Kayıp yakınlarının eyleminde AKP protestosu

Devlet tarafından yakınları kaybedilen ve katledilenler, adalet taleplerini sürdürdü. Eylemlerde, AKP'nin siyasi-askeri soykırım operasyonları, sivil katliamları ve YPG/YPJ'lilerin cenazelerini sınırda bekletmesi de protesto edildi.

Kayıp yakınlarının eyleminde AKP protestosu
Devlet tarafından yakınları kaybedilen ve katledilenler, adalet taleplerini sürdürdü. Eylemlerde, AKP'nin siyasi-askeri soykırım operasyonları, sivil katliamları ve YPG/YPJ'lilerin cenazelerini sınırda bekletmesi de protesto edildi.


AMED

İHD ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 340’ıncısı Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlendi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme, İHD Amed Şubesi yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile kayıp yakınları katıldı. Eylemde, 1993 yılında Şırnak’ın Cizre ilçesi Güçlü köyüne bağlı Kolgezer mezrasında düzenlenen asker baskınında gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra köy çıkışında katledilen 5 köylünün faillerinin bulunup cezalandırılması talep edildi. 

OPERASYONLARA VE CENAZELERİN BEKLETİLMESİNE TEPKİ
 
Eylemde konuşan İHD Amed Şubesi Yöneticisi Muhterem Süren, kayıpların akıbetinden sorumlu olan rütbeli askerlerin yeniden bölgeye atanmalarına ve siyasi-askeri soykırım tepki gösterdi.

Süren, Mürşit Pınar Sınır Kapısı'nda onlarca YPG ve YPJ’linin cenazesinin bekletilmesine dikkat çekerek, cenazelerin ailelere teslim edilmesini isterken, 6 YPG'linin çetelere teslim edilmesinin ise 'savaş suçu' olduğunu belirtti. 

İBRAHİM AYBİ'NİN HİKAYESİ

İHD Amed Şubesi Yönetici Kayıp Komisyonu Üyesi Abdullah Zeytun, katledilen ve cesetleri tahrip edilen 5 köylüden İbrahim Aybi’nin hikayesini anlattı. 

Aybi’nin eşi Leyla Aybi’nin olay ile ilgili beyanlarını aktaran Zeytun şunları söyledi: "12 Aralık 1993 Tarihinde Özel Harekat Timleri köyümüze baskın yapıp, evimizi kuşattılar. Eşimi sordular. Eşim kimliğini gösterince, kendisiyle birlikte köyden 5 kişiyi götürdüler. Diğer köylüler götürmemeleri için direnseler de, engel olamadılar. Götürüldükten kısa bir süre sonra, silah sesleri geldi. Biz eşimin halasıyla birlikte silah seslerin geldiği yere gittik. Her yerde askerler vardı.  Olay yerine gitmemize engel oluyorlardı. Biz onlara silah seslerini sorunca ‘5 terörist öldürdük’ dediler. Ben “Onlar hepsi köylü” dediğimde ise bana hakaret ettiler. Olay yerine gittiğimizde kimisinin bağırsakları, kimisinin beyni dışarıdaydı. Eşimin yüzünün yarısı yoktu. Hepsini köylülerin yardımı ile gömdük. Eşimi öldürdüklerinde, en küçük Çocuğum bir yaşında bile değildi."

ŞIRNAK

Şırnak'ın Cizre ilçesinde Dayikên Şemiyê (Cumartesi anneleri) ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failleri yargılansın" şiarıyla her hafta düzenledikleri eylemlerinin 347'ncisini düzenledi.

Sanat Sokağı'nda bir araya gelen kayıp yakınları, katledilen ve gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyarak, "Kayıplar Albümü" pankartını açtı. Eylemde, 1995 yılında Silopi Jandarma Komutanlığı'na yılbaşı akşamı hindi götüren ve kendisinden bir daha haber alınamayan Doruklu (Xezayê) köyü muhtarı Mehmet Fındık, kardeşi Ömer Fındık ve kuzenleri Ömer Kartal'ın kaybediliş hikâyesi anlatıldı. 

'KAYIPLARI İSTEYEN KÖYLÜLERE ATEŞ AÇILDI'

İHD Üyesi Abdulkerim Pusat, "Doruklu köyü muhtarını Mehmet Fındık'ın Silopi Jandarma Komutanlığı'ndan yılbaşı akşamı için kendilerine hindi getirmeleri istemesi üzerine muhtar Fındık, yanına kardeşi Ömer Fındık ve kuzeni Ömer Kartal'ı alarak hindileri arabayla Silopi İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürdü. Ancak o günden bir daha kendilerinde haber alınamadı" dedi. 
Karakola giden 3 kişinin eve gelmeyince köylülerle 3 araçla Jandarma Komutanlığı'na gittiğini anlatan Pusat, jandarmadan yetkililerin söz konusu 3 kişinin hindileri bırakıp emniyette gittiğini iddia ettiğini dile getirerek, "Jandarma 'hindileri bırakıp emniyete gittiler' dedi. Yakınlarının emniyete olmadığını cevabını alan köylüler, köydeki akrabalarının gelmesiyle Emniyet Müdürlüğü önünde toplanmaya başladı. 'Yakınlarımızı almadan buradan gitmeyiz' diyen köylülere ateş açmaya başlandı. Dağılmak zorunda kalan köylüler bir daha yakınlarında haber alamadılar" diye konuştu.

TAKİPSİZLİK KARARI

Köylülere ait aracın ertesi gün emniyetin 400 metre ilerisinde bulunduğunu belirten Pusat, "Araçta sürtünme izleri vardı. Bu izlere emniyetin kapısının buyası bulaşmıştı. Failler açık, belli, kimler tarafından kaybedildikleri açıkça ortada. Ailelerin üzerinde davacı oldukları olaydan sorumlu olan kişiler geçtiğimiz ay haklarında takipsizlik kararı veridi" dedi.

BATMAN 

İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları da, Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde kaybetttirilen yakınlarının akıbetini sordu. HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, eylemdeki konuşmasında, 1990'lı yılarda katledilen ve kaybettirilenlerin failleri daha yargılanmadan yeni infazların yaşandığını ifade etti. Diyadin'de katledilen iki çocuğa değinen Acar Başaran, "Devletin katliamlarıyla yüz yüzeyiz. Biz ne zaman barış ve müzakere desek maalesef kişisel hırsları ve koltuk sevdaları için çocuklarımız katlediliyor" dedi. İHD Batman Şubesi Başkanı Ahmet Bağadır ise, barışın bedelinin kan ve vahşet olmaması gerektiğini belirterek, her koşulda savaşa karşı halkların barışını savunacaklarını dile getirdi. 

Bağadır, son olarak Diyadin'de polis tarafından katledilen 2 çocuğa benzer olayların yaşanmaması için adli ve idari makamların hızlı bir şekilde sorumlular hakkında gerekli soruşturmayı başlatmasını istedi. 

İZMİR 

İHD İzmir Şubesi ve kayıp yakınları da "faili meçhul" cinayetlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Konak Sümerbank önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylemde, "Kayıplar belli failler nerede" ve "Susma suça ortak olma" pankartlarının yanı sıra kayıpların fotoğrafları taşındı.

İHD Ege Bölge Temsilcisi Ali Aydın, 7 Haziran'da istediğini alamayan iktidarın ülkeyi yeniden savaş ortamına sürüklediğini belirtti. Operasyonlarla gençlerin ölümüne sebebiyet verildiğini kaydeden Aydın, son sürecin 12 Eylül ve 2009'daki kitlesel gözaltıları hatırlattığına dikkat çekti. Hasta tutsakların dışarıda tedavi olma hakkının engellendiğini ve içeride ölüme terk edildiklerini vurgulayan Aydın, "Bu durum bizlere on binlerce kayıp, faili meçhul cinayetler ve yargısız infazları hatırlatmaktadır" dedi. / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 15 Ağustos 2015, 15:15
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER