HDP'den yargısız infazlar için BM'ye başvuru

HDP Eş Genel Başkanları Yüksekdağ ve Demirtaş, yargısız infaz ve yaşanan olaylara ilişkin Birleşmiş Milletler’e başvurarak sorumlular ve faillerin açığa çıkarılarak yargılanması istendi.

HDP'den yargısız infazlar için BM'ye başvuru

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş “hukuk dışı, keyfi ve yargısız infazlar” hakkında Birleşmiş Milletler (BM) Özel Raportörü Christof Heyns’a inceleme başvurusunda bulundu.

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti Yürütme Makamlarındaki En Üst Yetkili Konumda Yer Alan Yetkililer” hakkında yapılan başvuruda şunlar ifade edildi:

‘Cenevre sözleşmeleri ihlal edildi’

“20 Temmuz 2015 tarihinden sonra taraflar arasındaki ateşkes sonlandırılmıştır. Aynı gün ve ertesinde çatışma süreci başlamış olmakla birlikte insani kayıplar sadece çatışan taraflar ve silahlı üyeleri arasında kalmamıştır.

“Özellikle sivillere yönelen öldürme, yargısız infaz, toplu katliamlar, orman ve köy yakma, bu iç çatışma ve savaşın taraflar ile ilişkisi olmayanlara da yöneldiği bu anlamda Cenevre sözleşmelerinin bütünen ihlal edildiği ve bundan sonrada ihlal edileceğinin açık deklarasyonudur.”

Olaylar

Başvuruda şu olaylara yer verildi:

Firas Feyad

* 23 Temmuz 2015’te Türkiye ’ye geçmek isteyen ve daha sonra adının Firas Feyad olduğu öğrenilen Rojavalı bir kadın Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki askerlerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmiştir. Olay açık bir yargısız infaz olarak bilinmektedir. Olay ile ilgili bir soruşturmaya ulaşılamazken ölenin kimlik bilgisine de ulaşılamamıştır.

Abdullah Özdal

* 25 Temmuz 2015 tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde ağır yaralanan 23 yaşındaki Abdullah Özdal yaşamını yitirdi. Cizre’nin Yafes Mahallesi’nde yapılan protesto eylemlerine katılanlara yönelik silah kullanan polisin açtığı ateş sonucu yaralanan Abdullah Özdal ambulansla Diyarbakır Devlet Hastanesi’ne sevk edildiği sırada yaşamını yitirmiştir.

Beytullah Aydın

* Diyarbakır Bağlar ilçesi Öğretmenler Caddesi üzerinde polisin saldırısından kaçan 11 yaşındaki Beytullah Aydın, sığındığı bir apartmanın 7. katından düşerek yaşamını yitirmiştir.

Bülent Ecevit Güngör

* Mersin ilinde yaşayan 35 yaşındaki Bülent Ecevit Güngör; Mersin’de Suruç katliamı, hava saldırıları ve gözaltıları protestosu sırasında balkonda otururken başına bir cismin isabet etmesi sonucu ağır yaralanmış ve  kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir.

Seyithan Dede

* 2Mardin’in Nusaybin ilçesinde 26 Temmuz gecesi polisin protesto eylemi yapan kitleye saldırması üzerine açılan ateş sonucu üniversite öğrencisi Seyithan Dede yaşamını yitirmiştir.

Sezai ve Ahmet Yaşar ile Mirzettin Göktürk

* 29 Temmuz 2015 tarihinde Ağrı’da, Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı polislerle Özel Harekat ekipleri Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeki bir eve baskın düzenlemiştir. Baskın sonucunda evde bulunan 3 kişi öldürüldü. Öldürülenler Ağrı’nın Diyadin İlçesi nüfusuna kayıtlı Sezai Yaşar ve Ahmet Yaşar adlı iki kardeş olduğu ve  Mirzettin Göktürk isimli kişilerdir. Polis iddialarının aksine ölenlerin aileleri bile birlikte yaşadıkları kendilerine ait evde öldürüldükleri açıktır. Olayın olduğu yerde herhangi bir çatışma izi bulunmadığı gibi öldürülenlerin  silahlı olduğuna dair hiçbir delil malzeme  ve emare bulunmamıştır.

Hasan Nerse

* Şırnak ili Cizre ilçesinde 29 Temmuz 2015 tarihinde saat 23:00- 23:30 sıralarında içinde Hasan Nerse’nin de olduğu sivil araç Nusaybin Caddesi’ne çıktığı sırada polisin ateş açması sonucu kontrolü kaybedip kaldırıma çarparak durmuştur. Araç içerisindekiler araçtan inerken, güvenlik güçlerinin ateş açmaya devam etmesi sonucu Hasan Nerse adlı 17 yaşındaki çocuk vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanmıştır.

“Ağır yaralanması ve hareket edemeyecek, tıbben de hareket ettirilmemesi gereken bir durumda olan Hasan Nerse güvenlik güçleri tarafından elleri kelepçelenmiş ve ayakları bağlanmıştır. Bu esnada Hasan Nerse’ye tekrar ateş edilmiş ve elleri ayakları bağlı şekilde yarım saatten fazla, ambulans gelene değin yaralı ve kan kaybeder halde bekletilmiştir.

“Ayrıca güvenlik güçleri bu süre içinde Hasan Nerse’nin fotoğraflarını çekmiş, sosyal medyada kin ve nefret sözleriyle paylaşmıştır. Ambulans gelince ise, hiçbir sağlık görevlisi yaralıya müdahale etmemiş, araçtan dahi inmemiş, güvenlik güçleri yaralıyı bir çuval gibi ambulansın içine atmıştır. Yaralı Hasan Nerse olay sonucu hayatını kaybetmiştir.

‘Soru işaretleri ve şüphe’

Başvuruda, başvuru konusu olayların tamamının hukuk dışı, keyfi ve yargısız infaz olarak değerlendirildiği belirtilerek şunlar ifade edildi:

“Olaylar sonrası hükümet ve güvenlik bürokrasisindeki temsilcilerin beyanları olaylarla ilgili adil ve gerçek bir yargılama yapılacağı konusunda ciddi soru işaretleri ve şüphe barındırmaktadır.

“Çatışma sürecinde sivillerin hedef alınarak kurban edildiği bu tür olaylar bakımından yargının yetkisi ağırlıklı olarak hükümetin tasarrufu altındadır. Zira hükümet bizzat sorumlu olduğu olaylar bakımından, kendisini zor durumda bırakacak soruşturma ve kovuşturmaların yapılması konusundaki isteksizliğinin yanı sıra adli işlemleri sürüncemede bırakarak, yargı makamlarından bilgi ve belgeleri gizleyerek olayın aydınlatılmasını engelleyici rol oynamaktadır.

“Yukarıda açıklanan olaylarda da yer verdiğimiz hükümet temsilcileri beyanlarında polis- asker ve diğer kamu görevlileri ve hükümet kurumlarının rollerini inkar ederek gerçek failler hakkında işlem yapılamayacağını açıkça işaret etmektedir.

“Daha önce gerçekleşen benzer olaylar bakımından Türkiye cumhuriyeti hükümetleri bugüne kadar adli bir işlem ve soruşturma yürütmemiştir. Benzer olaylarda hükümetin yaklaşımı ve başvuru konusu olaylar sonrası yapılan açıklama ve olası failleri aklamaya dönük girişimler ile soruşturma dosyasındaki işlemlerle ilgili gizlilik kararı verilmesi dolayısıyla kurbanların yakınları ve vekillerinin dosyaya ulaşmada soruşturmaya katılmalarının engellenmesi bakımından da başvuru zorunluluğu doğmuştur.”

Talepler

Başvuruda, BM sözleşmelerindeki yaşam hakkı yargısız infazlar ile ilgili kararların ihlal edildiği belirtilerek şu taleplerde bulunuldu:

“Yukarıda belirtilen bulguların ışığında, bildirilen olaylar ile ilgili BM mekanizmaları içerisinde inceleme başlatılması gerekmektedir.

“Olaylar ile ilgili ulusal mekanizmalar düzeyinde sorumluların ve faillerin açığa çıkarılarak yargılanması temel amacımız ve kaygımız olmakla birlikte yaşadığımız ülkede sivil kayıpları ve yargısız infazlar bakımından yargı ve hükümet uygulamaları ‘cezasızlık’ politikasının halen çok güçlü bir şekilde uygulandığını göstermektedir.

“Yine en temel korkularımızdan biri de çatışmalı süreçte bu tür yargısız infaz ve toplu sivil katliamlarının bundan sonra da artarak yaşanabileceği ihtimalinin güçlü olmasıdır.

“Bu noktada uluslararası kurumaların ve işletilecek mekanizmaların yaptırım gücü ve önleyiciliğini önemsemekteyiz.

“Belirtilen bu sebepler itibariyle, başvurucu ve bildirimde bulunanlar olarak, Raportörlüğünüzün belirtilenler başta olmak üzere bundan sonra gelişecek hukuk dışı, keyfi ve yargısız infazlar ile ilgili inceleme başlatması için tarafınıza çağrıda bulunmaktayız.”

Başvuru dilekçesinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Güncelleme Tarihi: 07 Ağustos 2015, 10:14
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER