İmralı, Kandil, BDP diye bölmek neye yarar?

Hükümetin bu noktadan sonra köhne taktiklerle ('Hele bi seçimleri atlatalım bakarız') uğraşmayıp bir halka haklarını verecek adımlar atacağını umuyorum

İmralı, Kandil, BDP diye bölmek neye yarar?

Ezgi BAŞARAN / RADİKAL

Başbakan Erdoğan, Buenos Aires’ten dönüşünde gazetecilerin çözüm süreciyle ilgili sorularına da yanıt vermişti. Özeti “Çözüm sürecinde sıkıntı çıkmaz” şeklindeydi. Ertesi gün KCK bir açıklama yaptı ve “Süreç iki taraflıdır, hükümet verdiği sözleri tutmuyor, adım atmıyor. Biz de geri çekilmeyi durduruyoruz” dedi.

KCK’nın açıklamasına rağmen ben Başbakan’ın ‘sıkıntı çıkmaz’ minvalindeki mesajının geçerliliğini koruduğunu düşünüyorum.
Bunun tek sebebi, BDP’nin hemen sonrasındaki “KCK’nın mesajı sürecin bittiği anlamına gelmez, bir tıkanmaya işaret eder” sözleri değil.
KCK’nın “Çekilmeyi durdurduk ama ateşkes devam edecek” demesi var.
Sonra... Örgütün silahı elinde bulunduran biriminin dün ANF’ye verdiği röportaj var.

* * *

HPG’nin kadın gerilla birliğinin ana karargâhından Delal Amed’in sözleri şöyle: “Şimdi geri çekilmeyi durdurduk ancak çatışmasızlık pozisyonumuzu koruyacağız. Bizden taraf çatışma yaratma durumu gelişmez.” Amed, “Zaten hiç çekilmemişlerdi ki” ya da “Çekilenler hasta ve güçsüzlerdi” iddialarına da şöyle yanıt veriyor:

“İlk etapta bizim üzerimize düşen, çatışmasızlık ortamının sağlanması ve güçlerimizin Kuzey Kürdistan’dan (Türkiye) çekilmesiydi. Newroz’dan bu yana bizim tarafımızdan tek bir mermi sıkılmadığı gibi geri çekilme faaliyetini büyük bir itina ve özenle gerçekleştirdiğine kamuoyu da tanıktır. İstihbaratına bu denli güvendiğini söyleyen Türk devleti ve hükümeti, sadece Türkiye sınırından geçerek gelen ve görüntülerini basına verdiğimiz güçlerimizin Kuzey Kürdistan’da yıllarca mücadele eden en yetkin gerilla gücümüz olduğunu bilmiyor mu?”
Lütfen dikkat buyuralım... KCK, hükümetin adım atmaması nedeniyle şehirlerdeki ve gerillalardaki bazı homurtulara cevap veremeyecek hale geldiği için çekilmeyi durdurma kararı aldı. Fakat bu noktada bile müzakerenin şimdiye kadar olan yükümlülüklerini harfiyen yerine getirdiklerini anlatmak istiyorlar. Üstüne üstlük köprüyü atmadıklarını da birkaç kez vurguluyorlar. Çünkü bu sürece başlarken köprüyü atan taraf olmayacaklarına dair de kesin bir karar vermişlerdi. Çünkü PKK’nın Ortadoğu’daki gelecek planları içinde dünya nezdinde meşru, siyaset yapılabilir, konuşulabilir bir etkili güç olmak var. Tüm bu sebeplerle tedirgin edici olsa da KCK’nın pazartesi günü yaptığı açıklamayı uçurumdan düştük şeklinde yorumlamamak gerek. Yalnız şu var... Hükümetin süreci yönetmedeki alaturka tarzı ve hızı bizleri uçurumun kenarından emniyetli bir bölgeye de bir türlü geçiremiyor.

* * *

Başbakan’ın ‘sıkıntı çıkmaz’ konuşmasında Türkiye devletinin Kürt sorunu söz konusu olduğunda on yıllardır kullandığı bir taktiğin geçerliliğini sürdürdüğünü gösteren bir önemli detay daha var. Bu taktik, Kürt tarafını ‘çok başlı’, ‘bölünmüş’, ‘kaotik’, ‘bir kısmı iyi bir kısmı kötü’ göstermektir. Ne diyor Başbakan? “Dağ ve parti birbirleriyle çelişiyorlar. İyi polis-kötü polis oynuyorlar. Parti açıklamaları İmralı ile örtüşüyor, sanırım mesajlar dağa geç ulaşıyor.” Kamuoyuna açık bilgileri az biraz tarttığınızda dahi bu söylemin gerçeği yansıtmadığını görürsünüz. Bu bir yana.. Müzakerenin bir tarafını parçalıymış gibi sunmak, süreci temelinden bozmak, kaydırmak, gelecekte atılacak her adımı boşluğa düşürmektir. Öcalan için ‘istediğimizi yaptırdığımız hapisteki lider’, BDP için ‘postacı’, Kandil için ‘laf dinlemeyen eşkıyalar’ şeklinde imajlar dikiliyorsa, ironik olarak bu en çok Türkiye devletinin zararınadır. Çünkü kendi eliyle bir tarafı müzakere edilemez hale getirmiş olur. Kamuoyunun hazmetmesi bakımından sürecin başından itibaren ciddi badireler atlatıldı. Hükümetin bu noktadan sonra, aptalca ve köhne taktiklerle (“Hele bi seçimleri atlatalım, bakarız” da bu nevi bir taktiktir) uğraşmayıp bir halka haklarını verecek adımlar atacağını umuyorum. Aslında çekilmeden ve hatta ateşkesten bağımsız olarak bir devletin yapması gereken de budur.

Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2013, 11:48
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER