Yüksekdağ: Kadınlara dinleseydiniz 10 kere barış olmuştu

HDP bugün yapılan grup toplantısını kadınlara ayırdı. Grupta konuşan Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Çözüm süreci yaşanıyor.

Yüksekdağ: Kadınlara dinleseydiniz 10 kere barış olmuştu

HDP bugün yapılan grup toplantısını kadınlara ayırdı. Grupta konuşan Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Çözüm süreci yaşanıyor. Sürecin doğru temelde ilerlemesi için kulağımızı kadınlara vermemiz gerekiyor. Savaşın yıkımını 2-3 kat daha fazla yaşayan kadınların seslerine kulak vermememiz gerekiyor. Eğer siyasi iktidar kadınların sözlerini dinleseydi bugün bu ülkede 10 kere barış olmuştu. Ama iktidar dinlemediği için çözüm süreci ilerleyemiyor" dedi.

HDP'nin bu haftaki grup toplantısına 25 Kasım Kadına Dönük Şiddetle Mücadele günü vesilesi ile Ethem Sarısülük'ün annesi Sayfi Sarısülük, Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, ESP, SDP, EMEPli kadınların yanı sıra Ankara Kadın Platformu üyeleri, HDK ve DBP ile Sosyalist Kadın meclisleri üyeleri de katıldı.

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, diğer grupların aksine yalnızca kadınlara ilişkin konuşacaklarını belirterek, "Erkek egemen düzenin olduğu bir ülkede şiddetin dili konuşur. Eğer bir yerde savaşın ve şiddetin dili konuşuyorsa bundan en fazla zarar görenler de kadınlardır" dedi. Türkiye'de kadına dönük şiddetin yalnızca toplumsal yaşamın değil siyasetin de doğrudan sorunu olduğunu belirten Yüksekdağ, egemenlerin kadın sorununu politik bir sorun olarak görmediğini ifade etti. 

'DAHA KAÇ KADININ ÖLDÜRÜLMESİ GEREKİYOR?'

Kadın örgütlerinin katliamlara karşı yaşanılanların meclis gündemine taşınması için haykırdıklarını belirten Yüksekdağ, "Bu mecliste teskereler çıkarılıyor, yasalar çıkarmak için toplanılıyor ama her ne hikmetse bu meclis ölen kadınların konusunu gündemine dahi almıyor. Bu meclisin acil olarak toplanması için daha kaç kadının öldürülmesi gerekiyor?" diye sordu. Yüksekdağ, bu gidişin kadınların geleceğini karartan bir gidiş olduğunu söyledi.

Bugüne kadar sorumluluklarını yerine getirme gayretinde oldukları gibi çağrılarının da arkasında duracaklarını belirten Yüksekdağ, siyasi iktidarın sorumluluğunu yerine getirmemesi durumunda söyleyecekleri hiçbir şeyin olamayacağını ve katliamların karşısında duramayacaklarını kaydetti. 

DEVLET KADINLARIN MÜCARELESİNİ MANİPÜLE EDİYOR

Dünyanın yarısını oluşturan kadınların, hak ve taleplerinin yerine getirilmesinin zorunlu olduğunu ve bu zorunluluğun hiç bir şekilde ortadan kaldırılamayacağını belirten Yüksekdağ, "Devlet görevini yerine getirmesi gerekirken kadınların mücadelesinin meşruiyetini tartıştırıyor, çarpıtmaya ve manipüle etmeye çalışıyor. Bir cumhurbaşkanı eşitlik kadının fıtratında yok diyorsa, eşitlik ve adaleti bu ülkede mumla arasanız bulamazsınız" dedi.

'ADALET İÇİN EŞİTLİK ŞART'

AKP hükümetinin, Erdoğan'ın zihniyetiyle kadın ve erkeğin asla eşit görülmediğini vurgulayan Yüksekdağ, bir toplumda adaletin sağlanması için eşitliğin kurulması gerektiğine dikkat çekti. 

Yüksekdağ, "Sayın Erdoğan'a sorarsanız o büyük bilirkişi kadınlıktan da analıktan da o anlar. Hatta tüm kadınlara analık dersi verir, feministler bundan bir şey anlamaz. Bu sözler karşısında çok şaşırmıyoruz ama şunu ifade etmek istiyoruz: siz eğer feministleri özgürlük mücadelesi yürütenleri birazcık anlamayı başarabilseydiniz bu ülkede demokrasi eşitlik adalet bu kadar yerlerde sürülmezdi" dedi.

Kadın ölümleri grafiğini gösteren Yüksekdağ, "Bu durmadan tavan yapan kadın ölümleri grafiğidir, kadına ve çocuğa dönük tecavüzlerin grafiğidir ve Türkiye'nin utanç tablosudur. Eğer bu iktidar kadınları anlayabilseydi Türkiye çok daha eşitlikçi, özgürlükçü bir toplum olurdu" dedi.

'İKTİDAR ANALIK DERSİ VEREMEZ'

Cumhurbaşkanı yoluyla iktidarın analık dersi vermeye kalkıştığını belirten Yüksekdağ, "Analara sizin yeriniz öbür dünyada cennettir denilerek bu dünyada cehennem reva görülüyor. Bu gün burada bulunan barış anneleri bunları çok iyi bilir. Bu ülkede analara cehennemi reva gördünüz ve öte dünya ile avunmalarını istiyorsunuz şimdi. Bu ülkede anneler halen çocuklarının mezar yerlerini bilmiyorlar. Cumartesi anneleri çocuklarının kemiklerini bulmak için oturmaya devam ediyorlar. Şimdi hangi yüzle çıkarak barış annelerine cumartesi gezi annelerine analıktan bahsediyorsunuz, hani anların gözyaşları dindirilecekti, barış getirilecekti. Anlar hala ağlamaya ağlatılmaya devam ediliyor. Siyasi iktidar bize ve annelere analık dersi veremez, öte dünya ile avutamaz" dedi.

İKTİDARA MAHKUM DEĞİLİZ


Bütün bölgede dünyada ve Türkiye'de kadınların bir taraftan katledildiğini ancak diğer taraftan direniş ve dayanışma hareketleri ile kendi geleceklerine sahip çıktığını belirten Yüksekdağ, "Direnişin en iyi sahiplendiği yer bugün Rojava'dır. Rojava'da Kobanê'de, Şengal'de direnen kadınları minnetle saygıyla anıyorum. 21. Yüzyılda bölgenin bir tarafında bir egemen zihniyet kadınla erkek eşit değildir bu onların fıtratına terstir diyor, diğer zihniyet kadınları köle pazarlarında satıyor. Bu iki zihniyet arasında bir fark görüyor musunuz? ben göremiyorum" dedi.

Hiçbir ülkenin DAİŞ vahşetine karşı kadınları korumak için bir şey yapmadığını kadınları barbarlığa teslim ettiğini vurgulayan Yüksekdağ, "Acil eylem platformunun devreye girmesini istiyoruz bunun için üzerimize düşen rolü yerine getireceğiz. Böyle bir tabloya mahkum olmadığımızı göstermek için kadınların öz gücü ile kadınları IŞİD elinden kurtarmanın iradesini açığa çıkaracağız. Kadınların böyle bir düzen içerisinde işi kolay değil, ancak biz tüm bu zorluklara rağmen mücadeleyi yeni bir aşamaya taşıma kararlılığı içerisinde olmalıyız" dedi.

'KADINLAR PARTİLERİN SÜSÜ DEĞİLDİR'

Kadınların partilerinin siyasi eklentisi ya da süsü olmadığını vurgulayan Yüksekdağ, düzen partilerinin kadını eklenti olmaktan başka bir yere koyamadığını söyledi. Yüksekdağ, "Bizim siyasi mücadelemizin ruhu kadındır, çünkü bizim mücadelemiz daima ezilenden yanadır" dedi.

Bu zamana kadar meclis çatısı altındaki erkek egemen setlere rağmen kararlı bir mücadelenin yürütüldüğünü vurgulayan Yüksekdağ, "Sadece bu dönemde 50'ye yakın kanun teklifi verdik. Bunların hepsi kadınların yaşamsal talepleri üzerine kuruluydu" dedi.

Her ileri demokrasiden bahsedildiğinde kadın katliamları tablosunu göstereceklerini vurgulayan Yüksekdağ, "Böyle tablolara ve grafiklere ihtiyaç duymadan yaşamın her alanında çile çekmeye, katliamlara karşı karşıya kalan kadınların taleplerini görmektir gerçek olan. Siyasi iktidarın bu fıtrata sahip olmadığını ne yazık ki çok iyi biliyoruz." dedi.

‘KULAĞINIZI KADINLARA VERİN'

Türkiye toplumunun ciddi bir aşamadan geçtiğini belirten Yüksekdağ, "Çözüm süreci yaşanıyor. Sürecin doğru temelde ilerlemesi için kulağımızı kadınlara vermemiz gerekiyor. Savaşın yıkımını 2-3 kat daha fazla yaşayan kadınların seslerine kulak vermememiz gerekiyor. Eğer siyasi iktidar kadınların sözlerini dinleseydi bugün bu ülkede 10 kere barış olmuştu. Ama iktidar dinlemediği için çözüm süreci ilerleyemiyor" dedi.

Alevi halkının, Dersim halkının sorunları çözmek için onların kadınlarının dinlenmesi gerektiğini ve acılarının anlaşılması gerektiğini vurgulayan Yüksekdağ, "Anlayamazsanız Dersim'e gittiğinizde söylediğiniz sözlerin altı boş kalır. Zarifelerin direnişini anlayamazsınız, Dersim'in kayıp kızları halen kayıp. Bütün coğrafya yıllar boyunca o kızları aradı. Bu acıları anlayamadığınızda siz Alevi açılımı da yapamazsınız Dersim halkının taleplerine de yanıt veremezsiniz, barış annelerinin yüreğindeki yangını da hissedemezseniz Kürt sorununu da çözemezsiniz, kadınları dinleyin anlayın onlara ders vermeyin" dedi.

‘DİRENEN KADINLAR SOKAKTA’

Kadınların kurtuluşunu yalnızca iktidara bağlamadıklarını belirten Yüksekdağ, direnen kadınların sokakta olduğunu ve kadınların direnişinin ne anlama geldiğini anlamak için Kürtçe bir deyim söylemek istediğini belirterek, "Şêr şêre çi jine çi mêre" dedi.

Siyasi iktidarın kadınlara sınırlı bir alanda yaşamayı ve mecbur olmayı dayattığını belirten Yükseskdağ, kadınların AKP iktidarı tarafından oluşturulan yoksulluk mengenesinde sıkışmış durumda olduğunu söyledi. Yüksekdağ, kadınların tarlada, fabrikada, evlerde baskıya maruz kaldığını söyledi siyasi iktidar tarafından. Siyasi iktidarın ev hanımlığını kutsadığını belirten Yüksekdağ, iktidarın kadınların sokağa çıkmasını engellemek için eve hapsetmeye çalıştığını söyledi.

‘MÜCADELEMİZ SÜRECEK’

Parti olarak kadınların yaşamdaki hakkına kavuşturulabilmesi için somut bir mücadele yürütmekte kararlı olduklarını belirten Yüksekdağ, mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. Her alanda katliam, sömürü ve şiddet varsa direnişin de olduğunu kaydeden Yüksekdağ, "Bu direnişin parçası olarak kararlı yolda yürümeye devam edeceğiz. Bu mücadeleyi sahiplenmemize vesile olan bütün kadınları saygı ve minnetle anıyorum. Politik cinayetlerde yaşamını yitiren kadın şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Sakine Cansız, Fidan ve Leyla'nın katledilmesi üzerinden uzun bir zaman geçti onların mücadelesi halen kadınların mücadelesinde var olmaya devam ediyor. Katledilmelerinin sorumluları halen hesap vermediler ama kadınlar onların anısına davasına sahip çıkmaya devam edecektir" dedi. 

Güncelleme Tarihi: 26 Kasım 2014, 09:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER