IŞİD saldırısında yaşamını yitiren Gazeteci Fırat toprağa verildi

Federal Kürdistan'ın Maxmur Kampı'na dönük IŞİD saldırısında yaşamını yitiren Kürt Gazeteci Leyla Yıldızhan'ın (Deniz Fırat) cenazesi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi'nden alınarak yüzlerce araçlık konvoy eşliğinde Çaldıran'a doğru yola çıkarıldı.

IŞİD saldırısında yaşamını yitiren Gazeteci Fırat toprağa verildi
Federal Kürdistan'ın Maxmur Kampı'na dönük IŞİD saldırısında yaşamını yitiren Kürt Gazeteci Leyla Yıldızhan'ın (Deniz Fırat) cenazesi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi'nden alınarak yüzlerce araçlık konvoy eşliğinde Çaldıran'a doğru yola çıkarıldı.

Konvoyda Yıldızhan'ın ailesi ve meslektaşları, binlerce yurttaşın yanı sıra, HDP Van milletvekilleri Özdal Üçer ve Nazmi Gür, Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş, Van Büyükşehir Belediyesi eş başkanları Bekir Kaya ve Hatice Çoban, ilçe belediye eş başkanları, sivil toplum örgütleri temsilcileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, DBP ve HDP yöneticileri de yer aldı. Muradiye ve Çaldıran ilçelerinde yola çıkan yüzlerce kişinin karşıladığı cenaze, Çaldıran girişinde ambulanstan indirilerek, kadınların omuzlarında ilçe çıkışına kadar taşındı. Tekrar ambulansa konan Yıldızhan'ın cenazesi, 30 yıl önce devlet tarafından zorla boşaltılan köyü Hangedik'e (Xecîxatun) getirildi. Burada yüzlerce kişi YPG bayrağı ve PKK Lideri Abdullah Öcalan posterleri ile konvoyu karşıladı. Yıldızhan'ın PKK saflarında yaşamını yitiren kardeşleri Şükran Yıldızhan (Sarya) ve Ayfer Yıldızhan'ın (Binevş) fotoğraflarının olduğu pankart açıldı. 


"Şehîd namirin" sloganı eşliğinde Yıldızhan'ın doğduğu eve kadar taşınan cenazeyi, 20 yıldır kendisini göremeyen kardeşleri, ağabeyi ve yeğenleri karşıladı. Tabutu odaya götürüp bir süre cenaze ile yalnız kalan aile bireyleri gözyaşlarına hakim olamadı. Yıldızhan'ın vasiyeti üzerine evinde son kez yüzü açıldı. Duygusal anların yaşandığı evde, cenaze kadınlar tarafından omuzlanarak, önce köy camisine, ardından da köy mezarlığına götürüldü. Cenaze, Yıldızhan'ın vasiyeti üzerine yaşamını yitirdiği sırada üzerinde bulunan elbiselerinin ayak ucuna bırakılması ile kadınlar tarafından toprağa verildi. Saygı duruşu ve "Çerxa Şoreşe" marşının okunmasının ardından MEYADER Van Şube Başkanı Salih Kaplan söz aldı. Kaplan, İslam adına katliamlar gerçekleştiren IŞİD'e tepki gösterdi. Deniz'in kaleminin kendilerini özgürleştirdiğini dile getiren ve onun kaleminin yerde kalmayacağını vurgulayan Kaplan, "Senin kalemin Rojava ve Şengal'i özgürleştirdi. Bizler de senin arkandayız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz" dedi. 

Ardından söz alan Özgür Gündem gazetesi Editörü Günay Aksoy, "Deniz arkadaşımızı son yolculuğuna uğurluyoruz. Onu yıllar sonra, devletin zorla sürgün ettiği köye getirdik. Deniz, Ape Musa'nın Kürt basını, Gurbeteli Ersöz'ün kalemi, Halil Dağ'ın kamerasıdır. Kürdistan'ın özgürleşmesi için dört parçada mücadele verdi. Deniz'in mücadelesini bugün Kürt kadını ve Kürt gençleri devraldı" dedi. Deniz'in sayesinde Rojava ve Şengal'de yaşananlara şahitlik ettiklerini vurgulayan Aksu, "Kürt kadın gazetecilerinin, Ape Musalardan bugüne bütün bedel veren gazeteci arkadaşlarımız adına diyebilirim ki Deniz'in kalemi yerde kalmayacak ve her zamanki gibi yazmaya devam edecektir. Hakikatlerin izinde yürüdü her zaman Deniz. Biz de onun yolunda yürümeye devam edeceğiz. Ona bu sözü veriyoruz ki, mücadeleyi sonuçlandırmadan ve taçlandırmadan her zamankinden daha çok yazmaya ve dünyaya duyuracağız. Şehîd namirin" diye konuştu. 

Yıldızhan'ın yeğeni Arzu Yıldızhan ise onun Kürt halkı için mücadele verirken yaşamını yitirdiğini belirterek, ölmeden önce "Düşmanın silahı varsa benim de kalemim var" dediğini anımsattı. Yıldızhan, "IŞİD gibi cani bir örgüte karşı sonuna kadar mücadele ederek, yaşamını yitirdi. Deniz'in yolu tüm şerefli Kürt halkının yoludur. Tüm Kürt gençlerini Deniz'in mücadelesine sahip çıkmaya çağırıyorum" diye konuştu. 

"Deniz'in mücadelesi karşısında ne söylenirse azdır" diyen Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş da "O yürüttüğü mücadele ile Kürt halkına öncü oldu. Deniz'in hayatı Kürt halkı için örnektir. Tarih şahittir ki bu halk, bu mücadele yeniden tarih yazıyor. Hayri Durmuş, Êgit ve Kemal Pirlerin mücadelesine sahip çıkan Denizler gibi, bizler de üzerimize düşeni yapacağız. Deniz'in kalemi ve kamerası bizim için büyük bir onurdur. Rahat uyu Deniz. Maxmur ve Şengal seninle özgürleşti. Kalemini yerde bırakmayacağız" vurgusu yaptı.

Cenaze töreninin ardından telefonla cenazede bulunanlara hitaben konuşan Yıldızhan'ın annesi Sultan Yıldızhan ise Serhat ve Botan halkının kızını sahiplenmesinin kendilerini onurlandırdığını ifade ederek, "Deniz, kamerası ile Maxmur halkının sesi oldu. Maxmur'un sesini dünyaya duyurdu. O sadece bir gazeteci değildi. Kendini halkına adamış bir savaşçıydı. Gazeteci meslektaşlarının kalemini yerde bırakmayacağına inanıyoruz" dedi. 

Ardından kitle yürüyüşle aile evinin önünde kurulan çadırda taziye dileklerinde bulundu. Deniz Fırat için kurulan taziye 3 gün boyunca sürecek. / Evrensel
Güncelleme Tarihi: 12 Ağustos 2014, 09:13
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER