyeti yaşadığını belirtti. DAİŞ faşizminin geliştirdiği insanlık dışı, vahşi 73’üncü fermanın tüm bu yaşananların en trajik, acılı, fermanlarını olduğunu kaydetti. Onarılması güç sonuçlara yol açtığını da belirten Şengal İnşa Meclisi Kadın Komitesi, “Bu vahşetin 21. yüzyıl gibi demokrasi, eşitlik ve özgürlük gibi değerlerin yükseldiğini sandığımız bir yüzyılda gerçekleşmesi tüm insanlık adına utanç verici, onur kırıcı olduğu kadar, ‘insanım’ diyen herkesin sorgulaması gereken bir durum olduğu da açıktır” dedi.
Tarihten gelen bu trajediyi Êzîdîlerin kendi cephesinde ele alarak, sorgulaması gerektiğinin de açık olduğuna yer verilen açıklamada, bugüne kadar egemenlikli ve tekçi zihniyete, onun kurum ve sistemine karşı Êzîdî toplumu olarak sürekli savunma ve kendilerini koruma psikolojisi ile içine kapandığı da belirtilen açıklamada şunlar vurgulandı:
“Yine Êzîdî toplumu olarak kendi inanç değerlerimize dayalı ahlaki bir toplumu esas almak bir toplumu toplum yapan en önemli boyutken ahlaki boyutu güçlendiren, tamamlayan politik boyutun eksik ya da zayıf kalması toplum olarak en ciddi zaaflarımızdan olduğunu en fazla da yaşadığımız bu son trajediyle farkına vardık.
’73. FERMAN ÖRGÜTLENMEYİ ÖĞRETTİ’
73. fermanın Êzîdî toplumuna özellikle biz Êzîdî kadınlarına öğrettiği en önemli ders; hiç bir güçten medet ummadan, kendi kendine yetmek, kendi ayakları üzerinde durabilmek için yaşamın tüm alanlarında kendimizi örgütleyebilecek bir sisteme kavuşmaktır. Bu gerçekliğe en fazla da yaşanan bu vahşetin acısını yaşayan, mağduru olan biz Êzîdî kadınların ihtiyacı olduğu açıktır. Bu anlamda 73. Fermana cevabımız ve intikamımız örgütlenmek, örgütlenerek mücadele gücüne kavuşmak; örgütlenerek ölümün değil yaşamın öznesi haline gelmek istiyoruz.
Onun için de kendi öz örgütlenmemizin adımları olan bir konferansla Şengal Êzîdî Meclisi ilanı en fazla da biz kadınları heyecanlandırdı. Bu çalışmada Êzîdî kadınları olarak canla başla yer alma, öncülüğünü yapma iddiası kadar pratik çabası içine girdik. Êzîdî toplumu olarak kendi irademizin açığa çıkacağı böyle girişimler Êzîdî toplumunun dostlarını, tüm demokratik çevreleri sevindirdiği açıktır. En fazla da Kürt halkı ve tüm Kürdistani güçleri sevindirmesi beklediğimiz, umut ettiğimiz bir durumdu. Ve aynı zamanda ulusal sorumluluğun ve duyarlılığın da gereğiydi. Ancak bazı çevrelerin bu girişimlerimizi çarpıtan saptıran yaklaşımları ulusal birliğin değil, egemenlikçi, merkeziyetçi zihniyetlerinin kendisini göstermesidir. Bazı Êzîdî şahsiyetlerini de bu temelde kullanarak konuşturmaları bu gerçekliklerini değiştirmeyecektir.
‘PARLAMENTOLAR AĞLAMA DEĞİL, MÜCADELE YERİ OLMALI’
Ancak konuşanlardan birinin kadın olması ve Viyan olması kadınlar olarak bizi incitmiştir. Biz Êzîdî toplumu ve Êzîdî kadınları örgütlü olabilseydik, parlamento zemini xweçka Viyan’ın çaresizliğinin ve ağlamasının yeri değil, Viyanların mücadele yeri olacaktı. Êzîdî toplumu olarak hatta daha fazla kadınlar olarak örgütlenmemizin, kendi öz örgütlenmemize kavuşmamızın nedenleri çok fazladır. DAİŞ çetelerinin eline düşmemek, düşen kadınlarımızın çığlıklarına yetişmek kadar, Viyanlar ağlamasın, Viyanları parlamentoda her yer de güçlü kılmak, yanında olmak için örgütlenmeliyiz. Yaşamın tüm alanlarında örgütlenmeliyiz. En başta da kadınlar olarak kendi kendimizi savunmamız için savunma alanında örgütlemeliyiz. Savunmamızı yanı başımızdaki babalarımızın erkeklerimizin yapamadığı ortadayken kim kadının kendi savunma örgütlülüğünün, yaşamın tüm alanlarında örgütlenmesinin gerekliliğini ve önemini yadsıyabilir.”
‘ÖZ ÖRGÜTLÜLÜĞE KAVUŞMAK EN DOĞAL HAKKIMIZ’
Êzîdî toplumu, kadını olarak kendi iradelerine dayanan örgütlenmelere kavuşarak, fermanlardan, katliamlardan, kadınlar olarak esir pazarında satılmaktan kurtulabileceğini de vurgulayan Şengal İnşa Meclisi Kadın Komitesi, “Örgütlenmemizden korkanlar ve çarpıtanların bizi koruyamadıkları, DAİŞ kurtlarının sofrasına sundukları ayan beyan ortadayken kim kendimizi savunmamızın, örgütlenmemizin önüne geçme cesaretinde bulunabilir. İrademize dayalı öz örgütlerimize kavuşmak en temel hakkımızdır. Bu hakkı kimseden istemeden kendi çabalarımızla geliştireceğimiz gibi kimsenin de engellemesine müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Êzîdî toplumunun bulunduğu her yerde başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm toplumun kendi öz örgütlenmelerini geliştirmeye de çağıran Şengal İnşa Meclisi Kadın Komitesi, yine tüm Kürdistani güçlere şöyle seslendi: “Şengal’i özgürleştirme, direniş hamlesinde birleşmek kadar, Êzîdî toplumumuzun, kadınlarının iradesini görmelerini, kabul etmeleri ve tanımaları gerekiyor. Kendi irademizle ulusal birliğe katılmamız ulusallığımızı zayıflatmayacak, ulusal birliğimizi ve bütünlüğümüzü güçlendireceğini düşünüyoruz.
Yine bu temelde başta kadın hareketleri olmak üzere ilerici ve demokratik çevreleri Êzîdî toplumuyla dayanışmaya, yalnız bırakmamaya çağırıyoruz.”
Güncelleme Tarihi: 24 Ocak 2015, 16:44