Cumartesi Anneleri Mehmet Ertak’ın akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri, 491’inci kez eylemdeydi. Cumartesi anneleri, 1992 yılında gözaltına alınarak, kaybedilen Mehmet Ertak’ın akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri Mehmet Ertak’ın akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri, 491’inci kez eylemdeydi. Cumartesi anneleri, 1992 yılında gözaltına alınarak, kaybedilen Mehmet Ertak’ın akıbetini sordu. Eylemde bir konuşma yapan Ertak’ın oğlu Serhat Ertak, "Hala 6 yaşındaki gibi küçüklüğümle babamı arıyorum" dedi.

Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının akıbetlerinin araştırılması ve faillerin bulunması talebiyle her hafta gerçekleştirdikleri adalet arayışlarının 491'nci haftasında Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.

"Failler belli, kayıplar nerede" yazılı pankart açan kayıp yakınları, ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ile kırmızı karanfiller taşıdı. 8 Ağustos 1992'de Şırnak'ta gözaltına alınarak kaybedilen Mehmet Ertak'ın akıbetinin sorulduğu eylemde, Ertak'ın eşi Emine Ertak ile kardeşi Hamit Ertak'ın mektupları okundu. Emine Ertak yazdığı mektupta eşi Mehmet Ertak'ın başında ağlayacak bir mezarının bile olmadığını belirterek, eşinin faillerinin yargı önüne çıkartılmasını istedi.



Eylemde, Ertak'ın Van'dan gelen 28 yaşındaki oğlu Serhat Ertak da, söz aldı. "Her kayıp yakınının beklediği gibi biz de babamın bir gün gelmesini bekledik. Fakat, kapı çalmadı" diyen Serhat Ertak, 22 yıldır babası "Acaba yaşıyor mu?" diye beklediğini söyledi. Ertak, "Hala 6 yaşındaki gibi küçüklüğümle babamı arıyorum. Biz de tüm kayıp yakınları gibi devlet tarafından 'davanızdan vazgeçin' tehditleri aldık. Ama asla davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Tazminatlar bizim için hiçbir şey ifade etmiyor. Biz, sadece, en azından babamın bir mezarı olsun istiyoruz. Devlet, Kürtlere, kayıp yakınlarına bir mezarı fazla görmemeli" diye konuştu. 

Ertak'ın ardından haftanın basın açıklamasını Hatice Kalpaklı yaptı. Türkiye'de hala yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alacak bir hukuk düzeninin olmadığına dikkat çeken Kalpaklı şöyle konuştu: "Bu topraklarda hukukun üstünlüğü yok. Bu nedenle, insanlarımızı kaybeden devlet görevlileri yargılanmıyor."

Kalpaklı, 18 Ağustos 1992 tarihinde Şırnak'ta kömür ocağı işçisiyken, gözaltına alınıp kaybedilen Mehmet Ertak'ın durumuna dikkat çekerek, dönemin Şırnak Tugay Komutanı Tuğgeneral Mete Sayar'ın emriyle askerlerin katliam yaptığını, katliamın ardından sürek avı başlatıldığını söyledi. Gözaltına alınanlardan birinin de Mehmet Ertak olduğunu belirten Kalpaklı, 3 kişinin Ertak'ın polislerce gözaltına alındığına dair tanıklığına rağmen tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını dile getirdi. AİHM'in Ertak'ın gözaltında kaybedilmesiyle ilgili açılan davada hakkında Türkiye'yi mahkum ettiğini hatırlatan Kalpaklı, "Mehmet Ertak'ın kaybedilmesinden dönemin Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş, Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan, Şırnak Tugay Komutanı Mete Sayar, OHAL Valisi Ünal Erkan, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Genel Kurmay Başkanı Doğan Güreş, Emniyet Genel Müdürü Yılmaz Egün, MİT Müsteşarı Teoman Koman sorumludur" diye konuştu. / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 24 Ağustos 2014, 09:40
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER