Şengal tanığı İsveçli gazeteci anlatıyor

Gazetecilik yüksekokulunu yeni bitiren Joakim Medin, Federal Kürdistan Bölgesi ve Rojava’da inşa edilmekte olan sistemleri araştırmak amacıyla Kürdistan’a gitti.

Şengal tanığı İsveçli gazeteci anlatıyor

İsveç halkı Güney Kürdistan’da ve Şengal’de yaşanan vahşeti, IŞİD çetelerinin barbarca katliamlarını ve tüm bunlara harekete geçerek onbinlerce Êzîdî’nin kurtaran HPG, YPG ve YPJ gerillalarının cesaret ve kahramanlıklarını İsveçli genç gazeteci Joakim Medin’in haberlerinden öğrendi.

Gazetecilik yüksekokulunu yeni bitiren Joakim Medin, Federal Kürdistan Bölgesi ve Rojava’da inşa edilmekte olan sistemleri araştırmak amacıyla Kürdistan’a gitti. IŞİD çeteleri Ağustos ayının başlarında Güney Kürdistan ve Şengal’a saldırdıklarında Güney Kürdistan’da Rojava sınırları yakınlarında bulunuyordu.

Medin, dağdan kurtarılan ve Rojava’ya getirilen Êzîdîlerin yaşadığı trajedilere tanıklık etti. Gerilla ve peşmerge komutanlarıyla ve IŞİD katliamlarından kurtulmayı başaran Êzîdîlerle, Süryanilerle konuştu. Geçtiğimiz hafta sonu da İsveç’e döndü.

‘YPG VE YPJ SAVAŞÇILARI EZİDİLERİN TAHLİYESİNİ ÖRGÜTLÜYORDU’

“Kamyonlar, otomobiller ve pikapların oluşturduğu konvoy Şengal Dağı’ndan kurtarılan Êzîdîleri Rojava’ya getiriyordu. YPG ve YPJ savaşçılarının yöre halkıyla birlikte Êzîdîlerin tahliyesini örgütlüyordu. Araçları kadın gerillalar kullanıyordu. Daha sonra PKK gerillaları da yardıma geldi” diyerek tanıklık ettiği olayları anlatmaya başlıyor Medin.

Peşmergelerin Êzîdîlerin kurtarılmasına yardımcı olup olmadığımızı sorusunu “Aralarında bir generalin bulunduğu bir peşmerge grubuyla da karşılaştım. Kendilerine sorular yönelttim. Şengal Dağı’nda Êzîdîlere yardım ettiklerini söylediler. Bunu duyan Êzîdîler çok öfkelendiler. Siz kendinizi gizlediniz. Sizi oralanda görmedik dediler. Peşmergelerle Êzîdîler arasında böylesi tartışmaların sık olduğunu gördüm” diyerek yanıtlıyor.

Medin, kurtarılan Êzîdîlerin açlıktan ve susuzluktan bitap düştüklerini, güneşten kavrulduklarını su ve yemek istediklerini ama tüm bu insanlara yetecek gıda ve suyun bulunmadığını söylüyor. Hevya Sor’un kurduğu çadırda sadece bir doktorun olduğunu, dağdan getirilen halkın su tanklarına koştuğunu gördüğünü söylüyor.

IŞİD SALDIRINCA PEŞMERGELER KAÇTI

Medin, “Êzîdîler IŞİD’ın işlediği canice katliamları ve kadınları kaçırmalarını anlatıyordu. Yaşlılar şoktaydı ve sürekli ağlıyorlardı. Açlık ve susuzluktan ölmek üzere olan, su diye bağıran insanlarla karşılaştım. Yanımda bulundurduğum tüm yiyecek ve suyu vermeme rağmen benden daha fazlasını istiyorlardı” diyerek insanların çaresizliğini anlatıyor.

Rojava’ya getirilen pek çok Êzîdîyle konuştuğunu söyleyen Medin, “Bana IŞİD saldırır saldırmaz bir kaç peşmerge dışında peşmergelerin çoğunun kaçtığını, peşmergelere bize silah verin biz savaşacağız dedikleri halde kendilerine silah vermediklerini anlattılar” cümleleriyle aktarıyor Êzîdîlerin kendisine anlattıklarını.

YPJ SAVAŞÇILARI UMUT VERDİ

Kenisini en fazla neyin etkilediği sorumuza Medin, “Çaresizlik” yanıtını verdikten sonra, “Böylesi bir felaket ve insanlık trajedisine tanıklık yapıyorsunuz ve yardım edemiyorsunuz. Korkunç şeylere tanıklık yaptım ve Avrupa’ya bir an önce gidip olanları anlatmalıyım. Yardım gönderilmesini sağlamalıyım diye düşündüm. Ama tüm bu çaresizlik ve umutsuzluk içinde üniformalı YPJ savaşçılarının Êzîdîleri araçlarıyla getirirken halkın sevinç gösterilerinde bulunmasını, IŞİD’a karşı yerel bir direniş olduğunu görmem bana umut verdi” diyor.

YPJ’ savaşçılarının IŞİD’e karşı bir güç oluşturduklarını göstermelerinin halka umut verdiğini, Êzîdîlerin ABD’nin IŞİD’i bombalamalarından değil, sürekli olarak gerillaların yardım ve fedakarlıklarından söz ettiklerini söylüyor.

Dünyanın Kürdistan’daki felaketin farkına ancak IŞİD’ın Hıristiyan halka ve Êzîdîlere saldırmasından sonra vardığını ve müdahalede geç kalındığını belirten Medin, dünya medyasında ABD’nin kurtarıcı gibi lanse edilmesine de tepki gösteriyor.

Pek çok Êzîdînin “Allah ve PKK sayeside yaşıyoruz” dediğine tanık olduğunu söyleyen Medin, ABD ve Avrupa Birliği’nin PKK’yi hala bir terör örgütü olarak görmesindeki çelişkiye “Terör örgütü olarak damgaladıkları PKK sivil halka vahşice katliamlar yapan bir terör örgütüne IŞİD’e karşı insanların yaşamlarını kurtarmak, insan haklarını savunmak için savaşıyor” cümleleriyle dikkat çekiyor.

ROJAVA’DAKİ İŞBİRLİĞİ HALKA UMUT VE DİRENME AZMİ VERİYOR

Rojava’da Kürt, Arap ve Süryanilerden oluşan bir yönetim olduğunu, Êzîdî ve Süryanilerin YPG ve YPJ saflarında IŞİD çetelerine karşı savaştıklarını ve 2 yıl IŞİD çetelerine karşı direndiklerini söylüyor.

Güney Kürdistan ve Rojava’daki Süryanilerin çok farklı koşullarda yaşadıklarına dikkat çeken Medin, “Rojava’da parlamento başkanlığını yapan bir Süryani kadınla konuştum. Süryani polisi Sutoro ile karşılaştım. Kürtlerle birlikte Rojava’nın güvenliğinin sağlanması için görev yapıyorlar. Kürtler ve Süryaniler arasında bir işbirliği var. Ama aynı şeyi Güney Kürdistan’da göremedim. Bu işbirliği Rojava’daki halka umut ve direnme azmi veriyor. Halk IŞİD’ın buraya girmesine izin vermektense ölmeyi yeğleriz, diyor” şeklinde konuşuyor.

‘BATILILARIN PKK’YE YAKLAŞIMLARINI GÖZDEN GEÇİRMELERİ GEREKİR’

Batılı ülkelerin IŞİD’a karşı Kürtlere gönderdikleri silahların PKK’ye verilmemesini nasıl değerlendirdiği sorumuza Medin, PKK ve YPG’nin Rojava’da IŞİD’a karşı çok başarılı bir direniş sergilediğinin görülmesi gerektiğini belirterek batılı ülkelerin bu gerçekleri değerlendirerek PKK’ya olan yaklaşımını gözden geçirmesi gerektiğini dile getiriyor.

Şengal ve Rojava halkı için ne yapmayı düşündüğü sorumuzu da, “Ben IŞİD’ın saldırılarını başlattığı sırada bölgede bulunan iki yabancı gazeteciden biriydim. Êzîdîlerin kaçışlarına ve kurtarılmalarına tanıklık ettim ve fotoğraflar çektim. İsveç ve İskandinav medyasına haberler geçtim ve fotoğraflar yolladım. Bu bölgede yaşananların kamuoyunda bilinmesini sağladım. İsveç hükümeti bölgeye insani yardım yolladı. Şimdi okullarda bu konu hakkında seminerler vermeyi, Irak ve Rojava’da olanları genç kuşaklara aktarmayı planlıyorum. İlk fırsatta Rojava ve Hewler’e gitmeyi ve oradaki gelişmeleri İsveç kamuoyuna iletmeyi planlıyorum” şeklinde cevaplıyor. 

Güncelleme Tarihi: 06 Eylül 2014, 14:59
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER