Kelar: PKK sonuna kadar Kerkük'ü savunacak!

Kerkük-Maxmur Direniş Güçleri komutanlarından Agit Kelar IŞİD çetelerinin Kerkük ve çevresinde Kürt-Arap çatışması yaratmak istediğini, Kürtlerin bu oyunun parçası olmayacağını ve gerillanın da sonuna kadar Kerkük’ü savunacağını belirtti.

Kelar: PKK sonuna kadar Kerkük'ü savunacak!

Sorularımıza cevap veren Kerkük-Maxmur Direniş Güçleri komutanlarından Agit Kelar, Kerkük’ün bir Kürdistan şehri olduğuna dikkat çekerek, Kerkükteki son durumları, Kerkük’ün neden hedef olduğunu, IŞİD çetelerinin halklar üzerindeki oyunlarını, Kerkük’ün savunulması için daha fazla nelerin yapılması gerektiğini, Kürt güçleri ve Kürt halkının bu süreçte nasıl bir tavır sahibi alması gerektiği konularını değerlendirdi.

IŞİD neden Kerkük’e saldırdı ve Kerkük Kürtler için ne anlama geliyor?

Kerkük bizim için farklı bir anlam ifade ediyor, IŞİD için farklı. Bizim için Kerkük ve savunması ulusal birlik, demokratik gelişim demektir. Diğer yandan ekonomik boyutu da var. Petrolden dolayı Kürdistan için çok önemli bir konuma sahip. Yine Kerkük’te farklı haklar da yaşıyor ve bu bizim için çok önemlidir. Çünkü bizim demokrasi çizgimiz için buradaki halklarla birlikte yaşamaktır. Herkesin, her kültürün içinde yaşayacağı bir sistem. Onun için halkların birlikte yaşaması bizim için çok önemlidir. Tabii özgür ve kendi rengi ile yaşamanın yetersizlikleri, sorunlar da var ve insan bunları da tartışarak, birbirini dinleyerek aşabilir. Birlikte yaşamak tüm kültürlerin ve halkların geleceği için çok önemlidir.  

Diğer yandan IŞİD Kürdistan’ın bir parçasını almak istiyor. Yine Kerkük’teki ekonomiyi kendisi için kullanmak istiyor. Onun için Güney Kürdistan’a el atarak Rojava’ya daha fazla saldırmak istiyor. Kürtlerin yanı sıra Şialarla da savaşını geliştirmek istiyor. Kerkük bu noktada IŞİD için önemli oluyor.

Tabii biz tüm bu planların farkındayız ve onların bu kötü niyetlerinin hayat bulmasına izin vermeyeceğiz. Tüm çabamız da bunun içindir. Hem bölge halklarının savunması hem de IŞİD’in gelişmesine engel olmak için Kerkük’e büyük önem veriyoruz. Bundandır ki, Kerkük’ün tutulması çok önemli.

“ARAPLARLA KARDEŞÇE YAŞAMAK İSTİYORUZ”

Baas rejimi sürecinde Kerkük ve çevresine çok fazla Arap yerleştirilmiş. Bu politika bugün gelişen durumları nasıl etkiliyor? Yine Kerkük’ün savunulmasında ve yaşananlara etkisi nasıl?

Saddam döneminde “tahrip” denilen bir siyaset yürüttüler. Tahrip, Araplaştırma anlamına geliyor. Kürtlerin şehirlerini Araplaştırmak istediler. İşte Kerkük’te o şehirlerden bir tanesidir. Bunun için Tuzhurmato’yu Tikrit üzerine geçirmişler, Kelar’ı, Kifri’yi Diyala üzerine geçirmişler, Çemçemal’i Süleymaniye üzerine geçirmişler. Bu yerlerin hepsi de Kürt şehirleri. Bunların Kerkük’te kalmaması, Kerkük’ün de Arap şehri olarak bilinmesi için böylesi bir siyaset yürütmüşler. Bu da Saddam döneminde yürütülen sömürgeciliğin başka bir boyutu oluyor.

Şimdi IŞİD çeteleri bu Araplar üzerinden kendini örgütlüyor ve alanda kendine yer ediniyor. IŞİD etrafına toplanan o Sünni Araplar fazla iyi de değiller. Alanda da olumsuzlukları ile bilinen kesimlerdir.

Diğer yandan ise dışarıdan gelen Araplar bu toprakların insanları değiller ve bu topraklardan çıkarılmaktan da korkuyorlar. Kendileri de buralara ait olmadıklarını çok iyi biliyorlar. Bunun için IŞİD’e katılııyor ve yardım ediyorlar.

Ama bu şekilde gelip buralara yerleşen Araplar bilmeli ki, artık buralara yerleşmişler. Bizim onları bu topraklarda çıkarma yaklaşımımız yok. Bunu anlamaları gerekiyor. IŞİD bunları kullanıyor ve Kürtlerle karşı karşıya getirmek istiyor. Gerçek olan şudur ki; Kürtler bunları buradan çıkarmak istemiyor, daha fazla kardeşliği geliştirmek istiyor.

“HALKLARI BİR BİRİNE KIRDIRMAK İSTİYORLAR”

Şimdiye kadar ağırlıklı mezhep çatışması yürütülüyordu. Kürdistan’da ise IŞİD Araplar ile Kürtleri karşı karşıya getirip savaştırmak mı istiyor?

IŞİD’in hedefi Arap-Kürt savaşı başlatmak. Eğer Kürt-Arap savaşı başlarsa doğallığında bu Araplar IŞİD ile birlikte hareket ederler. Halkları bir birine düşürerek üzerinde kendini var etmek istiyor. Biz halkların ortaklığında bahsederken bunlar ise tam tersinden yaklaşarak, halkları kutuplaştırarak, bir birine kırdırmak istiyorlar. Bu çok tehlikeli bir yaklaşım. Buna karşı herkesin duyarlı olması gerekiyor.

“ÇETELERE KARŞI SAVAŞACAK TEK GÜÇ GERİLLADIR”

IŞİD’in arkasında bölgesel ve dış güçler olduğu söyleniyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğru. Afgan, Amerikalı, Avrupalı insanlar da bu çetelerin içinde. Bunlar bize karşı savaşıyor. Bunların çoğu da savaşta tecrübeliler. Mesela Ruslara karşı savaşmış olan Çeçenler var bunların içinde. Yine Afganlar var, savaşta tecrübesi olanlar. Bunları toplamışlar ve buralara getirmişler. Bunlar kendi başlarına çıkıp gelmemişler. Birileri bunları buralara getirmişler.  

Bu çeteler Güney Kürdistan’da Şengal başta olmak üzere bir çok yere saldırdılar. Ve bunlar savaş anlamında peşmergelere göre daha yetkinler. Şengal’de de görüldüğü gibi peşmerge bunların karşısında duramadı bile. Ama bizim karşımızda o kadar güçlü değiller. Biz yılların savaş deneyimine sahibiz. Otuz yıldır Türk ordusuna karşı savaşıyoruz. Ve büyük bir tecrübe oluşturduk. Onların tecrübesi bizim karşımızda savaşmaya yetmez. Çünkü PKK, tecrübesi ile Kürtleri eğitebiliyor, bilinçlendiriyor, Kürtlerdeki cesareti açığa çıkarıyor. HPG’nin savaş taktikleri karşısında çeteler duramıyor.

Kerkük’te de bu ispatlandı. Belki burada büyük bir savaş vermedik ama Kerkük’e gelişimiz bile bir çok alanda IŞİD’i durdurdu. Kerkük üzerine saldırmak istedi ama gerillanın gelişi ile durdu. Bu çeteler psikolojik olarak bir hava yaratarak şehirleri alıyorlardı ama gerillanın varlığı bile bu havayı tuzla buz etti.

“BU SAVAŞA KATILMA HAKKIMIZ VAR”

Yine gerillanın gelişi hem peşmergelere hem de halka büyük bir moral verdi. Halkımızı savunma hakkımız var. Kürt güçlerine moral verme hakkımız var. Yine böyle bir savaşa katılma hakkımız var. Burası da Kürdistan’ın bir parçasıdır. Buradaki halkın da savunmaya ihtiyacı var ve biz de bu esas üzerine Güney Kürdistan’a geldik.

Tabii bizim varlığımız demek, IŞİD’in yok olması demektir. Onun için halk büyük bir moral alıyor ve çevremizde toplanıyor. Ve bizim gelişimizle birlikte IŞİD ile yaratılan o korku psikolojisi boşa çıkarıldı.

“PEŞMERGENİN DE SAVAŞ MOTİVASYONU GELİŞTİ”

Gerilla gelmeden önce burada nasıl bir hava vardı, gerillanın gelişinden sonra nasıl bir değişim oldu?

Öyle görünüyor ki mücadelemizi daha da aktifleştirmemiz gerekiyor. Gerillanın gelişi ile birlikte yaratılan havada halk moral aldı, peşmerge moral aldı, deyip bu şekilde bırakmak istemiyoruz. Daha fazla kendimizi katmamız gerekiyor. Özellikle savaşta IŞİD’i daha fazla boşa çıkaracak gerilla tarzıyla çeteleri yenebiliriz. Biz de bu çerçevede savaşımızı geliştirmek istiyoruz. İsteğimiz ve hazırlığımız bu çerçevede var. Nerede ihtiyaç olursa da gider savaşırız.

Tabii gerillanın gelişi Kerkük’te büyük bir moral yarattı. Öncesinde böyle bir şey yoktu. Şimdi gerillanın gelişi ile moral ve motivasyon oluşmuş durumda. Yine peşmergelerde de motivasyon oluşmuş durumda. Önceden çetelere karşı bu kadar savaşabilecek inançları yoktu ama gerillanın gelişi ile birlikte savaşabilme inançları gelişti. Mesela bazı yerlerde arkadaşlar yok ama kendilerine güvenleri gelişti.

“PARÇACILIK BAKIŞI KIRILDI”

Gerillanın Kerkük’e gelişi ile parçacılık bakışı kırıldı. Ulusal bir güç olarak görme daha fazla gelişti. Peşmerge sadece bir parça için savaşıyor. Ama gerillanın gelişiyle güney halkı da genel Kürt halkı da gerillanın yanında olduğunu gösterdi. O temelde hem halkta hem de peşmergede büyük bir coşku oldu. Çünkü PKK ulusal bir güç. Her tarafta savaşıyor ve başarıyor. Tüm bunları hem peşmerge hem de güney halkı görüyor. O yüzden de moral aldılar. Eskiden bazı kesimlerin gerillayı sadece bir parça gösterme politikaları da böylece boşa çıktı. Herkes gerillanın tüm Kürdistan için ve her zaman savaşabileceğini gördü.

“KAPSAMLI BİR HAMLEYE İHTİYAÇ VAR”

Gerillanın gelişi sonrası Şengal’den Maxmur’dan, Celawla’dan, Tuzhurmato’dan çetelere yönelik operasyonlar başladı. Şu anda Kerkük ve çevresindeki durum nedir? Hem Kürt güçlerinin hem de çetelerin mevzilenmeleri nasıl?

Kerkük’ün savunması için çetelerin durumu önemlidir. Çünkü geniş bir cephe çetelerin elindedir. Tabii bu cephenin hepsi de düz ovadır, dağlık değil. IŞİD buralarda yerleşmiş. Bu alanların hepsinde Araplar yaşıyor. Tabii Kerkük üzerinde IŞİD tehlikesini ortadan kaldırmak için geniş bir planlama gerekiyor. Xemlin dağı sınırından, Havice sınırına kadar bu tehlikenin ortadan kaldırılması gerekiyor. Kerkük bu şekilde savunulur. Büyük bir hamleye ihtiyaç var. Bu hamle de gerekiyor. Tabii böylesi bir hamleye sadece peşmergenin gücü yetmez, içinde gerillanın da olması gerekiyor. Hatta Irak ordusu da bu hamlede rol oynamalıdır. Ortak ve geniş bir planlamanın çıkarılması gerekiyor. Parça parça yapılan planlamalar savaşta sonuç almaz. Ama geniş ve kapsamlı bir savaş. Bu yönlü de belli bir hazırlığın olduğunu da söyleyebilirim.

“IŞİD’İN HEDEFİ KERKÜK’TÜR”

Çeteler son süreçte bir çok yerde darbe de yedi. Kerkük ve çevresinde herhangi bir değişiklik oldu mu?

Doğrudur, Süleyman Beg, Amirli, Yeğince gibi yerlerde darbe yediler ama bu Kerkük üzerinde tehlike kalmadı anlamına gelmemeli. Kerkük üzerindeki tehlike devam ediyor. Çünkü IŞİD şöyle bir güçtür: Çok çabuk kendini toplayıp, hamle yapabiliyor. Bunun için de imkanları ve avantajları var. Musul gibi bir alanı ellerinde tutuyorlar. Kendisini çabuk toparlayabilir. Onun için yediği darbelerle IŞİD ortadan kalkmadı. Zayıfladı ama tümden yok olmadı. Tümden ortadan kalkması için plan ve programın olması gerekiyor. Kerkük üzerindeki tehlike ancak böyle ortadan kalkar. Yoksa tehlike devam eder ve IŞİD’in kendini toparlama ihtimali var. Çünkü IŞİD’in hedefi Kerkük’tür. Eğer Kerkük’ü ele geçirirse Güney Kürdistan’ı ele geçirir. Özellikle buradaki petrol ve imkanları ele geçirirse Güney Kürdistan tehlikeye girer. Halen de IŞİD bu planını bırakmamış. Ve bu planını hayata geçirmenin uğraşısı içindedir.

“KÜRTLER KERKÜK’Ü SAVUNACAK”

IŞİD Kerkük’e geldiği zaman Irak ordusu gitti ve sadece Kürt güçleri kaldı. Ve şimdi de gerilla ile peşmerge Kerkük’ün savunmasını yapıyorlar. Ama Irak merkezi hükümetinin bazı sözcüleri Kerkük’ün Irak hükümetine bağlanması gerektiğini söylüyorlar. Yani Kürtlerin elinde kalmasını istemiyorlar. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şimdi o dönem geçti. Zaten Irak ordusu Kerkük’teydi ama şimdi yok. Eğer bir daha geri dönmek isterlerse bu doğru değil. Bir de Irak ordusu için de ayıp olur. Hem Musul da askerlerini çektiler hem de Kerkük’te askerlerini çektiler ve her iki yerde de Kürtleri bıraktılar. Yani Kürtlerin savunmasını yapmadı. Hatta silahların bir kısmını götürdü, kalan kısmını da IŞİD’e teslim etti. Eğer Irak hükümetinin böyle bir talebi varsa doğru değil ve kabul da edilmez.

Şimdi Kürtler kendi gücüyle Kerkük’ü de koruyabilir, Güney Kürdistan’da büyük kazanımlar var onu da koruyabilir. Irak bunu yapmadı ve kendi alanlarına, Şii alanlarına geçtiler. Eğer Irak hükümeti Kerkük’ün savunulmasını istiyorsa Kürtlere destek sunabilir. Diğer yandan dediğim gibi Kürtler Kerkük’ü savunabileceklerdir.

Kerkük’ün savunması için de tüm Güney Kürdistan sahip çıkmalı. Sadece Kerkük halkına bırakılmamalı. Irak hükümetinin bu yönlü yaklaşımlarının gelişmemesi için tüm güney halkımız Kerkük’ü desteklemelidir.

“KERKÜK KÜRDİSTAN’A AİT”

IŞİD öncesi Kerkük için 140. Madde tartışması vardı ama pratikte uygulanmadı. Şu anki durumda bu madde pratik olarak ortadan kalkmış oluyor. Bundan sonra böyle bir maddenin tartışılması yaşanırsa Kürtlerin tavrı nasıl olur?

Şu anki durumda 140. Madde ortadan kalmış oluyor. Artık böylesi bir maddeye ihtiyaç yok. Kerkük için böylesi madde gerekmiyor. Yaşananlara bile baktığımızda görülenler bu maddeye ihtiyaç olmadığını gösteriyor. Pratik olarak Kerkük Güney Kürdistan üzerinedir. Bundan sonra Kerkük için referandum olmalı gibi tartışmalara gerek yok. Bunun zemini ortadan kalkmış durumdadır. Zaten pratik olarak gerçekleşen Kerkük’ün Kürdistan’a ait olduğunun açığa çıkmasıdır. Doğal olarak bu madde ortadan kalkmış oluyor ve bundan sonra da ihtiyaç kalmamıştır.

“KÜRTLER KERKÜK’Ü BIRAKMAYACAK”

Kürtler artık Kerkük’ü bırakmayacaklar diyebilir miyiz?

Söylediğiniz gibi olmalı. Onun için de Kürtler ellerinden ne geliyorsa yapmalıdır. Dört parça Kürdistan Kerkük’ü desteklemelidir. Böylesi bir imkan Kerkük’te var. Ortadoğu için demokrasi çizgisinin gelişmesine de örnek olabilir. Demokrasinin gelişmesi için de destek olabilir. Kerkük’te bunun imkanı da var. Eğer Kerkük Kürtlerin elinde olursa Kürtlerin maddi ihtiyaçları ortadan kalkmış olacak. Kerkük üzeri kendini idame ettirebilecek.

“HER ZAMANKİNDEN FALZA ULUSAL BİRLİĞE İHTİYAÇ VAR”

Gerillanın gelişi ulusal birlik için tarihi bir adım oldu. Ama bundan sonrası için Kürtlerin birliği ve Kürt halkının savunması için ne gerekiyor?

Bunlar siyasi gündemlerdir. Çok tartışılıyor da. Kürdistan’ın savunulması için Kürtlerin ulusal birliğe ihtiyacı var. Bunun zamanı geldi ve pratikleşmelidir. Kürtlerin ulusal kongreye ihtiyacı var. Bunun gereği var ve yerine de getirilmelidir. Bugün her zamankinden daha da fazla gerekiyor. Hem askeri olarak ortak bir güç oluşturulmalı hem de siyasi olarak ortak bir kongre olmalı. Tüm Kürtlerin talepleri ortaklaşmalı. Bunun böyle olması için Önder Apo bu konuyu çok gündemleştirmişti. Güney partilerinden çoğu da destekledi. Destek vermeyen sadece KDP oldu. Ama şimdi ise önder Apo’nun bu görüşünün ne kadar gerekli olduğu daha iyi görülüyor.

“GÜNEY GENÇLİĞİNİN TERCİHİ HPG’DİR”

Bu süreçte Güney Kürdistan’da bir çok genç gerillaya katılıyor ya da gelip gerillada eğitim görmek istiyor. Peki bu gençler neden peşmergeye katılmıyor da gelip gerillaya katılıyorlar?

Gerilla, eğitimli bir güçtür. Disiplinli, iradeli ve inançlı bir güçtür. Bilinçli bir güçtür. Bu görülüyor ve herkesi etkiliyor. Peşmerge ise bilinci ve gücü gerillanınki kadar değil. Ve onun için gençlerin tercihi daha çok HPG’ye oluyor. Zaten HPG’nin kendisi genç bir güçtür.

Diğer yandan HPG’nin yıllara dayanan tecrübesi var, yürüttüğü savaşta da kendini ispatladı. HPG ilk defa bu mıntıkalara askeri olarak geliyor ve bu da bir etki yarattı. Ve gençler daha çok HPG ve gerillanın yanında yer almak istiyorlar. Başka sebepler de olabilir ama esas olan bu sebeplerdir.

“HALK HERŞEYİ GÖRÜYOR”

Halkın güneyli güçlere fazla güvenleri kalmamış. Sadece askeri olarak da değil, siyasi olarak da bir güven zayıflaması var. Halkın ciddi eleştirileri de gelişiyor. Sizce bunun nedenleri nelerdir?

Öncelikle şunu ifade edeyim ki; biz ulusal bir gücüz ve nerede Kürt halkının savunulması gerekiyorsa biz oradayız. Diğer yandan halk her şeyi görüyor ve takip ediyor. Eğer halk bizim her şeyimizi bilmese de savaşçılığımızı biliyor. Disiplinimizi, ulusallığımızı biliyor. Şengel gözler önündedir. Şengal’de gerilla olmasaydı belki yüzbinlerce insan katledilecekti. Halk bunu gördü. Yine Maxmur’da da gerillanın direnişi oldu ve halk bunu gördü. Yine yıllardır Türk devletine karşı savaşıyor, Rojava’da savaşıyor. Halk bunların hepsini görüyor. Ve gerillayı Kerkük’te görünce büyük bir coşku ve moral ile gerillanın yanında yer aldı. Zaten gerillayı seviyordu ve kendi alanlarında da görünce büyük bir aşk ile gerillaya sahip çıktı.

Diğer yandan halk güneyli güçleri tanıyor. Bu güçlerin bireysel yaklaşımlarını, ailesel yaklaşımlarını, maddi yaklaşımlarını halk görüyor. Ve bu durumlar da tepkilere neden oluyor. Şengal’de ve Maxmur’da peşmerge savaşsaydı böyle bir tepki gelişmezdi. Ama şimdi tepkiler artmışsa nedeni biraz da zengin oldular, maddiyata dayalı yaşıyorlar, yaşanan savaşta da kendi maddiyatlarını kurtarmanın çabası içine giriyorlar. Halk da tüm bunları görüyor.

Yine peşmergenin o eski savaşçı gücü kalmadı, çok azdır. Yeni olanların da savaş tecrübesi yok. Halk bundan dolayı fazla güvenmiyor.

“GENÇLİK GERİLLA GİBİ EĞİTİMLİ OLMALI”

Son olarak Kürt halkına ve özelde de Güney halkına çağrınız var mı?

Güney Kürdistan’a gelişimizin nedeni halkımızı savunmak içindir. Yine bize katılmak isteyen gençlerle bir güç oluşturmak istiyoruz. Bu güç eğitimli, disiplinli olmalı. Aynen gerilla gibi olmalı. Çünkü biz de eğitimle kendimizi yetkinleştirdik. Eğer güney gençliği eğitime, disipline önem verirse onlar da bizim gibi olur. O zaman güney Kürdistan’ı kendileri de savunabilirler.

Yine, ulusal bir gücün oluşması gerekiyor. Kürt halkının ve Kürdistan’ın savunulması için, kadın, gençlik, tüm güçler bu ruhla arayış sahibi olmalı, kendini örgütlemeli. Ulusal bir güce her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.

Güney Kürdistan’ın savunması için biz de elimizden ne geliyorsa canı gönülden katılıp, kanımızın son damlasına kadar halkımızı savunacağız. Bu noktada hiç kimsenin tereddüdü olmasın ve bize daha fazla destek versinler. / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 09 Eylül 2014, 14:37
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER