Birleştirilen Musa Anter ve JİTEM ana davasının 2. duruşması Ankara’da görüldü. AK Parti Milletvekili Orhan Miroğlu da tanık sıfatıyla ifade verdi. Miroğlu, “Tayfun” adında MİT elemanı olduğu iddialarını reddederek, “Eymür beni karıştırmış” şeklinde konuştu. Mahkeme,  tutuklu sanık Hamit Yıldırım’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 20 Haziran 2016 tarihine erteledi.

Birleştirilen JİTEM Ana davası ve Musa Anter davasının ikinci duruşması Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

AKP Milletvekili Orhan Miroğlu da mahkemede tanık sıfatıyla ifade verdi.

Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) haberine göre, mahkeme heyetinin”Olay günü otele gelen kişinin Hamit Yıldırım olduğunu söyleyebilir misin?” sorusuna Miroğlu, “Yüzde yüz bir teşhis yapamam. Kitapta olayda iki gün sonra teşhisle ilgili çizilen resim ile Hamit Yıldırım’a ait olan resmin benzerliğine işaret ettim. Benim teşhisim Aygan’ın teşhisi gibi isabetli olamaz. Hamit Yıldırım tutuklandığı zaman verdiğim ifademin arkasındayım. İsmi Hamit olan kurucular araştırıldı. Ömer Özyılmaz duruşmaya gelip tanık olarak ifade verirse fotoğraflara ilişkin gerçek ortaya çıkar” cevabını verdi.

Mehmet Eymür’ün geçen celsede Orhan Miroğlu’nu, MİT ajanı “Tayfun” olarak hatırlıyorum sözleri hatırlatılarak Miroğlu’na soruldu.

Miroğlu, “Ben o dönemde cezaevindeydim. Eymür beni başka biriyle karıştırmış olabilir. Vedat Aydın cinayetini ve akrabam olan Mehmet Sincar cinayetinin aydınlatılmasını için medyayı en çok ben kullandım. Kitabımı yazmadan önce Eymür’ü evinde de ziyaret ettim. Yeşil’in ifadesini sordum. Eymür, ‘İfade muhtemelen MİT’in arşivinde vardır. Mahkemeye başvurun bulunur’ dedi.

Miroğlu, “JİTEM bile Yeşil’i kaldıramıyor. Yeşili tasfiye etmeye çalışıyor. Çünkü işlediği cinayetler ortaya çıkıyor. MİT’in infaza uğramış elemanlarını biliyoruz. Kurumlar arası çatışmalar var. JİTEM tek başına bu cinayetleri işlemedi. Bu cinayetler iç siyaset malzemesi yapılıyordu. Bu cinayet PKK ve JİTEM işbirliğiyle işlendi” şeklinde konuştu.

Ayrıca Süphan Mete’nin kitabının dosyaya konulması talebine de Miroğlu, “Bu kitap delil olamaz” sözleriyle tepki gösterdi.

‘Ben Anter’in durduğu noktada bulunuyorum’

Cinayetin yaşandığı sokağa girdiklerinde Anter ile aralarında 10 kadar mesafe olduğunu iddia eden Miroğlu saldırganın ateş ettiği sırada ise elini Anter’in omzuna attığını belirten çelişkili ifadeler verdi.

Miroğlu, “Musa Anter PKK’nin fikirlerini benimsemiyordu. Eldeki veriler Anter’in PKK tarafından infaz edildiğine işaret ediyor. Anter Kürtlerle Türklerin birlikte yaşamasından yanaydı. Ben de şimdi o noktadayım” şeklinde konuştu.

Yeşil’in telefon kayıtları istendi

Mahkeme heyeti tutuklu sanık Hamit Yıldırım’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, “Aziz Turan’ın iadesi için Dışişleri Bakanlığı’na müzekkere yazılmasına , Hanifi Avcı’nın Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 1998/27 esas sayılı dosyanın içinde Mahmut Yıldırım’a ait telefon kayıtlarının istenmesine, Hasan Tanrıkulu ve Cem Ersever ile yazılan müzekkerelerinin tekrar yazılmasına, Arif Bekiroğlu ve İhsan Aydemir’in tanık olarak dinlenmesine, Cemil Işık ile ilgili istihbarat bilgisi olup olmadığına ilişkin MİT’e müzakere yazılmasına, Cemil Işık’ın iltica talebine ilişkin Dışişleri Bakanlığı’nın mahkemeye bilgi vermesi halinde duruşma arasında işlem yapılmasına” karar verirken, Abdulkadir Aygan, Hacı Hasan, Muhsin Gül, Mehmet Zahir Karadeniz, Fethi Çetin hakkında yeniden yakalanma kararı çıkardı. Veli Mahkeme Veli Küçük’ün tanık olarak dinlenmesi için tekrar müzakere yazılmasına da karar verdi.

Duruşma 20 Haziran 2016 tarihine ertelendi.