Tanıklara ne oldu?

Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin, 'Utanç Duyuyorum' adlı kitabında, davada önemli gördükleri tanıklarla irtibatların koptuğunu, anlatımların savcı ajandalarında kaldığını yazdı

Tanıklara ne oldu?

Hrant Dink cinayeti davasında ailenin avukatlığını yürüten Fethiye Çetin, ‘Utanç Duyuyorum - Hrant Dink Cinayetinin Yargısı’ isimli kitabında, soruşturma sırasında gelen ihbarlara ve yaşanan gelişmelere yer verdi. Bunlardan biri dünkü Milliyet’te yer aldı. Çetin’le iletişim kuran Ramazan Dündar’ın verdiği belgeye göre Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ( MİT ) Dink’in infaz emrini Kiril alfabesiyle kriptolayarak verdiği öne sürüldü.
Çetin, belgeyle ilgili “Gerçekten Kiril alfabesini yukarıdan aşağıya saydığınızda 23. sıradaki harfi H harfiydi. 18’in karşısındaki harf ise R harfiydi. Diğer rakamlara da aynı yöntemle bakıldığında Hrant ismi ortaya çıkıyordu” diye yazdı. Kitaptaki tek iddianın bu olmadığını, birçok ihbarın ulaştığını belirten Çetin, iddiaların dosyalarda yer aldığını belirtti. Kitapta 2009 yılının ekim ayında Agos’a gelen bir kişinin verdiği bilgiler de yer aldı. Kitaba göre, emniyete haber elemanı olarak çalıştığını söyleyen bu kişi, 2006 Mayıs ve haziran aylarında, Hrant Dink’in öldürülmesi işini, İBDA-C örgütüyle ilişkili F.D.’ye ve F.D. ile ilişkili H. isimli şahsa vermek istediklerini, Hrant hakkındaki istihbari bilgilerin SESAR (Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Merkezi) tarafından derlenip yedi klasör halinde F.D.’ye aktarıldığını öne sürdü. Bu kişi, F.D.’nin bütün ikna çabalarına ve ısrarlara rağmen işi kabul etmediğini de iddia etti. Çetin kitabında, söz konusu kişiden ‘gizli tanık’ olmasını istedikleri belirtilerek, savcı Zekeriya Öz’ün anlatılanları not ettiğini ancak sonuç çıkmadığını ve tanığın daha sonra ortadan kaybolduğunu yazdı. 

İrtibat kurulacakken...

Bir başka ihbar da 2007 yılının şubat ayında gelmişti. Ukrayna’da yaşayan Trabzon doğumlu bir kişi, Ukrayna’da yaşayan Trabzonlu Salih Cihan ve ağabeyi Yaşar Cihan’ın Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetini finanse ettiğini öne sürdü. Mesajda, Haluk Kırcı’nın Ukrayna’da Mariupul şehrinde Salih Cihan’ın evinde kaldığı, Muhsin Yazıcıoğlu, emekli bir büyükelçi ile bir imamın da bu eve geldiği belirtiliyordu. Mesajda, “Salih’in evinde bu konuşmalara şahit olan bir arkadaş, rahibin, babanın ve birçok ismin telaffuz edildiğini söyledi” deniliyordu. Savcılığa dilekçe yazıldı. Kitaba göre, savcı Selim Berna Altay, sınır kapılarına talimat yazdığını, şahısların yurda girişleri sırasında sorgulanacağını söyledi. İhbarcıyla Erivan’da görüşme hazırlıkları yapılırken, irtibat kesildi ve tanığa ulaşılamadı. Çetin kitabında çok sayıda bağlantıya yer verirken, bazı kişilerin süreçte korunduğunu belirtiyor. Çetin “İhbarların doğruluk derecesini bu aşamada bilmem mümkün değil. Ama bende kalmasın, tarihe kaydedilmiş bir not olsun istedim; ihbarlar arasından seçtiklerimi işte bu nedenle bilginize sundum” diyor. / Radikal

Güncelleme Tarihi: 11 Eylül 2013, 09:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER