Demirtaş: Silah dışında sözü olmayanın meşruiyeti kalmamıştır

Çözüm sürecinin sonlandırılması nedeniyle Cumhurbaşkanı ve hükümeti eleştiren Demirtaş, “Silah dışında söyleyecek sözü olmayanların siyasi meşruiyeti kalmamıştır” dedi.

Demirtaş: Silah dışında sözü olmayanın meşruiyeti kalmamıştır

Diyarbakır'ın Silvan ilçesindeki Newroz kutlamalarında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, çatışmaların sonlandırılması için diyalog çağrısı yaptı; dokunulmazlıklarının kaldırılmasından korkmadıklarını söyledi.

Demirtaş ayrıca Cumhurbaşkanı’nın Meclis üzerinde tahakküm kurduğunu ve Meclis’in çalışmadığını söyledi.

Demirtaş’ın yaptığı konuşmanın ardından Newroz ateşi yakıldı. Yakılan ateşin ardından yürüyüşe geçen kitleye ise polis müdahale etti.

Kaniya Navin Parkı’nda kutlanan Newroz’da binlerce kişiye seslenen Demirtaş şöyle konuştu:

“Dehaklara karşı duranlara varsa umut vardır. Barış yolunda direnerek karşılıyoruz Newroz’u. 2017 Newrozu’nda zahmetli sıkıntılı günler geride kalması için mücadele edeceğiz. Her gün Newrozlarımız yasaklanıyor. Daha önce de yasaklanıyordu. Newroz hakkı engellendi büyük katliamlar yaşandı. Ne oldu? Yasaklayanlar gitti ama Newroz hala kutlanıyor.

“Barış talebinden vazgeçemeyiz”

“HDP kurulduğu günden bu yana ‘Konuşulmamış her şeyi tartışalım’ diye siyaset yapıyor. Halkımızdan oy isterken bu vaatle çıktık. Türkiye’de birçok yerde bize destek verdiler. Parlamentoda olduğumuz günden bu yana diyalog için uğraşıyoruz. Son 2,5 yıl çözüm sürecini yaşadık. Konuşarak çözüm için herkesi destekledik. Kanın aktığı yerde, silahların konuştuğu yerde siyaset konuşamaz. Siyasetçiler olarak görevlerimizi yapamazsak eksik kalırız. Barış talebinden vazgeçemeyiz. Bu bizim esas görevimizdir.

“Diyalogdan kaçmazlar çözüm isteyenler”

“AKP siyaset üretemezken her gün HDP’ye saldırmasına rağmen biz diyalog diyoruz. Sorunlarımızı konuşarak çözelim diyorsak bu isteği güçlü olan ister. Diyalogdan kaçmazlar çözüm isteyenler. Hükümet ve Saray’daki zat çözümle ne çözülmüyorsa çıkıp anlatsınlar. Tam çözüm olacak zaman ‘Çözüm süreci buzdolabında’ diyenler çıkıp açıklasınlar. Biz Dolmabahçe’yi açıklıyoruz. Neydi çözüm? Çözüm için bir komisyon oluşacaktı. Demokratik özgürlükçü bir anayasa yapacaktık. Eşzamanlı olarak da PKK çatışmaları bitireceği bir noktaya geldik.

“Bunu çözmeyecekse siyasetçi niye var?”

“Tek bir cesur gazeteci yok mu ya Cumhurbaşkanı’na sorsun ‘Neden kalktın masadan?’ Her gün ölüyoruz. Bunu sormayacak mı cesur bir gazeteci. Bunu çözmeyecekse siyasetçi niye var. Tank, top ve panzer dışında söyleyecek bir şeyi yoksa siyaset hayatları bitmiştir. Tankla topla çözülseydi 100 yıl önce çözülürdü. Çözüm siyasetle olur. Madem her şey orduyla çözülecekse sen çık aradan, sen Başbakan olarak kalma. Biz sivil siyasetle çözelim diyoruz. Bizi ısrarla dışarıya atmak istiyorlar.”

“550 vekil Meclis’ten atılmış haberi yok”

“Dokunmazlık konusunda da Silvan’dan sesleniyorum. Biz Allah’tan başka kimseden korkmuyoruz. Zindanlardan çekinmeyiz. Bizim korkumuz halkımız, geleceğimizdir. Parlamento şu an çalışmıyor. Silvan’daki resmi daireler Meclis’ten daha fazla çalışıyor. Sağlık ocağı, vergi dairesi bile Meclis’ten daha fazla çalışıyor. Bu ortamda bizi atsan ne olur atamsan ne olur. 550 vekil Meclis’ten atılmış haberi yok. Sen bizi atsan ne olur atmasan ne olur. Zannedersin Meclis şirkettir, o da başkandır. Meclis’e emir veriyor. Şu yasayı yapacaksın vekilleri atacaksın diyor. Başkanlığı fiili olarak hayata geçirmek istiyor.

“Türk-Kürt arasındaki köprü biziz”

“Şu an vekilliği biten AKP vekilleridir. Biz alanda ne savunuyorsak TV’de de onu söylüyoruz. Tek AKP’li kelime edebiliyor mu? Yarısından fazlası başkanlık sisteminden şikayetçi. Söyleyemiyor. Söylediğinde elinden tutup kapıya bırakacak. Bizden bu kadar öfke duymalarının nedeni budur. Türkiye’nin ve bölgenin arasındaki tek köprü biziz. Türk-Kürt arasındaki köprü biziz. Cizre, Sur, Ankara köprüleri kırdılar. Bu kadar duygu kırılması insana hakaret olursa küpüler kendiliğinden yıkılır. Meclis’te kalmamız özgürlüğe inancımızdan dolayı yoksa kaşına gözüne hayranlık için orada durmuyoruz. Koşullar ne kadar zorlu olursa olsun barış için çabalamaktan vazgeçemeyeceğiz.

“Bir halkın hakkını istemek bölücülük değildir”

Senden bir şey istemiyoruz, ‘Gölge etme başka ihsan istemiyor’ Kürtler. Türk’ün neyi varsa Kürt’ün de aynısı olsun. Kürdün neyi yok diyor. Neyi var? Bin yıllık geçmişten bahsediliyor. Bunun dokuz yüz yılında Kürtlerin yaşadığı coğrafyada buraya Kürdistan deniliyordu bin yıllık tarihimiz var. Şu 100 yılı çıkarın 9 yüzyıl Kürtler olarak yaşadılar. Siz bunu bozdunuz, Kürt sorunu budur. Bunu çözmek lazım. Bu Türkiye düşmanlığı değil ki. Bir halkın hakkını istemek bölücülük değildir.

“Tankla topla çözeceğim diyenler masayı devirdi”

“Binlerce yıldır burada yaşayan insan anadilde eğitim istediğinde bölücülük diyor. Ama Kürt olarak bir hakkı yok. Meclis’te iki kelime Kürtçe konuşuyor. X dilde konuşuldu deniliyor. Özyönetimi konuşalım. Ülkemiz için neyse beraber konuşalım. Herkesle görüşelim. İlle tankla topla çözeceğim diyenler masayı devirdi. Cizre, Sur, Nusaybin, Gever’de zor koşullardan geçtik.”

“Ankara’daki katliam büyük bir zulüm”

“Ankara’daki katliam büyük bir zulüm. İnsanlığımızdan utandık. Cizre’de diri diri insanların yakılması için emir verdin. Bu zulüm ne olacak. Merasim, Gar’daki katliamların karşısında durduk. Tavır ortaya koyduk. Defalarca Cizre’ye, Silvan’a gitmek istedim. Ölümler olmasın diye ama illa onları öldüreceğiz dediler. Hepsinin annesi, babası var, acılar yaşandı.

“Direnişin çocukları yasaktan korkmaz”

“Siyaset cesaret işidir. Şu günlerde yakalamazsak ülke daha kötü duruma girer. İşte isteriz ki bu Newroz bunun vesilesi olsun. Halkın barış özgürlüğün sesi olması için çabaladık. Bunu engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Newroz alanları Kawa’nın alanlarıdır. Direnişin çocukları yasaktan korkmaz, Dehaklar korkar.”

“Barış isteyenleri içeriye atıyorlar”

“Barış umudu gelişsin diye çabalarken, barış isteyenleri içeriye atıyorlar. 3 akademisyeni tutukladılar. Düşüncesini beğenirsin beğenmezsin. Biz sözü büyütmeye çalışıyoruz onlar silahı büyütmeye çalışıyor. Bir futbolcu barış istedi diye, Ayşe öğretmen, bir tiyatrocu, barış istedi diye anında işlem yapıldı. Tarafsız yargı yok, özgür basın yok. Ama hiçbir zaman bu kadar düşmedi. Onların dönemi diktatör dönemi oldu.”

Güncelleme Tarihi: 18 Mart 2016, 11:50
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER