DBP ve HDP heyeti Samanlı köyünde incelemelerde bulundu

HDP, DBP ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan bir heyet, Necdet Yaman'ın askerlerce öldürüldüğü Şemdinli'nin Samanlı (Mavan) köyünde incelemelerde bulundu.

Azer DEMİR - Abdullah KAYA / ŞEMDİNLİ HABER

HDP, DBP ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan bir heyet, Necdet Yaman'ın askerlerce öldürüldüğü Şemdinli'nin Samanlı (Mavan) köyünde incelemelerde bulundu.

HDP Merkez Disiplin Kurulu Eş Başkanı Hamit Geylani, HDP, DBP ile ve ilçe eş başkanları, belediye eş başkanları, MEYADER, TUHAD FED, Barış Anneleri Meclisi ve İHD üyelerinin de aralarında olduğu heyet, Necdet Yaman'ın (26) askerlerce öldürüldüğü Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Samanlı (Mavan) köyünde inlemelerde bulundu. Yaman için Köy camisinde kurulan taziyeyi evini ziyaret eden heyet, ardından Necdet Yaman'ın ölümüyle ilgili görgü tanıkları ve Necdet Yaman'ın babası ile görüştü.

Yaman'ın vurulduğu yerde inceleme yapan heyet, askerin köylülerin üzerine sıktıkları mermi kovanlarını topladı. Askerler tarafından mevzi olarak kullanılan arazileri gezen heyet, yine askerlerin tahrip ederek camlarını kırdıkları araçları inceledi. 

Geylani: 'Öldürülen Necdet Yaman'ın suçu neydi?'

HDP Genel Merkez Disiplin Kurulu Eş Başkanı Hamit Geylani taziyenin bulunduğu camide açıklamalarda bulunarak yaptığı açıklamada; “ her şeyden önce Allah rahmet eylesin. Ailenin başı sağolsun. Mekanı cennet olsun. Acı sadece ailenin acısı değil. Bu acı Derecik halkının acısıdır. Şemdinli’nin ve Kürtlerin acısıdır. Burada büyük bir zulüm başımıza geldi. Umut ediyoruz ki; bu zulüm son zulüm olur. Şuan hiçbir ülkede, hiçbir devlet, hiçbir hükümetin yasasında vatandaşını öldürmek yoktur. Burada askerin ve polisin yapacağı tek bir görev vardır ki; oda suçluyu yakalayıp adalete teslim etmektir. Tabi Türkiye’de adalet varsa. Oda ayrı bir şey.Öldürmek, işkence etmek, hakaret etmek ve yakalamak bütün ülkelerin kanunlarına göre yasaktır. Türkiye’nin kanununa göre de yasaktır. Tabi sizlerinde televizyonlarda ve basında takip ettiğiniz gibi yeni çıkan kanuna göre şuan polis ve askeriyeye büyük yetkiler verilmiştir. ‘Makul Şüphe’ deniliyor. Makul Şüphe ne demektir biliyor musunuz? Necdet Yaman’da hükümetin verdiği yetkiler öldürmüştür. Allah bu zulmü bu dünyada ve diğer dünyada kabul etmesin. Necdet’in katili akılsız bir askerdir. Zalim bir askerdi ki, sorumlu sadece kendisi değil. Bu olayın en büyük sorumlusu öldürme emrini veren üst düzey komutanlardır. Ama onlar tespit edilecektir. Artık rütbesi ne olursa olsun tespit edilecektir. Haklarında hem cezai, maddi ve manevi davalar açacağız ve sonuna kadar da bu olayın takipçisi olacağız. Bu haksızlık sadece ailesine yapılmamış. Tüm Samanlı, Rubaruk ve hepimize yapılmıştır. Bu dava hepimizindir. Hepimiz üzerine giderek aydınlatmalıyız. Bu olayın sorumlusu Genel Kurmay Başkanı başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı’da bu olayda sorumludur. Buradakiler de onların verdiği yetkilere göre hareket etmişlerdir. Bu çocuğun suçu neydi? Bir bidon mazot muydu? Bir dem çay mıydı? Peki ayakkabı kutularında milyar dolar çıktı. Yatak odalarında milyar dolar çıktı. Milyarlar değerinde saatler kollarına takıldı da bu kaçakçılığa girmiyor da, haram değil de bunlar sorulmuyor ve affediliyorlar. Ama bir Kürt, bir LT mazot için bir gr şeker için bir paket sigara için suçlu oluyor. Devletin makul şüphesi çekiliyor. Öldürülüyor” dedi.

Yaman'ın Babası: ‘Valiliğin açıklamasını kabul etmiyoruz. Benim oğlum kaçakçı değil, oğlumu köyün içerisinde vurdular'

HDP Genel Merkez Disiplin Kurulu Eş Başkanı Hamit Geylani’den sonra camide açıklama da bulunan Necdet Yaman’ın babası Sabri Yaman, Valililği'nin kaçakçılık kapsamında yapılan müdahale açıklamasını kabul etmediklerini söyledi. Yaman, kaçakçılıkla mücadele gerekçesiyle askerlerin rızaları olmadan köyün tapulu arazilerine el koyup, mevzi yaptıklarını, köylülerin de bu durumu kabul etmediğini, gerginliğin de bu nedenle olduğunu belirterek şöyle konuştu:

" benim oğlum hiçbir zaman kaçakçılık yapmadı. Ticaret yapmadı. Oğlum nasıl öldürüldü. Adnan Yarbay buraya gelerek muhtarı yanına alıp kalabalığın olduğu bölgeye gitmek istedi. Ancak muhtar evde olmadığından dolayı Adnan Yarbay o sırada evde bulunan oğlumu yanına alarak askerlerin ve köylülerin olduğu alana gittiler. Orada olası yaşanacak gerginliği önlemek için gittiler. Daha sonra bir uzman çavuş Ali Yarbay’ı aradı. Ali Yarbay Derecik Beldesi’nin Tabur komutanıdır. Oğlum onunla birlikteydi. O askerlere emir vererek bu köyü tarayın ve öldürün. Cemekürk bölgesinden, Derecik Beldesi’ndeki taburdan ve üst bölgelerden asker takviyesi istedi. O emir verdikten sonra tarama yapıldı. O sırada oğlum da caminin aşağısında bulunan yoldaydı. Olayın yaşandığı bölgede evler var. Oğlumu da ev evlerinin yanlarında köyün içerisinde vurdular. Valiliğin açıklamalarını kesinlikle kabul etmiyoruz. Valilik açıklamasında katırlarla kaçakçılığın yapıldığını söylüyordu. Orada hiçbir katır bulunmuyordu. Madem kaçakçılık yapılıyordu. Neden bir katır yada at yakalanmadı veya vurulmadı. Oğlum onlarlaydı ve öldürmek için götürmüşlerdi. Sadece benim oğlumu taramadılar. Bütün köylüleri taradılar. Vatandaşların kendilerine ait tapulu arazilerin bulunmasına rağmen askerler gelip mevzi kurmuşlar. Köyün içerisinde mevzi olur mu? Allah bunu kabul eder mi? Hem arazilerimizi gasp etsinler hem de çocuklarımızı öldürsünler. Bu camide bu Kur-an’a el basarak yemin ederim ki, benim oğlumun kaçakçılık ile hiç alakası yok ve yük yüklemesini bile bilmez. Benim oğlum Trabzon’da okuyordu. Sonra bildiğiniz gibi sağ – sol çatışmalar nedeniyle sürekli rahatsız ediliyordu. Oğlumu geri getirtmek zorunda kaldım” dedi.

'Kürtler bütün zulme karşı havadan ve karadan, baskınlara, ölümlere, soykırımlara karşı bugüne kadar ayakta durdu. Kobani’de durduğu gibi' 

Olay yerine giden kalabalık heyet adına burada da yine HDP Genel Merkez Disiplin Kurulu Eş Başkanı Hamit Geylani açıklamalarda bulundu. Geylani açıklamasında" Kürtler bütün zulme karşı havadan ve karadan, baskınlara, ölümlere, soykırımlara karşı bugüne kadar ayakta durdu. Kobani’de durduğu gibi. Kobani bütün dünya güçlerinin gözleri üstündeyken, Türkiye sistemi IŞİD vahşetini kendi bağrında her türlü besleyerek, silahla besleyerek, ilaçla besleyerek ve parayla besleyerek Kürtlerin üzerine saldırttı. Ama topu, tüfeği ve en ağır silahları Kürtlerin özgürlük mücadelesini önünde yenilgiye uğradı. Bu yenilgiyi hazmetmeyen Türkiye sistemi, onun valisi, başbakanı ve cumhurbaşkanı Kürtlerin o güzel sevinç günü için çektikleri halayları bile içlerine sindiremediler. Ne dediler? Zaten daha önce dedikleri gibi, kadında olsa hedeftir. Çocukta olsa hedeftir. Necdet Yaman’da olsa burada hedeftir. Diyor ne olmuş efendim. Kobani ile Hakkari’nin ne alakası var. Diyarbakır’ın Van’ın ne alakası var. Alakası var. Çünkü Kobani’nin kurtuluşu Yüksekova’dan başlayarak İstanbul’a kadar bütün yurtseverler ve vatanseverler halaylarla çektiler. Erdoğan ne olmuş efendim. Kobani kurtulmuş çiftetelli oynuyorlar. Aslında Erdoğan ile Davutoğlu karşılıklı çiftetelli oynayarak göbek atıyorlar. Neden göbek atıyorlar. Çünkü bu ölü taş yığınında sevindikleri için. Şimdiye kadar düşen Kürt gençlerinin kanı yerde akarken seviniyorlar. Çiftetelli oynuyorlar. Ama Kobani’nin kurtuluşuna çok üzüldükleri için diyorlar ki kimse sevinmesin kimse halay çekmesin" dedi.   

Kardeşi gözleri önünde katledildi!

Yaman'ın ağabeyi Nejdet Yaman da, kardeşinin gözleri önünde öldürüldüğünü söyleyerek, "Valiliğin yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Yaman, "Köy sakinlerinin asla askere yönelik art niyetli bir yaklaşımı yoktu. Ancak daha önce 'bana vur emri' verildi diyen Ali Yarbay, aradan saatler geçmedi kardeşimi öldürdü. Gökhan üsteğmen yaralıyı aldığımız aracı durdurarak, araçta bulunan akrabalarımızı darp ederek yarım saat yaralının kan kaybına neden oldular" diye konuştu.

Yapılan açıklama ve incelemelerin ardından heyet Şemdinli ilçesine döndü.

Güncelleme Tarihi: 31 Ocak 2015, 10:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER