21 Ağustos’ta Diyarbakır’ın Silvan ve Lice ilçelerine giderek incelemelerde bulunan Barış Bloku üyeleri İstanbul’da düzenledikleri toplantıyla izlenimlerini paylaştı.

Barış Bloku, izlenimlerini Cezayir Toplantı Salonu’nda düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı.

30 kişilik heyet, 15 kişiden oluşan 2 grup halinde Lice ve Silvan’da temaslarda bulundu. İlk olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak ile görüşen heyet, ardından ilçe kaymakamları, belediye başkanları ve halk görüştü.

Toplantıda, Barış Blok’u Eş Sözcüleri Gençay Gürsoy ve Nuray Sancar ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel izlenimlerini aktardı.

‘Erdoğan’ın iktidarı için askerimi feda etmem’

Barış Blok’u Eş Sözcüsü Gençay Gürsoy, Silvan’da 1990 yıllarda yaşatılan devlet terörünün bir daha hayata geçirildiği belirterek devletin yerel temsilcilerinin üstten yapılan baskılar sonucunda inisiyatif kullanamadıklarını gözlemlediklerini söyledi.

Gürsoy, halktan aldıkları bilgiye göre, Silvan İlçe Jandarma Komutanı’n “Vatan için canımı veririm ama Erdoğan’ın iktidarı için askerimi feda etmem” diyerek, istifa ettiğini söyledi.

‘Ağır silahlar kullanılmış’

Gürsoy, özellikle gençlerde devletin baskı ve katliam girişimlerine yönelik ciddi bir tepki ve kopuşun var olduğunu, orta yaşlı ve yetişkinlerde ise bir tedirginliğin olduğunu ifade etti.

Gürsoy, Silvan’ın hedef alınmasının sebebini “Kürt hareketi burada mayalandı ve bunun için devlet tarafından hedef alındı” sözleri ile açıkladı.

Gürsoy, yaşanan çatışmalardan kaynaklı birçok evin duvarının kurşunlarla tahrip edildiğini, bazı evlerin yakıldığını ve bir evde yaşanan yıkıntının ise boyutunun normal kurşunlarla oluşamayacak kadar ağır olduğunu gözlemlediklerini ve bu durumun ise ancak uçaksavar ve daha ağır silahlarla oluşabileceğini dile getirdi.

‘Halkın devlet ile olan bağı kopma noktasına geldi’

Gürsoy, ilçede hakla yaptıkları görüşmelerde, ilçeye TIR’larla askeri araç taşındığını ve ilçenin farklı noktalarına konumlandığını, özel timlerin ise sağlık ocağının yanına konumlandığını ve izledikleri videolarda sağlık ocağına tekbir eşliğinde bayrak çekilerek binayı hedef alarak ateş ettiğini aktardı.

Gürsoy, halkın, özel timler tarafından sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen “dışarı çıkın” tehdidinde bulunduğunu ve kadınlara da cinsiyetçi hakaretlerde bulunduklarını ifade etti..

Gürsoy, yaptıkları görüşmeler sonucunda halkın devlet ile olan bağının kopma noktasına geldiğini, işin çığırından çıktığını ve iç savaşa doğru gidildiği izlenimi edindiklerini bu tehlikeli gidişata karşı ise barış ittifaklarına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

‘OHAL görüntüsü hakim’

Ardından söz alan ve Lice heyeti içerisinde yer alan Barış Bloku Eş Sözcüsü Nuray Sancar ise, ilçeye girişlerinin asker tarafından engellendiğini ve köy yollarından canlı kalkan eyleminin devam ettiği noktaya vardıklarını söyledi.

Çatışmaların yaşandığı Lice, Hani ve Kocaköy üçgeninde bulunan tepenin bir tarafından askerlerin, bir tarafından gerillanın bulunduğunu, aralarında ise halkın canlı kalkan olarak eylem başlattığını ifade ederek, köylülerin kendilerine bölgeye 36 defa asker indirildiğini ve şu anda sadece üçgende 500’ün üzerinde askerin konumlandırıldığını, bölgede bir OHAL görüntüsünün hakim olduğunu belirtti.

Karşılaştıkları polislerin kendilerine “iktidar kimse onun polisiyiz” şeklinde yanıt verdiklerini ama askerler de ise bir tedirginlik ve savaşa inanmışlığını olmadığını gözlemlediklerini aktardı.

‘Müzakereler başlasın’

Heyet içerisinde yer alan HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel ise halkın savaş istemediğini belirtti.

Tuncel, konuştukları tüm insanların kendilerine “Her gece nöbet tutuyoruz. Asker ve gerilla ölmesin. İki taraf da bizim çocuğumuz” dediğini aktardı.

Tuncel, bölge halkının zorla göçe tabi tutulduğunu da belirterek, insanların savaşın son bulmasının tek olanağının PKK Lideri Abdullah Öcalan ile müzakerelerinin başlaması ile mümkün olacağını düşündüğünü belirtti. / İMC