“Zor durumdaki Türk Lirası bu karara sonrası yüzde 4,2 değer kaybetti” denilen haberde, şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye’nin Erdoğan’ın yönetiminde yeni ve güçlü bir cumhurbaşkanlığı sistemine geçmesinin ardından, Merkez Bankası’nın kararı kritik bir test olarak görülüyordu. Kendisi seçim kampanyası boyunca “faiz lobisini” öfkeyle eleştirmiş, para politikası üzerinde daha etkin olma sözü vermişti. Onun, damadı Berat Albayrak’ı ekonominin başına getirme kararı piyasaları daha da şaşırtmıştı.

Erdoğan’ın söylemi Türk Lirası’nın bu yıl yüzde 20’den fazla değer kaybetmesine, enflasyonun artmasına ve özel sektörün 300 Milyar Dolarlık dış borç yükü üzerindeki baskının artmasına katkıda bulundu.”

‘BÜYÜK BİR HATA’

Financial Times’a konuşan Fidelity International adlı yatırım kuruluşundan Portföy yöneticisi Paul Greer’e göre ise ‘Merkez Bankası’nın kararı hem büyük bir politika hatası, hem de kaçırılmış bir fırsat”. Greer, Merkez Bankası’nın 24 Haziran seçimleri öncesi 3 kez faiz artırımına giderek güvenilirlik kazandığını söyledi.

‘ALBAYRAK ENDİŞELERİ ARTIRDI’

Haberde, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Enflasyonla mücadele, büyüme hedefleri kapsamında atılacak adımlarla eş güdüm içerisinde, bütüncül bir yaklaşımla ve birbirini tamamlayıcı politikalarla yürütülecektir” sözleri hatırlatılarak şu yorum yapıldı:

“Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklaması, Erdoğan’ın Mart ayında yapılacak yerel seçimler öncesi yüksek büyümenin devamını zorlayacağına dair kaygıları artıracak. Albayrak’ın, piyasaların yakından tanıdığı figürlerin yerine mevcut rolünü üstlenmesi, kayınpederinin alışılmışın dışındaki ekonomik görüşlerinin uygulayıcısı olacağına yönelik endişeleri de artırmış durumda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun süredir, yaygın ekonomik görüşün aksine, yüksek faizin enflasyonun sonucu değil sebebi olduğu görüşünde. Bu da, Merkez Bankası’nın faiz oranlarını artırma kabiliyetini sınırlayan bir durum olarak görülüyor.” (Kaynak: BBC Türkçe)