Erdoğan: İstanbul ve Ankara'da kaybetmedik

Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul ve Ankara'da seçimi kaybetmediklerini söyledi: Kazanmak kaybetmek nedir ona bakmak lazım. İstanbul'da 24 ilçede AK Parti, birinde MHP olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede diğer ittifak ipi göğüslemiş. İlçeleri kazanmamıza rağmen büyük şehir belediyelerini neden kaybettiğimizi sorgulayacağız.

Erdoğan: İstanbul ve Ankara'da kaybetmedik
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı açıklamada İstanbul ve Ankara seçimlerini kaybetmediklerini, kazanmak ve kaybetmenin konuya nereden bakıldığına bağlı olduğunu söyledi. İki şehirde aldıkları ilçe belediyelerine ve belediye meclis üyeliklerine dikkat çeken Erdoğan, İstanbul’da 13 bin oya düşen farkın daha da düşeceğini savundu.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

SEÇİLENLERİ KUTLUYORUM: Toplantımızı bu defa farklı bir şekilde yapıyoruz belediye başkanlarımız be diğer teşkilat mensuplarımızla yapacağımız bu toplantıda değerlendirmelerimizin hassasiyetle olmadı ve 31 Mart seçimlerinde yaşananlar bundan sonra önümüzdeki süreç malum bu süreci en güzel şekilde değerlendirmek için hazırlıklarımız ve tabii ardından 2024 yerel seçimleri, buna yönelik de yapılacak hazırlıklar, gerek teşkilat yönetimlerinde atacağımız adımlar, gerekse takınacağımız tavırla çok büyük önem arz ediyor. 31 Mart’ta yeniden veya ilk kez seçilenleri bir kez daha kutluyorum.

BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR EDİYORUM: Bundan önceki yerel seçimlerde böyle bir oranı yakalamamıştık. Bu sonuç AK Parti olarak girdiğimiz seçimlerdeki en yüksek ikinci oy oranıdır. Cumhur İttifakı olarak da toplamda yüzde 51,7 gibi hem 16 Nisan hem de 24 Nisan seçimleriyle uyumlu bir sonuç elde ettik. Sayın Bahçeli’ye, ekibine ve tüm MHP’li kardeşlerimize bir kez daha buradan teşekkür ediyorum. Belediye başkanlıklarında da önemli bir başarıya imza attık. Milletimiz bize, 15 büyükşehir 24 il, 516 ilçe, 203 belde belediyesini yönetme sorumluluğunu vermiştir. Milletimiz ülkemizdeki toplam 1389 belediyenin 758’ini AK Partili kadrolara emanet etmiştir.

KAZANMAK KAYBETMEK NEDİR? Her seçim bir imtihamdır, bir mücadeledir, bir muhasebe vesilesidir. 31 Mart seçimlerinde bu imtihanı bütünüyle demiyorum, büyük oranda başarıyla verdik. Bu mücadeleden alnımızın akıyla çıktık. AK Parti olarak yüzde 44.4’lük bir oy oranına ulaştık. Bu mahalli idareler seçimlerinde aldığımız en yüksek ikinci orandır. Karşımızdaki dörtlü ittifakın oranı yüzde 44.5’te kaldı. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın tartışılmaz bir başarısı var. Milletimiz ülkemizdeki bin 389 belediyenin 758’ini AK Partili kadrolara emanet etmiştir. 2914 ile kıyaslandığında 3 büyükşehri kaybetmiş bulunuyoruz. Her seçimde olduğu gibi kazandığımız ve kaybettiğimiz yerler olmuştur. İstanbul ve Ankara önemle üzerinde durulması gereken yerler olarak duruluyor. İstanbul ve Ankara’da aslında kaybetmedik, tam tersine kazandık. Kazanmak kaybetmek nedir ona bakmak lazım. İstanbul’da 24 ilçede AK Parti, birinde MHP olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede diğer ittifak ipi göğüslemiş. İlçeleri kazanmamıza rağmen büyük şehir belediyelerini neden kaybettiğimizi sorgulayacağız. Seçim kanunundan doğan itiraz ve düzeltme hakları bundan önce de kullanılmıştır. Ancak CHP bu konuda sınıfta kaldı.

İŞ BANKASI’NIN BİLGİSİNDE DEMİYORUZ: CHP halk oylamasının sonuçlarını tanımadığını ve tanımayacağını söyleyecek kadar ileri gidebilmiştir. 30 bin fark diyorlardı bu düşe düşe 13 bin küsura kadar düştü. Şu anda son verilerle düşmeye devam ediyor. Burada ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor. Memur sıfatıyla orada olması gereken kişilerin birçok bankadaki işçi statüsündeki kişilerin sandıklara memur gibi sokuşturulması yenilir yutulur gibi bir şey değildir. İş Bankası, Şeker Bank, Garanti Bankası, FİBA Bank’ın yüzlerce memuru buralarda yer almıştır. İş Bankası ‘bizim bilgimizde değildir’ diye bir açıklama yaptı. Sizin bilginizde demiyoruz ama çalışanlarınızın burada görev aldığını söylüyoruz. Partimize verilen oyların takibini yapacağız.

KAZANDIYSAN TESLİM EDİLECEK: Sonuçta şeriatın kestiği parmak acımaz diyerek içimize sinse de sinmese de YSK’nın kararına saygı duyacağız. Son ana kadar biz hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bir normal yargı mücadelesi olmaktan seçim hukukuna yönelik bir mücadeledir. Bunu sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Daha ilk andan itibaren belediye başkan vekillerinin odalarındaki kilitlerin göbeğini sökecek kadar bir hırs. Zaten kazandıysan buralar size teslim edilecek.

DAVA ADAMI OLDUĞUNU SÖYLEYENLER SEÇİMDE NEREDEYDİ? Bu teşkilat Ankara’da kabuğuna çekilmiş bir teşkilat değildir. Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler seçim kampanyası süresince neredeydiler? Encümenin 5’i seçilmiş, 5’i atanmış, artı bir de belediye başkanı. Fakat bunu demokrasiye uygun bulmuyorum çünkü demokrasi seçilmişlerin egemen olduğu bir yerdir, atanmışların değil. Yerel seçimlerle ilgili bir düzenlemenin parlamentoda gözden geçirilişinde bunu bir defa ele almamız şart. Nerede neler döndüğünü hepsini biliyoruz, gün ola harman ola. Zamanı geldiğinde bu teşkilatın geleceği için hesabını sormasını biliriz. Bu parti bir davadır, bu davaya gönül verenler bu davanın sır küpü içerisinde kendilerini tutmaları gerekir. Biz bu yola böyle çıktı, böyle yürüyoruz. Bizi diğerlerinden ayıran budur.

SAFLARIMIZI GÜÇLENDİRECEĞİZ: Her şeyden önce milletimiz bize bu seçimlerde hedeflerinizden kopmayın, projelerinizi hayata geçirin mesajı vermiştir. Bu muhasebeyi yaparken asıl gündemimizden kopmayacağız. Önemli olan Türkiye’nin ekonomi ve güvenlik alanında kritik süreçten geçtiği dönemde sağlam durmamızdır. Milletimizin beklentilerine cevap vermek için önce bunu başarmalıyız. Değişim hayatın gerçeğidir. Her alanda ihtiyaç duyulan değişimleri gerçekleştireceğiz. Birileri istediği için değil, ihtiyacımız olduğu için yapacağız. Bizim hareketimizin mayasında ahde vefa vardır. Hiçbir emeği hiçbir birikimi heba etmeyeceğiz. Yeni değer ve kadrolarla saflarımızı genişletip güçlendireceğiz.

ÇAĞRIMIZLA İNCE NOKTAYA DİKKAT ÇEKTİK: Seçim dönemi ile icraat dönemi farklıdır. İcraat döneminde millete hizmet edilir. ‘Kızgın demiri soğutalım’ çağrımızla bu ince noktaya dikkat çektik. Biz önce büyüme, ihracat, yatırım diyen bir parti olduk. Milli meselelerde bir araya gelmenin önemini en iyi biz biliyoruz. Beka tehditlerini hep beraber göğüslememiz gerekiyor. Gün hep birlikte Türkiye olma günüdür. Gün 82 milyon olarak tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenme günüdür. Cumhur İttifakı ortak paydanın lokomotifidir, en büyük temsilcisidir. CHP zihniyeti hep yaptığı gibi geçen hafta şehit cenazesinde yaşanan hadiseyi çığrından çıkarmaya çalıştı. İşi şehit yakınlarına, milletimize ve çalışma arkadaşlarımıza hakarete vardırdılar. Seçim sürecinde kendini PKK güdümünden kurtaramamış işbirliği yapmış, atması gereken adımlara daha dikkat etmeleri gerekiyor. Bu şehit senin işbirliği yaptığın PKK’nın canavarlarının alçaklarının siyasi görüntüsü olan HDP ile işbirliği yapmışsın. Bunu söylemeyelim mi yutalım mı? Sen onlarla işbiliği içinde olacaksın sonra şehit cenazesine gideceksin. Sen onları hiç düşünmüyor musun? Acaba onlar nasıl karşılayacak.

SİYASİ İSTİSMAR İÇİN GİTTİN: Sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun, şehit cenazesi için değil. Bunların bazı hokkabazları çıkıyor hükümetten kimse orada yoktu diyor. Çubuk’ta Cumhur İttifakı’nın yüzde 72 gibi bir oyu var. Orada sen yoksun. Kalkıyorsun o köyü terörist ilan ediyorsun. Nasıl ifadeler kullandıklarının farkında değiller. Biz hiç kimsenin şiddete maruz kalmasını onaylamayız. Bay Kemal Hacı Bektaş’ta Bakanımız Bekir Bey’in senin gözlerinin önünde nasıl saldırıya uğradığını biliyoruz. Kalkıp da bir geçmiş olsun demedin. Bunlar da bizim kayıtlarımızda var.

HADİSEYİ MECRASINDAN SAPTIRIYOR: CHP’nin Çubuk’ta yaşanan hadiseyi mecrasından saptırarak işi şehitlerimize, terörle mücadeleye, AK Parti’ye, hükümete ve millete karşı bir nefret kampanyasına çevirmeye çalışması yanlıştır. İstanbul’da zafer sarhoşluğu içerisinde Şişli’de bir kız yurduna saldıracak kadar gözü dönen CHP’lilerin Çubuk halkını terörist diye yaftalamaya hakkı yoktur. (16 Nisan günü CHP mitinginden dağılan bir grubun Şişli’de TÜRGEV’e ait yurdun öğrencileri ve görevlilerine tepki göstermesiyle yaşandığı belirtilen olayı hatırlatarak) O yurttaki kızlarımızın o geceyi nasıl geçirdiklerini biliyor musun? Buradan bir endişeye kapıldınız mı? Biz sizin cibiliyetinizi de biliriz. CHP bu davranışlarıyla eline güç geçmesi halinde masum insanlara neler yapabileceğini göstermiştir. CHP’li kabul edilebilecek belediyelerde işçi kıyımları başlamıştır. Kimse bizim belediyelerimizde işten atılmayacaktır diyordun, ne oldu? CHP’nin kutuplaştırma siyasetine karşı kültürümüze, inancımıza uygun şekilde mücadele etmeyi sürdüreceğiz.

TABELASI VAR, BİNASI YOK: Bizi CHP’nin HDP’nin yaptıklarından ziyade 2002’ye kadar beraber yol yürüdüğümüz birilerinin söyledikleri, politikaları üzüyor. Seçimde aldıkları oy ne olursa olsun, görmezden gelemiyoruz. Ardahan’da üniversite kurmanın anlamı ne diyor? Hocası var, talebesi yok diyor. Adama sormazlar mı tabelası var, binası yok. Boğaz’a girdiğin zaman Büyük Çamlıca Camii’ni göreceksin. Bunlara oy verenler herhalde bu sözlerden ötürü hesaba çeker. Cahil insan gülün güzelliğini görmez dikenine takılır. Bay Temel öğretim üyesi öğrencisi yok diyorsun. Iğdır Üniversitesi 6 bin 500 öğrenci 278 öğretim elemanı ile faaliyetlerini sürdürüyor. Büyük Çamlıca Camii’ni küçümsemek hangi akılla izah edilir bilmiyorum. Milletimizin bu hezeyan sahiplerine hak ettikleri dersi vereceklerine inanıyorum.

NE SOYKIRIM NE DE BÜYÜK FELAKET: Ermeni meselesinde Türkiye’nin utanacak bir geçmişi yoktur. Bir asır önce bu topraklarda yaşananların mağduru varsa o da bizim milletimizdir. Balkan Savaşları sırasında ve sonrasında kadını ve çocuğuyla 2 milyon kardeşimizi kurban verdik. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Rus ve Ermeni işgallerinde bu kadar vatandaşımız katledildi. Sözünü ettiğimiz kayıplar sivil kayıplardır. Ermeni tehciri bir hicrettir. Bir mecburiyet olarak uygulandığı için acılar yaşanmıştır. Ama bunların konuşulacağı yer parlamento binaları değil arşivlerdir. Bunu yapacak olanlar da bilim insanlarıdır. Bizim arşivlerimiz Ermeni meselesi konusunda herkese açıktır. Davet ettik kimse gelmiyor, arşivlerde neler olduğunu bildikleri için. Amaçları gerçekleri anlamak olan herkes bu arşivlere girebilir. Bunun dışında her mesajı reddediyoruz. Ermeni tehciri ne soykırım ne de büyük felakettir. Bu acı bir olaydan ibarettir. Fransa Cumhurbaşkanı önce bu işleri öğrenmeli. Bu işleri bilmiyor. Yanlış kılavuz seçtiği için yanlış konuşuyor. Ülkesinde 700 bin Ermeni  var diye bu mesajı vermek seni kurtarmayacak. Siyasette dürüst olmazsan kaybedeceksin.

ABD İLE GÖRÜŞ AYRILIĞI VAR: ABD ile S-400 konusunda ciddi bir görüş ayrılığı halindeyiz. Kim ne derse desin bizim için asıl önemli olan ülkemizin istikbalidir. S-400 ve benzeri güvenlik tahkimatlarını yapmayı sürdüreceğiz. Şu şöyle demiş bu böyle demiş hepsi bir kenara. Biz ne diyoruz o önemli. Avrupa Birliği için tüm kriterler yerine getirilmiştir. Bunun nedeni birliğin izlediği tutarsız politikalardır. Kendi ilkesizliklerinin üstünü kapamak için ülkemizi suçlama yoluna gidiyorlar. AB ile ilişkilerin geliştirilmesi veya sonlandırılması konusunda bir adım atılacaksa bunu yapacak olan Avrupalılardır. Türkiye’yi beğenmiyorsanız bu işi bitirelim. Havadan sudan bahaneler uyduruyorsunuz. Türkiye AB müzakereleriyle ilgili çok kan kaybetti. Biz verilen sözlerin yerine getirilmesini sabırla bekliyoruz. Golan Tepeleri Suriye’nindir İsrail’in değil. 1947’den itibaren yaptığı işgallerle İsrail bir işgalci yapılanmadır. Bu işgalci yapılanma gücünü ABD’den alıyor. Bu güçle beraber işgal hareketini devam ettiriyor.

HALKLA İLİŞKİSİNİ KESENLE İLİŞKİMİZİ KESERİZ: Personelde şişirme kadrolaşma işine giden kaybeder. Böyle belediyecilik olmaz. Bunu yaptığınız zaman belediye olarak hangi yatırımı yapacaksınız? Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızla yapacağımız çalışma neticesinde bunu bilimsel bir zemine oturtacağız. Fitne, fesat unsurları böyle güçlü bir yapıyı her zaman tahrik, tahrip etmek üzere yollarına devam edeceklerdir. Bunlar da hep içinizden, içimizden çıkan birileri olacaktır. Bunlara kapımıza dayandıkları zaman verilecek cevap ‘Bizim işimiz var, lütfen yolunuza’ olmalı. Halkla ilişkisini kesen başkanla biz de ilişkimizi keseriz. / DUVAR

Güncelleme Tarihi: 28 Nisan 2019, 23:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER