İsveçli vekil: Rojava mucizesi demokrasi yolunda ilerliyor

Rojava devrimi ve üç kantonda ilan edilen demokratik özerklik İsveç Parlamentosu’nda ilginç tartışmalara yol açtı.

İsveçli vekil: Rojava mucizesi demokrasi yolunda ilerliyor
Rojava devrimi ve üç kantonda ilan edilen demokratik özerklik İsveç Parlamentosu’nda ilginç tartışmalara yol açtı. İsveç Sol Parti ve Çevre Partisi Yeşiller milletvekillerinin Rojava’da demokrasi ve barışın desteklenmesi için verdikleri önergenin görüşülmesi sırasında söz alan Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Walter Mutt, ”Günümüz Suriye’sinde Rojava’nın emin adımlarla demokrasi ve barışcıl gelişme yolunda emin adımlarla ilerlemesi mucizedir” dedi.


Milletvekillerinin verdikleri soru önergelerini cevaplayan İsveç Dışişleri Carl Bildt, Rojava konusunda kendisine yöneltilen somut sorulara cevap verme yerine bilinen gerçekleri tekrarlayarak kendisine sorulanları geçiştirmeye çalıştı. İsveç ve Avrupa Birliği’nin Suriye’de politik bir çözümden yana olduğunu ve Cenevre Konferansı’na destek verdiğini yineleyen Bildt, Avrupa Birliği’nin savaşın patlak vermesinden bu yana Suriye’ye 1 milyar kron insani yardım yaptığını söyledi.

İSVEÇ MÜZAKERELERDE KÜRTLERİN TEMSİL EDİLMESİNDEN YANA

Bildt, İsveç’in Suriye ve tüm halklar için kalıcı siyasi çözümden yana olduklarını, bu nedenle de Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılması muhtemel olan müzakerelere Kürtlerin de temsil edilmelerinden yana olduklarını dile getirdi.

Bildt’in konuşmasının ardından söz alan Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Jabar Amin, Bildt’in Suriye’de Kürtlerin son yarım asır içinde en temel haklarının ellerinden alındığını, kendi ülkelerinde ikinci sınıf vatandaş olarak yaşamaya zorlandıklarını bildiğini söyledi.

Üç ay önce Rojava’ya gittiğini belirten Amin, Kürtlerin bölgede yaşayan Arap ve Hıristiyanlarla birlikte barışı ve demokratik kurumlarını inşa ettiklerini, Suriye’nin diğer bölgelerinden farklı olarak Rojava’da göreceli bir barış ortamının olduğunu dile getirdi. Bölgede yaşayan halklar arasında eşitlik, doğanın korunması, tolerans ve bir arada yaşama konusunda görüş birliği olduğunu, yıkıcı bir şavaşın hüküm sürdüğü bir bölgede Rojava’daki olumlu değişiklikleri desteklemenin uluslararası toplumun ve İsveç’in çıkarına olduğu değerlendirmesini yaptı.

KIZ VE ERKEK ÇOCUKLAR SATILIYOR, SATIN ALINIYOR

Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, komşu ülkelerde özellikle de Kürdistan Federal Bölgesi’nde yaşayan ilticacıların yaşam koşullarına değindi. Bir yıl önce Kürdistan Federal Bölgesi’ndeki Kürt ilticacılarla görüştükten sonra ilticacıların yaşam koşullarını parlamento gündemine getirdiğini hatırlatan Kakabaveh, ”Geçtiğimiz hafta ’Birleşmiş Milletler Kadın’ rapor yayımladı. Raporda cinsel taciz, baskı, çocukların kullanılması ve zorla evlilikler yer alıyor. Kürdistan’da erkek ve kız çocuklar satılıyor, satın alınıyor. Bir 1 yıl önce bunları Bildt’le tartışmama rağmen gereği yapılmadı. İnsanlar savaştan kaçıyor ve komşu ülkelerde ölüyor ve her türlü baskı ve şiddetle karşılaşıyor. Bu tamamıyle kabul edilemez ve durdurulmalı. Dışişleri Bakanının bu konuyu Kürdistan Federe Bölgesi ve Irak yetkilileriyle ele almasını umut ediyorum” şeklinde konuştu.

”Günümüz Suriye’sinde Rojava’nın demokrasi ve barışcıl gelişme yolunda emin adımlarla ilerlemesi mucizedir. Despot bir ailenin neredeyse yarım yüzyıldan beri demir yumrukla yönettiği Suriye’de bir bölgede, Rojava’da iktidarın kendi kendini yöneten kantonlara verildi ve Kürt çoğunluğa ait olmayan Arap, Asuri ve diğer azınlıklarının hakları güvence altına alındı” diyerek konuşmasına başlayan Çevre Partisi Yeşiller Dış Politika Eşsözcüsü Walter Mutt, Ortadoğu’da pek görülmeyen eşitlik tutkusunun Rojava’da olduğunu, bölgenin en büyük partisi PYD’nin eşbaşkanlarından birinin kadın diğerinin erkek olduğunu söyledi.

Rojava’daki gelişmeleri romantize etmek istemediğini ve umutların ne ölçüde gerçekleşeceğini tahmin etmenin güç olduğunu ama buna karşın İsveç ve diğer demokratik ülkelerin Rojava’yı desteklemeleri halinde olumlu gelişmelerin garanti alınabileceğine vurgu yaptı.

’TÜRKİYE EL KAİDE BAĞLANTILI GRUPLARI DESTEKLİYOR’

AKP iktidarının Rojava’ya yönelik düşmanca tutumuna da dikkat çeken Mutt, ”Türkiye bir özerk bölgenin daha kendisine komşu olmasına çok olumsuz tepki gösterdi. Türk hükümeti laik Rojava’daki yönetime karşı savaşan El Kaide bağlantılı El Nusra gibi grupları önemli ölçüde destekliyor” şeklinde konuştu ve Bildt’e bu konuyu Ankara’daki hükümet ile konuşmaya hazır olup olmadığı sorusunu yöneltti.

Daha sonra söz alan Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Annika Lillemets, Rojava halkının çok güç koşullar altında yaşadığını, silahlı islami örgütlerin saldırıları altında bulunduğunu, gıda ve ilaç sıkıntısı çektiğini söyledi. Rojava’ya en başta gıda yardımı yapılması gerektiğini belirten Lillemets, Rojava’da demokratik kurumların ve işleyen bir toplum düzeninin desteklenmesinin önemine vurgu yaptı.

Suriye’de gerçek ve kalıcı bir barışın sağlanması için yapılacak müzakarelere Kürtlerin ve kadınların temsil edilmelerinin zorunluluğuna değindi.

Eleştirileri yanıtlayan Bildt, İsveç hükümeti olarak kadınlar ve Kürt temsilcilerin görüşmelere katılmaları için elinden gelini yaptıklarını, ancak olanaklarının sınırlı olduğunu ileri sürdü. Kendilerinin sorunun diyalogla çözülmesinden yana olduklarını ancak Esad rejiminin gıda yardımlarını politik bir araç olarak kullanmasının, muhalefet içinde yer alan değişik gruplar arasındaki bölünmüşlüğün durumu daha da zorlaştırdığını söyledi.

Milletvekillerinin PYD ile ilgili romantik bir resim çizdiklerini, PYD’nin PKK ile işbirliği yaptığının ve onun bir parçası olduğunun unutulmamasını ve PYD’nin Esad rejimi ile kısmi bir anlaşma içinde olduğunu söylemesine Mutt ve Amin tepki gösterdi.

Mutt Rojava’daki gelişmeleri romantikleştirmemek gerektiğini kendisinin de konuşmasında belirttiğini ancak bölgeden gelen gazeteci ve uzmanlarla görüştüğünü, Salih Müslüm ve Sinem Muhammed ile yaptıkları görüşmelerde diyaloğa açık bir tutum içinde olduklarını gördüklerini ve doğmatik bir anlayışla karşılaşmadıklarını söyledi.

BATILI ÜLKELER ESAD REJİMİYLE 40 YIL İŞBİRLİĞİ YAPTI

Amin ise aralarında İsveç’in de bulunduğu batılı ülkelerin 40 yıl Esad rejimi ile işbirliğini yaptığını, Rojava’daki gelişmeleri romantizm olarak tanımlamakla bölgede barış ve demokrasinin sağlanamayacağını ifade etti.

Onun yerine Rojava halkına yardım edilmesini, Rojava’dan gelen temsilcilere vizede kolaylıklar gösterilmesini talep etti ve İsveç Hükümeti’ne Rojava’da büyükelçilik veya konsolosluk açması önerisinde bulundu.

Eleştirileri yanıtlayan Bildt, konuşma yapan milletvekillerinin Suriye’de ateşkes ilan edilmesini istediklerini ancak bunun bugüne kadar Sriye muhalefeti tarafından kabul edilmediğini söyledi. Yine başa dönülüp Esad’la mı yoksa Esad’a karşı barış mı yapılacağı noktasına geldiklerini, uluslararası toplumun Esad’sız bir çözüm istediğini belirttikten sonra, ”Alternatif bir yol var. Bu PYD’nin tercih ettiği yol” diyen Bildt, Rojava’da PYD ile Esad güçleri arasında çatışma olmadığını iddia etti.

”Ama PYD güçleri ile Suriye Ulusal Kongresi’nin önderlik ettiği Suriye Muhalefet Güçleri’yle çatışmalar var” diyen Bildt El Nusra ve Irak Şam İslam Devleti gibi El Kaide bağlantılı grupların SUK’un bir parçası olarak gördüğünü ikrar etti.  / anf

Güncelleme Tarihi: 21 Mayıs 2014, 11:51
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER