HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin Merkezi Kadın Konferansı öncesi, basın mensuplarına gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. 

HİTLER ALMANYASI

Barış isteyen akademisyenlerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterilmesi ve yine haklarında soruşturmalar açılmasına değinen Yüksekdağ, Hitler Almanyası örneğini vererek, "Bugün Türkiye'de akademisyenlere yapılan baskı, Hitler Almanyası'nda yaşanıyordu" dedi. Akademisyenlerin sadece "savaş istemiyoruz" dediğine işaret eden Yüksekdağ, "Tam da bir aydın sorumluluğudur. Barış için açıklama yapan akademisyenler aydın olmanın, bilgiyi üretmenin sorumluluğunu yerine getirmişlerdir" dedi. 

'DEMOKRASİ MÜSVEDDESİ!'

AKP'nin, Türkiye'de bir demokrasi olduğunu iddia ettiğine dikkat çeken Yüksekdağ, "Türkiye'de bir demokrasi müsveddesi vardır. Bu müsveddeyi bize yönetim rejimi olarak yutturmaya çalışıyorlar. Bunu yutmayanlara da operasyon dayatıyorlar. Akademisyenler bunu yutmadı. Düşüncenin özgürlüğünü savundu, bunun karşılığında çok kapsamlı gözaltı operasyonları ile karış karşıya kaldı" diye konuştu. 
Yüksekdağ, akademisyenlerin saldırı ile karşı karşıya kaldığı bir ülkede özgürlükten bahsedilemeyeceğine vurgu yaparken, akademisyenlere destek olma çağrısında bulundu.

'ÇETE ŞEFİ ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GEZİYOR'

Çete lideri Sedat Peker'in akademisyenlere ölümle tehdidinde bulunmasını da hatırlatan Yüksekdağ, "Bu çete şefi bugün elini kolunu sallayarak sokakta geziyor. Sapık düşüncelerini dile getirme özgürlüğüne sahip. Böyle sapıklar sözlerini söylerken, bilimi, düşünceyi toplumun barış içinde yaşamasını savunan insanlar saldılar ile karşı karşıya" dedi.

'KORKUNUN TESLİM ALMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ'

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, şunları da ifade etti: "(...) Bu bir ibret tablosudur. Bizler bu saldırılardan gereken sonucu her zaman çıkardık, şimdi de çıkartacağız. Hiçbir zaman topluma korku salmak işe yaramamıştır. Bu saldırılar ile toplumun söz söylemesini engellemek istiyorlar. Ama karşımıza çıkartılan bu korku sarmalını bütün bir Türkiye olarak hep birlikte açacağız. Türkiye toplumunu almasına izin vermeyeceğiz. Bütün bu zülüm ve karanlık içinde onurlu ve cesur insanların olduğunu gördük. Bu cesur ve onurlu insanların her bir yerde yaşadığını biliyoruz. Barışa inanan, insanlık değerlerine inanan hiçbir yurttaşımızı teslim alamayacaklar. Bütün akademisyenleri saygıyla selamlıyorum. Gözaltına alınan akademisyenlerin derhal serbest bırakılmasını, bu ayıba son verilmesini istiyoruz."