DTK Eş Başkanı Irmak: Son kez elimizi uzatıyoruz

DTK Olağanüstü Genel Kurulu’nun açılış konuşmasını yapan DTK Eş Başkanı Selma Irmak, “Son kez elimizi uzatıyoruz. Bu yüzyıl bizim yüzyılımızdır. Kendi kararımızı kendimiz vermek istiyoruz. Tek Kürt kalırsa bile özyönetimden vazgeçmeyeceğiz” dedi.

DTK Eş Başkanı Irmak: Son kez elimizi uzatıyoruz

Demokratik özerklik ve özyönetim inşa sürecinin tartışılacağı Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Genişletilmiş Olağanüstü Genel Kurulu Diyarbakır’da başladı.

Kayapınar Spor Kompleksi’nde toplanan DTK Genişletilmiş Genel Kurulu’na farklı kentlerden DTK delegelerinin yanı sıra, DTK Eş Başkanları Hatip Dicle ve Selma Irmak, Halkların Deomkratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksek ve Emine Ayna, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Sultan Ulusoy, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan ile HDP/HDK bileşeni parti ve kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı.

Saygı duruşu ile başlayan kongrenin açılış konuşmasını DTK Eş Başkanı Selma Irmak yaptı.

Irmak’ın konuşmasında satır başları şöyle:

‘Kürdistan’da tarih yeniden yazılıyor’

“Bugün tarihi bir gündür. Bugün Kürdistan üzerindeki baskıları görüyoruz. Yüz yıllık saldırı ve zülüm karşısında büyük bir direniş var. Kürdistan alanlarında tarih yeniden yazılıyor. En üst seviyede bir özgür mücadelesi veriliyor.

“Annelerin gözyaşı değil, onların kanı aktığı bir dönem yaşıyoruz. Bizim toplanmamız, yeni kararlar almamızı sağladı. Tarihi toplantı önemli kararlar alacak. Alınacak kararlar Kürt halkının kurtuluşu olacağını düşünüyorum. Şimdiden herkesi kutluyorum ve hayırlı olsun diyorum.”

‘Kendi kararımızı kendimiz vermek istiyoruz’

“21. yüzyıl egemen güçler karşısında yüzyıllık savaşlar yaşandı. Planlar yapıldı, sınırlar çizildi. Yaşamlar sınırlandırıldı. Halklar bu topraklarda büyük acılar yaşandı. Halklara bir elbise dikildi. Bu elbise bir gün yırtılacaktı. Bugün de bu elbise bize olmuyor ve yırtıp atıyoruz.

“Kendi kararımızı kendimiz vermek istiyoruz. Egemenlerin eliyle değil, kendi ellerimizle yeni bir yaşamı var etmek için önemli kararlar alacağız.

‘Önce var sonra yok dedi’

“Kürt halkının defalarca isyan durdu. Ağır bedeller verildi. Şeyh Ubeydullah, Sımko İsyanı sonrası Şeyh Sait, Seyit Rıza isyanları yine Maraş, Çorum, Koçgiri katliamları yaşandı. O dönemde Osmanlı’ya ‘Biz kendimizi yönetmek, kendimiz söz sahi olmak istiyoruz. Sizin askerleriniz olup, sizin için ölmek istemiyoruz’ dediler. Osmanlı’nın Ortadoğu politikası ölüm, sindirme, baskı ve katliamdır.

“Şimdi bakıyoruz, Osmanlı’nın mirasını şimdi de görüyoruz. Türkiye’nin, Osmanlı’nın mirasını aldığını görüyoruz. Bugün de AKP, ‘Kürt sorunu benim sorunumdur. Demokratik bir yolla çözülecek’ dedi. Sonra da ‘Kürt sorunu yok’ dedi. ‘Müzakere yok’ dedi. Bu aşamaya geldi.”

“Konuşma yolu bırakmadılar”

“Tarihte ne kadar acı çektiğini söylemek istiyorum. Birinci Meclis’te Türk, Kürt herkes kendi dilinde konuşabilirken, 1924’te Kürtler Meclis’ten atıldı, yok sayıldı. Şimdi de Meclis’te adımız terörist olarak geçiyor. Ve bizi hedef gösteriyor. O zamanda öyleydi, şimdi de öyle deniliyor bizlere.

“Silahlı bir mücadele verildi. Konuşma yolu kalmadığı için Kürdistan dağlarında ve Mezopotamya topraklarında mücadele verildi. 30-40 yıl sonra sonuçlarını verdi. Şimdi de siyasi çözümleri olan bir aşamaya geldik. Türk devleti ‘İsteklerinizden vazgeçin, dillinizden, kültürünüzden vazgeçin, her şey sizin hizmetinizdedir’ dedi devlet.”

‘Özyönetimden vazgeçmeyeceğiz’

“Sayın Öcalan bir süre sonra silahlı mücadele değil müzakere yolunu önerdi. Dolmabahçe Mutabakatı çok önemli. Ama kabul edilmedi. Tekrar savaş başlatıldı. Özyönetim ve yeni yaşamı örmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Ey dünya bize ne kaldı?

“Siz isteklerinizden vazgeçin diyorsanız. Tek Kürt kalırsa bile özyönetimden vazgeçmeyeceğiz. Özgürlük yaşamdır. Biz yaşamdan vazgeçmeyeceğiz. Biz yanlış değiliz, diyalog yoluyla isteklerimizi söyledik. Dilimizi, kültürümüzü tanınsın istiyoruz. Her şeye biz karar vermek istiyoruz.

“3 yıl Sayın Öcalan müzakere üzerinde durdu. Şimdi çok ağır bir tecrit uygulanıyor Öcalan üzerinde. Kürt halkının iradesi teslim alınmak isteniyor. Dedelerimiz, ninelerimiz teslim olmadı biz de teslim olmayacağız.

“Hendek ve barikatlar için bizi eleştirenlere söylemek istiyorum. Hendekler savaşmak için değil, kendini korumak içindir. Kürt halkının istekleri ve devletin savaşına karşı bir özsavunma olarak kullanılıyor. Çocuklarının katledilmesini, yakalanmasına izin vermek istemiyor.”

‘Önümüzde başka yollar da var’

“İsteğimiz sözlerimizin sonudur. Gelin siyasi yollarla, müzakere yollarıyla Kürt halkının isteklerini tartışalım. Kürt artık statüsüz yaşamak istemiyor. Dilinin dışında eğitim görmek istemiyor. Varlığını ortaya koymak istiyor.

“Müzakereye hazırız. Bu yol olmada önümüzde başka yollar da var. Bugün de bunu tartışacağız. Bugün bu yönlü tartışmalarımız olacak.”

‘Son kez elimizi uzatıyoruz’

“Çocuk, anne, baba üst üste katlediliyor. 6 aylık bebek Meral Cizre’de katledildi. Dedesi, ninesi tarandı. 57 yaşında bir kadına ‘Seni öldüreceğim ve senin toprağa verilmene de izin vermeyeceğim’ diyor. Bunlara karşı koymak, isyan etmek haktır. Yine de müzakere yolunu bırakmıyoruz.

“Bir kez daha isteklerimizi iletiyoruz. Son kez elimizi uzatıyoruz. Bu yüzyıl bizim yüzyılımızdır. Kimse sanmasın Kürt halkı yalnızdır. Gençlerimiz önümüzde mücadele ediyor. Kadınlar, gençler, kızlar, erkekler, Kürt isyanına öncülük ediyor. Biz güçlüyüz umutlarımız çok büyüktür.

“Bu yüzyıl bizim yüzyılımız olacak. Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit direnişlerini selamlıyorum. Yaşamını yitirenlerin mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum.”

Güncelleme Tarihi: 27 Aralık 2015, 19:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER