Amed'de 321 kişi işkence sonrası tedavi için TİHV'e başvurdu

TİHV Amed Şubesi'ne, geçen yıl 321 kişi başvurarak, tedavi ve rehabilitasyon hizmeti için başvurdu. TİHV Amed Temsilcisi Barış Yavuz, bilinç artışıyla birlikte, vakıflarına yapılan başvuruların arttığını söyledi.

Amed'de 321 kişi işkence sonrası tedavi için TİHV'e başvurdu
 İşkence mağdurlarına tedavi ve rehabilitasyon hizmeti veren Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Amed Şubesi'ne, geçen yıl 321 kişi başvurarak, tedavi ve rehabilitasyon hizmeti için başvurdu. TİHV Amed Temsilcisi Barış Yavuz, bilinç artışıyla birlikte, vakıflarına yapılan başvuruların arttığını söyledi.


İşkence mağdurlarına tedavi ve rehabilitasyon hizmeti veren TİHV Amed Şubesine başvurular her yıl artarak devam ediyor. 1990 yılından bu yana TİHV'in Türkiye genelinde 15 bin kişiye işkence sonucu tadavi ve rehebalitasyon hizmetlerinin verildiği öğrenilirken, geçen yıl da 787 kişinin TİHV'e başvurarak tedavi ve rehabilitasyon talebinde bulundu.

İşkence sonrasında tedavi ve rehabiletasyon hizmeti almak için TİHV Amed şubesine geçen yıl yapılan başvuru sayısı ise ise 321. Bir önceki yıl bu sayının 171 olduğunu ve geçen yıl neredeyse yüzde yüz bir başvuru artışı yaşadıklarını belirten TİHV Amed Şube temsilcisi Barış Yavuz, başvuru sayısının artışının, bilinç artışıyla paralellik gösterdiğini söyledi.

Türkiye genelinde Ankara, İstanbul, İzmir Adana ve Amed olmak üzere 5 ayrı merkezde faaliyet yürüttüklerini ifade eden Yavuz, TİHV'in amacının işkence gören kişilerin tedavi ve rehabilitasyon süreçlerini takip edip, bunu koordine etmek olduğunu söyledi.

Barış, kurulduğu 1990 yılında bu yana TİHV'in bu beş merkezde şu ana kadar 15 binden fazla kişiye hizmet verdiğini ifade etti.

Amed'de 1998 yılından itibaren faaliyet göstermeye başladıklarını ifade eden Yavuz, "Vakfın kuruluş amacı işkence mağdurlarına yönelik. Bu kapsamda kuruluşundan bu yana 25 yılda toplamda 15 binin üzerinde kişinin rehabilitasyonunu gerçekleştirmiş durumdayız. 2014 yılı içinde Diyarbakır'da 321, Türkiye genelinde ise 787 kişiye bu hizmeti sunduk" şeklinde konuştu.

GEÇEN YIL İŞKENCE MAĞDURU 73 KADIN BAŞVURDU

Amed'de 2014 yılı içerinde 321 başvuru aldıklarını vurgulayan Yavuz, "2014 yılı içerisinde 73'ü kadın, 2’si çocuk 321 kişi başvurdu. Başvuruların 3’ü adli, 318'i ise siyasidir. Bu başvurular arasında bu yıl işkenceye maruz kalarak bize başvuran sayısı 16, geçmişten işkenceye maruz kalmış kronik diye tabir ettiğimiz başvurucu sayısı ise 305'tir. 2013 yılında ise 30'u kadın, 8'i çocuk 171 kişi bize başvurdu. Bu başvuruların 4'ü adli, 167'si ise siyasidir. Aynı yıl içerisinde işkence gören başvurucu sayısı 9, geçmişte işkence gören kronik başvurucu sayısı ise 162'dir" dedi.

İŞKENCE GÖREN DEVLET HASTANESİ'NE GİTMİYOR

Başvurulardaki artışın bilinç artışı ile paralel olduğunu belirten Yavuz, insanların kendilerini vakıf bünyesinde daha rahat hissettiklerine inandıklarını ifade etti. "İşkence gören kişi 'ben işkence gördüm' diye devlet hastanesinde ister istemez tedavi olamaz" diyen Yavuz, "Bu nedenle buraya başvurmak, buradan bir tedavi hizmetini almak onlar için çok daha yararlı. Kendilerini artık burada daha rahat hissettiklerine inanıyoruz. Başvurular anlamında da bunu görebiliriz. Başvuru sayılarındaki artışın en önemli sebebiyse bilinç artışı. Bilinç arttıkça insanlar daha fazla bize ulaşıyor, tedavi olmak istiyor. Bir diğer faktörde verilerin burada kayıt altına alınması, dokümante edilmesidir. Bazıları istatiksel anlamda kayıtlara geçmesi açısından da başvuruyorlar" şeklinde konuştu.

FİZİKSEL, RUHSAL VE SOSYAL DESTEK

İşkencenin fiziksel ve ruhsal boyutlarının yanında bir de sosyal hizmet boyutunun var olduğuna vurgulayan TİHV Amed Şube temsilcisi Yavuz, "Vakıf olarak fiziksel ve ruhsal tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin yanı sıra bir de sosyal çalışma boyutumuz var. Burada amaç kişileri işkence görmezden önceki hallerine yeniden dönebilmesidir. İşkence gören bir dershane öğrencisinin işkence sonrası yarım kalan eğitimine devamını sağlamak gibi. İşkence mağdurunun veya yakınının işkence öncesi yaşantılarında yaşanan kopuklukları bir nevi telafi ederek, yaraya çözüm bulmaya çalışıyoruz. İşkence görenin yakınlarına da talepte bulunmaları halinde ruhsal destek de veriyoruz. Sonuçta işkencenin, kişinin yakınları, eşi, çocuklarına da yansımaları olabiliyor. Kişiyi belki eski haline döndürmek mümkün olmayabiliyor ama mutlak anlamda o noktaya gelmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu eğitim desteği şeklinde olabilir, bir giyim, bir yakacak şeklinde olabilir. O anki gerek bizim olanaklarımız gerekse kişinin durumuna uygun bir şekilde bu değerlendiriliyor" dedi.

TEDAVİLER ÜCRETSİZ

Kendilerine başvuran işkence mağdurlarının tedavi hizmetlerinin tamamen ücretsiz olduğunu belirten Yavuz, şunları söyledi: "Tedavi hizmetleri tamamen TİHV tarafından karşılanıyor. En ileri tetkiklerine kadar ameliyat olması gerekiyorsa o ameliyat süresince de karşılanıyor. Kişinin gerek burada bizim doktorlarımızın önerisiyle, gerekse kendisinin talebiyle ruhsal anlamda bir şikayetleri varsa psikolog ve psikiyatrik anlamdaki tüm tedavi süreçleri vakıf tarafından yine ücretsiz bir şekilde karşılanmaktadır."

GEZİCİ EKİPLER

"Siirt, Batman, Hakkari ve Cizre gibi bölgede pek çok noktaya dönemsel olarak gezici ekiplerimizle beraber gidiyoruz" diyen Yavuz, "Gezici ekiplerimizle gittiğimiz zaman oralarda irtibat noktaları oluşturuyoruz, o insanlara bilgi veriyoruz, vakfı hatırlatıyoruz. Broşürler, tanıtımlar ile insanların bize başvurmasının önünü açmaya çalışıyoruz. Örneğin Siirt'te işkenceye maruz kalmış bir kişi bilse ki TİHV Diyarbakır Temsilciliğine bir şekilde ben ulaşabileceğim, bize başvursun. Çünkü biz onların buraya gelme, konaklama, ulaşım masraflarını kendileri karşılayamıyorlarsa biz onların bu masraflarına karşılıyoruz. Aynı zamanda tedavilerinin daha ileri bir seviyeye gitmesi gerekiyorsa ve konaklama ihtiyaçları söz konusu ise konaklama ihtiyaçlarını da karşılıyoruz. Yeter ki insanlar başvurusun, tedavileri sağlanabilsin" dedi.

İŞKENCENİN İZLERİ GEÇMİYOR

Ruhsal anlamda işkence izlerinin geçmediğini kaydeden Yavuz, "Bizim 12 Eylül döneminden başvurularımız da olmuştu. Uzun yıllar geçmiş olsa da işkence izleri silinmiyor. Bir falakanın izini siz 15-20 yıl sonrada kemikteki tahribatını görebiliyorsunuz sintigrafi denen bir yöntem sayesinde. Yıllar sonrasında belki fiziksel acı kalmıyor ama anlamdaki o şey geçmiyor. O geçmediği için de başvurular devam ediyor" şeklinde konuştu. Yavuz, bu yıl içinde bu hizmeti vermek için Cizre ilçesinde de bir irtibat merkezi kuracaklarını sözlerine ekledi.

Güncelleme Tarihi: 21 Şubat 2015, 23:19
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER