DAİŞ'in Kobanê'ye saldırı için son günlerde büyük bir hazırlık yaptığını, onlara Rakka, Cerablus, Tilabyat ve Mındiç'ten hem ağır silah hem de güç anlamında sürekli yardım geldiğini belirten PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, ağır çatışmaların yaşandığını söyledi. Kent merkezine girmeye çalışan DAİŞ'in, büyük bir direnişle karşılaşması sonrasında uzaktan tank ve havan gibi ağır silahlarla saldırıya geçtiğini anlatan Abdullah, "Asker-sivil ayrımı yapmadan top atışları yapıyorlar. Bazen atılan top mermileri Türkiye topraklarına da düşüyor. Mahallelere giremeyince son zamanlarda bomba yüklü araçlarla girmeye çalıştılar. Bu araçların tamamı kent girişinde fark edilerek imha edildi ve büyük katliamlar önlendi. Tilabyat ve Cerablus bölgesinde Arap toplumu içinde ciddi propaganda yaparak eleman kazanmaya çalışıyorlar. 'Kobanê bizim kontrolümüz altındadır. Talan edebilirsiniz' diyerek Arap halkını kendi saflarında savaşmaya çağırıyorlar. Camilerde cihat çağrısı yapıyorlar. Bu da bölgedeki halkın üzerinde ciddi bir korkuya neden oluyor. Bu nedenle korkudan dolayı Araplar da Kobanê çevresine yerleşmişler. Güç toplayıp ağır silahlarla saldırıya geçecekleri bilgisini alıyoruz" dedi. 

İNSANİ YARDIM KONUSUNDA DESTEK VAR

Türkiye üzerinden insani yardım konusunda zaman zaman güçlükler çıkarılmasına rağmen yardımların sürdüğünü belirten Abdullah, Türkiye sınırında savaşın şiddetlendiği anlarda top mermilerinin Türkiye tarafına düştüğünü ve sınır kapısının bu nedenle kapatıldığını söyledi. 

Kobanê'de daha önce bulunan 3 hastanenin DAİŞ'in top atışları sonucunda yıkıldığını ve çatışmalarda yaralananları Türkiye'ye geçirterek tedavi etmek istediklerini kaydeden Abdullah, sınır kapısına yönelik saldırıların ardından kapının kapatılması ile birçok yaralının yaşamını yitirdiğini söyledi. 

KOBANÊ'DE KATLİAM TEHLİKESİ SÜRÜYOR

"Gönderilen insani ve askeri yardımlar için teşekkür ediyoruz" diyen Abdullah, ABD öncülüğünde koalisyon güçlerinin hava operasyonlarına rağmen DAİŞ'in katliam ve saldırılarının sürdüğünü söyledi. DAİŞ'in elinde ağır silahların bulunduğunu kaydeden Abdullah, "Denetimlerinde bulunan çevre kentlerden günlük silahlar ulaşıyor onlara. Bugün de onlara ağır silahların geldiği bilgisini aldık. Kobanê'de katliam tehlikesi halen sürüyor. Bunun için koalisyon güçlerinin bu ağır silahları vurması gerekiyor. Hava saldırılarının arttırılması halinde DAİŞ'in gücü sadece Kobanê'de değil bütün bölgede kırılacaktır. Çünkü DAİŞ elinde bulundurduğu bölgelerden bütün kuvvetlerini buraya aktarıyor" şeklinde konuştu.

DAİŞ'in tüm insanlığa karşı bir saldırı başlattığını belirten Abdullah, bu saldırının sadece Kürtlere değil, tüm bölge halklarına yapıldığını ve bu amaçla Kürdistan Bölgesel Hükümetinin Kobanê'ye askeri güç ve silah göndermesini olumlu bulduklarını söyledi. 

'SURİYE'DE KİMLİK MÜCADELESİ VERİYORUZ'

Kobanê'de yaşanan savaşla ilgili daha önce Türkiye ile görüşmelerinin olduğunu ve Kobanê kantonu özelinde Türkiye'ye genel bir yardım çağrısında bulunduklarını kaydeden Abdullah, DAİŞ'in Türkiye halkı için de büyük bir tehlike olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın PYD ile ilgili son verdiği demeçte çelişkili açıklamalar yaptığını belirten Abdullah, "Parti olarak hem bizimle görüşüyor, hem de görüşmeden sonra yaptığı açıklamada PKK ve PYD'yi bir tutması doğru bir siyaset değil. PYD Suriye'nin partisidir. Biz Suriye'de bir kimlik mücadelesi veriyoruz. Biz siyasi bir projenin sahibiyiz. Siyasi bir irademiz var. Bugün Suriye'de mücadele ediyoruz. Suriye'nin parçalanmaması, mezhep çatışmalarının olmaması için mücadele ediyoruz. Bu açıklamalar Türkiye'nin yararına değil. Her zaman PKK üzerinden partimize saldırılması doğru bir davranış değil. Bu tür tutumun değişmesini istiyoruz" dedi. 

KOBANÊ'DE DİRENİŞ OLMASAYDI, ŞENGAL'E DÖNERDİ

Kobanê'ye tüm gücüyle saldıran DAİŞ'in tüm halklara karşı olduğunu ve bunun içindir ki DAİŞ'e karşı olan uluslararası güçlerin ve toplumun ittifak oluşturduğunu belirten Abdullah, DAİŞ'in saldırıları sonrasında ABD ile direkt diyaloglarının geliştiğini ve DAİŞ'e karşı ortak mücadeleye açık olduklarını söyledi

Açık ve şeffaf bir stratejik ilişkilerinin olduğunu kaydeden Abdullah, Kobanê'de büyük bir direniş sergilenmeseydi, Şengal'de yaşanan katliamların burada da yaşanacağını söyledi. 

Kobanê'de tüm halk gibi Kanton hükümetinin de silahlandığını ve parti çalışması için geldikleri Kobanê'de silah alarak kendilerini korumaya çalıştıklarını belirten Abdullah, "Omuzumdaki yük ağır, onun için direnmek şarttır. Bugün savaş olduğu için elimde silah var. Ne zaman ne olacağını bilmiyoruz. Bu nedenle kendimizi savunuyoruz" şeklinde konuştu. 

'DAİŞ'E KARŞI DİRENİŞTE BAŞARILIYIZ'

DAİŞ karşısında direnişte başarılı olduklarını ve DAİŞ'in darbe aldıktan sonra daha fütursuzca şekilde saldırıya geçtiğini belirten Kobanê Kanton Hükümeti Başbakanı Enver Müslüm de, yaşanan çatışmalarda kendilerine karşı her türlü ağır silahın kullanıldığını söyledi. Son on gün içinde DAİŞ'in 20'den fazla bomba yüklü araçla kente saldırı yapmaya çalıştığını ve 120'lik havanlarla kent merkezine yüzden fazla atış yaptığını belirten Müslüm, Kobanê'de DAİŞ ile YPG mevzilerinin zaman zaman 1 ile 3 kilometre mesafede bulunduğunu ifade etti. Koalisyon güçlerinin hava saldırılarının etkili olduğunu ve bunun artması gerektiğini kaydeden Müslüm, "Hava saldırısı ile darbe vuruluyor onlara. Biz de savaşarak darbe vuruyoruz. İntihar amaçla bombalı araçlarla yapılan araçların tamamı kente girmeden YPG tarafından fark edilip imha edildi. Ancak hem havadan hem de karadan vurulan silahların yerine yenilerini getiriyorlar. Rakka, Tilabyat ve Cerablus bölgelerinden habire takviye güç gönderiyorlar" dedi.

DAİŞ'in insanlık düşmanı olduğunu, uluslararası güçlerin ve Türkiye'nin kendilerine destek sunmasını beklediklerini belirten Müslüm, "Bunlar sadece Kobanê'ye ya da Kürtlere yönelik saldırı değil, Tüm insanlığa karşı bir savaş yürütüyorlar ve bunu da rahatlıkla açıklıyorlar. Onlardan olmayanların tümü onlara göre kafir ve öldürülmesi gerekiyor. Ya bizdensiniz, ya da bize karşısınız diyorlar" şeklinde konuştu. 

KOBANÊ'DE HALEN 2 BİNDEN FAZLA SİVİL VAR

Kobanê'ye ağır silahlarla yapılan saldırıların sürdüğünü ve kent merkezinde 2 bin ile 2 bin 500 arasında kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu sivilin yaşadığını kaydeden Enver Müslüm, bu insanların sığınaklarda yaşamaya çalıştıklarını söyledi. 

Yaşanan savaşın ve direnişin sadece Kobanê'nin korunması ya da Kobanê'nin kurtarılması olmadığını ifade eden Müslüm, "DAİŞ'in tüm Ortadoğu ve dünyadan temizlenmesi gerekiyor" dedi. 

DAİŞ'in ele geçirdiği değişik bölgelerdeki ağır silahlarını Kobanê etrafına yığdığını belirten Müslüm, saldırıların har geçen gün arttığını söyledi.

KOBANÊ'DE ESKİDEN HALKLAR HUZUR İÇİNDE YAŞARDI

Saldırılardan önce Kobanê'de Kürt, Arap, Türkmen, Ermeni ve Süryanilerin yaşadığını, her dinden insanın huzun içinde olduğunu ifade eden Müslüm, "Bu savaştan önce herkes hayatından mutlu ve memnundu. Kardeşçe, mutlu bir yaşam sürdürüyorlardı" dedi. 

DAİŞ'e karşı koyabilmek için ağır silahların kendilerine gönderilmesi gerektiğini belirten Müslüm, "Çünkü DAİŞ doğu, batı ve güney cephelerinden saldırıyor. Ve cephe gerisinin tamamı onlara ait. Buralardan lojistik, cephane ve eleman kaydırmaları için onlar için sorun değil. Bu terör örgütüne karşı 8 aydır sadece biz direniyoruz. Eğer önlem alınmazsa, Bu Türkiye'nin de başına bela olacak. Buradan bunu şimdiden açıklıyoruz. DAİŞ'in hedefi sadece Kobanê ve Kürtler değil. 

Kobanê Kantonu Dışişleri Bakanı İbrahim Kurdo da, Mart ayından beri içinde yaşadıkları durumu tüm dünyaya anlatmaya çalıştıklarını, Kanada, İngiltere, Almanya ve Danimarka'ya PYD'yi ve siyasetini, Kanton yönetimini anlattıklarını söyledi.

Kurdo, etraflarının kuşatıldığından dolayı diplomasi görüşmelerini yapamadıklarını belirterek, "Çok defa istedik ki Türkiye ile diplomatik görüşmeler yapalım. Şimdiye kadar hiçbir şekilde cevap verilmedi" dedi.  / Firatnews