Sanatçılar: Kobani isyan çığlığıdır

Sinemacı, tiyatrocu, dansçı ve müzisyenlerin kurduğu Özgür Sanat Girişimi aktivistleri, Kobanê-Suruç sınır hattında 53 gündür devam eden direniş nöbetine katıldı.

Sanatçılar: Kobani isyan çığlığıdır
Sinemacı, tiyatrocu, dansçı ve müzisyenlerin kurduğu Özgür Sanat Girişimi aktivistleri, Kobanê-Suruç sınır hattında 53 gündür devam eden direniş nöbetine katıldı. “52’nci günde değil 2’ci günde buraya gelmeliydik” diyen sanatçılar, Kobanê’nin insanlığın soylu direnişi için bir isyan çığlığı olduğunu kaydetti.


Katliam gerçekleştirmek adına uluslararası güçlerin yönlendirmeleriyle Rojava’nın Kobanê Kantonu’na DAİŞ çetelerinin saldırıları devam ederken, saldırıların başladığı günden beri Kobanê ile dayanışmak amacıyla sınırda nöbet tutan halka destek için çok sayıda sinemacı, tiyatrocu, müzisyen, dansçı ile sosyalist çevreden gelen sanatçılar sınıra gelerek nöbet eylemine katıldı.  Araştırmacı-yazar Temel Demirer, sözlüklerin artık daha ekonomik olarak kullanılması gerektiğini belirterek, “Çünkü Kobanê’deyiz, umudu ve hayatı savunan, sömürgeciliğe karşı ‘Êdî Bes e’ denilen bir coğrafyadayız” dedi. “Kobanê bizim çarpan kalbimizdir” diyen Demirer, “Eğer buradaysak sol mememizin altındaki cevher hala yerinde olduğu içindir. Kobanê bizim isyan çığlıklarımızdır” diye konuştu.

‘SANAT DİRENİŞİN İÇERİSİNDE YER ALMALIDIR’

Müzisyen Özlem Gerçek de, sanatın, hayat ve direnişin içerisinde olması gerektiğinin altını çizerek, bu ülkenin hâkim güçleri görmek ve duymak istemese de bütün dünyanın gözlerinin önünde bir direnişin gerçekleştiğini söyledi.  Gerçek, sanatçılar olarak ırkı, dili, rengi ne olursa olsun barbarlığa karşı, zulme karşı, direnen bütün halkların yanında olduklarını dile getirerek Kürt halkının özgürlük mücadelesi verdiğini, kendilerinin de bu mücadeleye ses olmak için sınıra dayanışmaya geldiklerini sözlerine ekledi.

‘KOBANÊ HALKI YALNIZ DEĞİLDİR’

Kobanê direnişiyle dayanışmak amacıyla sınıra geldiklerini belirten MED Kültür Sanat Merkezi üyesi sanatçı Erol Berxwedan, Kobanê’de 50 günü aşkın bir süredir devam eden direnişin olduğunu hatırlatarak, her ne kadar sanatçılar olarak sınır hattına gelmekte geç kalsalar da Kobanê için yapılan eylem ve etkinliklerine katıldıklarını dile getirdi. Geç kaldıklarına yönelik yapılan eleştirilerin haklı eleştiriler olduğunu ifade eden Berxwedan, “Güzel ve mutlu günlerde biz sahnelerde bütün sanatımızı ortaya koyuyoruz. Ancak bu gibi günlerde de sanatçıların halkının yanında olması gerekiyor. Kobanê sınırına geldik. İçimiz kan ağlıyor, çünkü bir kilometre uzağımızda olan Kobanê’ye yönelik yapılan saldırılara karşı elimizden fazla bir şey gelmiyor. Uzaktan da olsa Kobanê için canlarını feda eden arkadaşlarımızın yanlarında olduğumuzu bilmeleri bize yeter. Biz bu halkın sanatçılarıyız, halk ile varız. Kobanê halkı da yalnız olmadıklarını bilsinler” diye konuştu.

‘KOBANÊ TARİHE YENİ BİR DESTAN ARMAĞAN ETTİ’

Sınıra gelen Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Antropolog Sibel Özbudun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atıfta bulunarak, “Cumhurbaşkanlığını işgal eden kişi ‘Kobanê’nin bizimle ne alakası var’ diyor. İşin ilginç tarafı, bu zat, kendisini Bosna Hersek’den Yemen’e kadar Türkiye’nin hinterlandı ilan etmiş olmasına rağmen Kobanê ile ilgili olmuyor” dedi. Bu durumun belki de herkes için sağlıklı bir durum olduğunu söyleyen Özbudun,  “Ne zaman egemenler bir yer ile ilgilenmeye başlasalar, kardeşlik bağlarından, din bağlarından, soy bağlarından bahsetmeye başlasalar altında alt emperyalist bir arzunun ortaya çıktığını görürüz” şeklinde konuştu.

Özbudun, Kobanê’de direnen halkın, baş kesen, küçük kızları pazarlarda satan vahşi çetelere karşı mücadele ettiğini ve tarihe yeni bir destan armağan ettiğini kaydederek, kendilerinin sınıra gelmesinin de enternasyonalist bir dayanışma olduğunu ifade etti.

‘52’NCİ GÜNDE DEĞİL 2’NCİ GÜNDE GELMELİYDİK’

 Kobanê’ye ilişkin özeleştirisini vermek istediğinin altını çizerek konuşmasına başlayan MKM Sanatçısı Özlem Bağlayan, “52’nci günde değil 2’ci günde buraya gelmeliydik. Şu an burada YPG savaşçılarının bir adım ötesinde olmak bile bana güven veriyor” dedi.

Dünya basını takip ettiğini ve dünya basının da gözünün Kobanê’de olduğuna işaret eden Bağlayan, geçen günlerde Alman basınının “Ey yiğit Kürtler, sizler kimlersiniz” başlığı altında haber yaptığını, Türkiye’nin ise eli kanlı çetelerle Kürtleri bir tuttuğunu ve buna da bir türlü anlam veremediğini ifade etti. 

‘KOBANÊ HER ZAMAN GÖNLÜMÜZDEDİR’

 Arzela Kültür ve Sanat Merkezi’nden adına gelen sanatçı Aram Serhat ise, Kobanê direnişi önünde yapabilecekleri tek şeyin saygıyla eğilmek olduğunu belirterek, “Kobanê’nin sesine ses katmak için sınıra geldik. Kobanê hiçbir zaman yalnız değildir. Kobanê namus ve şerefimizdir. Biz burada olmasak dahi, gönlümüz her zaman Kobanê için atmıştır. Burada bu direnişi on günlerdir sürdüren YPG ve YPJ’yi selamlıyorum” dedi.

‘KOBANÊ DİRENİŞİ İNSANLIK İÇİN SOYLU BİR DİRENİŞTİR’

 Gölge Kültür ve Sanat Merkezi’nden müzisyen Sinan Gökçe de, insanlık için çok önemli süreçlerden geçildiğine vurgu yaparak, devrimci ve yurtsever sanatçılar olarak buna kayıtsız kalamayacaklarını dile getirdi. Sinan, Kobanê direnişinin insanlık için soylu ve erdemli bir direniş olduğunu kaydederek, “Kürdistan’daki bu yiğit mücadele bütün insanlık için kazanımlara ulaşacağından ve Kobanê’nin kazanılacağından da hiç şüphemiz yok.  Biz de sanatçılar olarak bu direnişe katkıda bulunacaksak ne mutlu bize” diye konuştu. / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 06 Kasım 2014, 14:44
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER