Cumartesi Anneleri: Savaş daha ne kadar sürecek?

Cumartesi Anneleri/İnsanları 559. buluşmalarında 22 yıl önce gözaltına kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri: Savaş daha ne kadar sürecek?

Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 559. buluşmalarında 22 yıl önce Urfa Siverek’te kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu.

Buluşmaya, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve Berkin Elvan’ın ailesi de katıldı.

‘Cezasızlığa son verilmesin’

Buluşmada ilk olarak Hakkari Yüksekova’da kaybedilen Abdullah Canan’ın oğlu Tayyüp Canan konuştu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2000-2013 yılları arasındaki faili meçhul cinayetlerle ilgili çalışma başlattığını duyurduğunu hatırlatan Canan, “Bu cinayetlerde Gülen cemaati bağlantısı olup olmadığını araştırılacakmış. Belli ki dosyalar üzerindeki çalışma, adaletin tesisi ya da suçluların cezalandırılmasını değil, siyasi hesaplaşmayı hedefliyor. Biz bu davalarda cezasızlığa son verilmesini istiyoruz” dedi.

Canan’ın ardında Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya konuştu.

‘Bizler bu meydanda büyüdük’

Bu meydanda oğlunun cenazesini arayan babaannesi Fadime Taşkaya’nın Ekim ayında yaşamını kaybettiğini aktaran Serpil Taşkaya, şunları söyledi:

“Babannem öldüğünde, babamın öldüğünü hissettim. Benim babaannem bu meydanda oğlunu aradı, ben babamı aradım. Benim çocukların da dedelerini arıyor. Bizler bu meydanda büyüdük. Babaannemi kaybettikten sonra bir oğlum oldu adını Hüseyin koydum. Bizim bu meydanı bırakıp gitmemizi isteyenler bilsin ki bizler bu meydanı terk etmeyeceğiz. Sevdiklerimizi bizden alanlar er ya da geç hesap verecek.”

‘Savaşlar ne kadar daha sürecek?’

Amca Faik Taşkaya da “Savaşlar ne kadar daha sürecek? Bu savaş sürdüğü sürece faili meçhul cinayetler olacak. Basın da bu savaşın sürmesinde etkilidir. Basın kendisini sorgulasın” diye konuştu.

Haftanın basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Hüseyin Taşkaya’nın yeğeni Şehriban Taşkaya okudu.

‘Yedigöl davasında iç yollar tüketildi’

Yargının politize olduğunu ve faili meçhul davalarda cezasızlığın hakim olduğunu belirten Taşkaya, Nurettin Yedigöl davasında 2013’te Anayasa Mahkemesi’ne taşınan dosyanın kabul edilmemesine tepki gösterdi.

“34 yıl boyunca tüm başvuru yolları tüketilen ve 2013 yılında Anayasa Mahkemesi’ne taşınan Nurettin Yedigöl dosyası dün mahkemenin ‘kabul edilmez olduğu’ kararı ile iç hukukta kapatıldı. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla hak ve özgürlüklerin etkin korunması görevini yerine getirmedi. Aksine kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlalleri karşısında cezasızlık geleneğinin devamcısı oldu.”

Taşkaya daha sonra Urfa Siverek’te 22 yıl önce kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın kaybediliş öyküsünü anlattı.

Hüseyin Taşkaya’ya ne oldu?

hüseyin-taşkaya

“90’lı yıllarda Urfa; JİTEM- Bucak Aşireti, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Özel Harekât işbirliğinde kontrgerilla merkezi haline geldi. Terörle mücadele adı altında Urfa’da köyler yakıldı, yargısız infazlar, gözaltında kaybetmeler yaşandı.

“42 yaşındaki dört çocuk babası Hüseyin Taşkaya tamamen Bucak Aşireti’nin hâkimiyetindeki Siverek’te müteahhitlik yapıyordu. Çevresinde sevilen, sözü dinlenen biri olan Hüseyin Taşkaya yaşanan devlet şiddetini açıkça eleştiriyordu. Bu nedenle devletin ve Bucak Aşireti’nin hedefindeydi. Adının ölüm listesinde olduğu duyumları gelmeye başlayınca evini İstanbul’a taşıdı. Kalan işlerini tamamlamak için bir süreliğine Siverek’e döndü ve amcası Mehmet Taşkaya’nın evinde kalmaya başladı.

“6 Aralık 1993 tarihinde askerler, polisler, Bucak aşiretine mensup korucular otuz araçlık konvoyla, Urfa’nın Siverek ilçesi Bağlar mahallesindeki Mehmet Taşkaya’nın evine baskın yaptı. Üsteğmen Ahmet Şentürk’ün yönettiği baskında Hüseyin Taşkaya gözaltına alındı.

“Hüseyin Taşkaya’yı  sormak için emniyete, savcılığa, valiliğe koşan ailesine ‘Sedat Bucak’a sorun’ denildi. DYP milletvekili, aşiret reisi- korucubaşı Sedat Bucak da ‘Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor’ dedi. Oğlundan haber alma umuduyla  Siverek Emniyet’ine giden Fatime Taşkaya’ya ‘Bir daha bize gelmeyin. Diğer oğullarınla birlikte burayı terk edin, yoksa onlar da kaybolur’  denildi.

“Ailenin tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı. Fatime Taşkaya 22 yıllık bir arayışın, 22 yıllık bir bekleyişin ardından oğlundan bir haber alamadan 17 Ekim 2015 tarihinde aramızdan ayrıldı.”

Sorumlular

“Korucubaşı Sedat Bucak başta olmak üzere korucular Ahmet Bucak, Ahmet Ersin Bucak, Halil Beyazkaz, Kemal Üzeyroğlu, İsmet Özeyranoğlu, Mustafa Üzeyroğlu ile dönemin Siverek Jandarma Karakol Komutanı Üsteğmen Ahmet Şentürk, Siverek kaymakamı CelalettinYüksel,  Urfa Jandarma Alay Komutanı Seral Saral, Jandarma Asayiş Bölge Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı, Urfa Emniyet Müdürü Mehmet Cebe, Urfa Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube Müdürü Mustafa Tekin, Urfa Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Fidanboy, Urfa Valisi Tevfik Ziyaeddin Akbulut,  OHAL Valisi Ünal Erkan, Emniyet Genel MüdürüMehmet Ağar,  Genel Kurmay Başkanı Doğan Güneş, İçişleri BakanıNahit Menteşe, Başbakanı Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Orgeneral Doğan Bayazıt’ın Genel Sekreterliğini yaptığı Milli Güvenlik Kurulu sorumludur.”

Güncelleme Tarihi: 13 Aralık 2015, 15:13
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER