Davutoğlu: 'Bir isme çok yaklaşıldı'

Başbakan Davutoğlu, Ankara Katliamı’yla ilgili, “Türkiye’de intihar eylemi yapabilecek kişilerin belli bir listesi dahi var. Takipte diyorsunuz ama böyle bir eylemi gerçekleştirme anına kadar hukuk devleti olarak çok dikkatli titiz yürütülmesi gereken mücadeleler” dedi.

Davutoğlu: 'Bir isme çok yaklaşıldı'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV’de gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

‘Saldırı Türkiye’ye dönük bir saldırı’

“Son iki gün içinde çok büyük bir acı yaşadık. Türkiye’nin ne kadar ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu, bu coğrafyada bulunan demokrasi ülkesinin karşı karşıya kalabileceği tehditlerin en kadar kapsamlı olabileceğini bir kez daha bize gösterdi. Bu saldırı, Türkiye’ye dönük bir saldırıdır, sadece bir toplum kesimine dönük değildir. O mitingi orada yapanlara değil sadece halkımızın bütününe ve demokrasiye yönelik bir saldırıdır.

“İlk gün DİSK Başkanı ile dün Türkiye Tabipler Birliği ve TSK başkanlarıyla da görüştüm organizatör kuruluşlara da ifade ettim. Orada bulunan vatandaşlarımız hangi siyasi yaklaşıma yakın olursa olsun, hangi sivil topluma mensup olursa olsunlar, hepsi bizim aziz vatandaşlarımızdır. Bugün onlar da bir kader ortaklığı anlamında 78 milyonun aynı hissiyatı taşıdığına eminim.”

‘Seçime gölge düşürme çabası’

“Orada bulunanlar ülkenin dört bir köşesinden geldiler. Yani istendi ki, bu acı Türkiye’nin heryerine yayılsın. 19 gün sonra seçime gidiyoruz. Yeni bir seçimin arifesinde bu saldırının yapılması seçim sonuçlarını etkileme çabası kadar, Türkiye’de seçime gölge düşürme çabası aynı zamanda. Küçük siyasi hesaplar bu dönemlerde yapılmamalı. Yapanlar kaybedeler. Seçime dönük ifadeler kullanılmamalı bu dönemlerde.

“Hepimizin bu saldırının arka planındaki güçlerin ortaya çıkarılması ve geleceğe dönük bir daha böyle bir olayın yaşanmamasını temin edecek çalışmalar yapmamız lazım. Bu bağlamda olaydan birkaç dakika sonra İçişleri Bakanımız bana haber etti. Birkaç dakikada bütün ambulanslarımız alana girdi ve çok seri şekilde yaralılarımız değişik hastanelere intikal ettirildi. O anda bir kriz yönetimine otomatik olarak geçildi. Zaten bu tür konularda bir tecrübe birikimimiz var.”

‘Saldırı Türkiye’yi Suriye yapmaz’

“Bütün halkımızın bilmesini isterim. Hem olayın gerçek yüzünü anlamaya hem de varsa bir zaaf ihmal varsa bunu da açık suretle tartışmak üzere geldik. O günkü ilk gündemimiz yaralılarımızın tedavisi, cenazelerin teslimi ulaşılması ve acil bir durumda yapılması gereken her şey yapıldı. Şu anda soruşturma devam ediyor. Değerlendirmelerimiz sürüyor. Gelecek raporlara göre, benzer olaylarda alınması gereken ek tedbirleri neler olur bunları hep konuşacağız. Ama 11 Eylül olayı Amerika’da olduğunda kimse böyle bir yöntem deneneceğini düşünmemişti. Ya da Londra ve Madrid saldırılarında…

“Yani bazılarının dediği ‘Türkiye, Ortadoğu bataklığından etkilendiği’ söylemleri için söylüyorum, Fransa’da karikatüristlere yapılan saldırı Fransa, Ortadoğu’nun içinde olduğu için yapılmış değil. Bütün gelişmiş toplumlarda şu anda terör tehdidi var. Bunu göz ardı etmemek lazım. Yani bu saldırı Türkiye’yi Suriye yapmaz. 11 Eylül’de olduğu gibi, Londra’da, Paris’te olduğu gibi demokratik bir ülkeye yapılan bir saldırı mahiyetindedir.

‘İhmal nerede varsa değerlendirmeler yapılır’

“Noktasal olarak bu tür tehditlerin nerelerde olacağı konusunda Türkiye seçim kampanyası yürütüyor, hepimiz onlarca yerde miting yapıyoruz. Şu anda Türkiye’de kitlelerin bir araya geldiği onlarca, belki yüzlerce faaliyet var. Her birine tedbir alınması gerekiyor. Tabii zaaf ve ihmal nerede varsa gerekli değerlendirmeler yapılır, atılması gereken adımlar atılır. Birinci aşama yarayı sarmak. Şimdi onunla meşgulüz ama ikinci aşamada bütün yönleriyle masaya yatırılıp Türkiye’nin benzer olaylarda risklerle karşılaşmaması için en tedbir alınması gerektiği ele alınır. Benim mesela ilk sorduğum, bunu mitingi organize edenlerle emniyet birimlerinin oturup konuşması gerekiyor.

“Hepsini Sıhhiye’nin etrafında tedbir alınıyor. Fakat oraya gelecek gruplar garın önünde toplanıyor. Orada da bir miting alanı tedbiri alınması gerekiyor. Ya orayı da miting alanının parçası olarak görmek lazım ya da grupların orada toplanmaması lazım. Teröristler genellikle rutin dışı eylemleri Diyarbakır ve Suruç’ta farklıydı miting alanındaydı ama bu sefer barikatlarla ayrılmış ve her türlü tedbirin alındığı miting alanında her türlü arama yapılmış. Burada da teknik arama garın önünde de yapılmış, bomba yok. İnsani arama ise miting alanında yapılıyor.

“Burada miting organizatörleri ile emniyetin miting alanı neresidir diye mutabık kalması ve o alan dışında kimsenin toplanmaması lazım. Orada insani arama yapılmadığı için oraya iki bomba sızabiliyor. Miting meydanına sızamıyor. Canlı bomba kendisini düşünmediği için en fazla insanı öldürmeye çalışır. Bunlar hep rutini bildiği zaman terörist rutin dışı şeye. Her birimiz olayı kendi perspektifimizden bir yerden tutarak yorumlamaya kalkarsak hele hele son derece fırsatçı şekilde seçim yaklaşıyor, bunu nasıl istismar edebilirim dediğiniz zaman terör o zaman buradan kazançlı çıkar.”

‘Bir isme çok yaklaşıldı’

“20-23 Temmuz arasında DEAŞ, DHKP-C ve PKK’nın Türkiye’yi aynı anda hedef alması dolayısıyla biz bütün güvenlik birimlerimize bu üç örgütün Türkiye’de faaliyetlerini kontrol altına almak ve engellemek için müzahi unsurlarını da mutlaka denetim altında tutmak konusunda talimatlar verdik. Ve o gece sadece 768 kişi birçoğu DEAŞ elemanı gözaltına alındı. Bu uyuyan hücreler kendilerini saklayabiliyorlar.

“IŞİD elemanı ise sakalını kesiyor, hayat tarzını değiştiriyor. Bu 3 şeyde bize her an saldıracakmış gibi takip ediyoruz. Dün bir saldırı olduğu için hepimiz onu biliyoruz. Ama ondan 3-4 gün önce İstanbul’da bir canlı bomba hazırlığı içinde olan birinin yakalandığını kimse bilmiyor. Birkaç gün önce yine Ankara’da bir üst düzey bürokrasiye saldırı anlamında canlı bomba türü bir eylemin gece yakalanarak durdurulduğunu kimse bilmiyor.

“Şimdi buradaki saldırıda da bu üç örgütte bizim için anında potansiyel. Olayın oluş yöntemi ve genel trendine baktığımızda DEAŞ’ı birinci öncelik aldık ve araştırılıyor. Ama bir taraftan da ölümsüzler adı verilen timlerin PKK tarafından böyle eylemler yapılmak üzere Türkiye’ye gönderildiğini ve bunların bazılarının takip edildiğini biliyoruz. Ya da DHKP-C’nin canlı bomba konusunda yaptığı çok eylem var.”

‘Canlı bomba olduğu kesin’

“Şu ana kadar detayını vermem mümkün değil ama canlı bomba olduğu kesin. Bazı DNA testleri yapılıyor ancak iki canlı bombanın profili bombayı nasıl taşımış olabileceklerine ilişkin tespite ulaşıldı. Bir isme çok yaklaşıldı. O isimde bir örgütü işaret ediyor.

“Rutin dışı önleyici tedbirleri düşünme değil, uygulandığı yerler var. Demokratik hukuk kuralları içinde bunu uyguluyorsunuz. Birisinin bu eylem hazırlığı içinde ama bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe veya elinizde bir veri olmadıkça tutuklayamazsınız. Savcı elinde ne delil var derse bir saat sonra serbest bırakılabiliyor. Ama bunun dışında engellenen örnekleri verdim.

“Son derece başarılı bir terör operasyonu yürütülüyor. Bunun getirdiği ek riskler ve yüklerde var. Birçok terör odağı olabilecek unsurlar tasfiye edildi veya gözaltına alındı. DEAŞ’ın en önemli lider kadroları ya tutuklandı ya da irtibatları kopartıldı. Ama meydan bir bütün mitingde bütün bunlardan çıkartılacak dersler ve alınacak tedbirler var. Ayrıca rutin dışına çıktığınız zaman onun bir sınırı var demokratik hukuk devleti içinde.”

‘Listes var’

“Türkiye’de intihar eylemi yapabilecek kişilerin belli bir listesi dahi var. Takipte diyorsunuz ama böyle bir eylemi gerçekleştirme anına kadar hukuk devleti olarak çok dikkatli titiz yürütülmesi gereken mücadeleler.

“Aynı anda Cumartesi-pazar olması hasebiyle onlarca miting onlarda ilde yapılıyor. Bin kişinin içinde bir tek kişi miting meydanına gelmedikçe arandığı zaman ben miting meydanına gelmedim diyebiliyor. Şimdi buradan Ankara Garı’nda toplanmayı veya bir yerde toplanıp büyük kalabalıklar haline miting meydanına gelmeyi engellemek lazım ya da orada da miting meydanı gibi tedbir alınması lazım.

“Bunun arka planındaki odaklar itibariyle DEAŞ’tır. Suruç’ta olaydan sonra bütün mevzilerini bombaladık. Ya PKK’dır, Ceylanpınar olayında olduğu gibi ona dönük eylemler yapıldı. O bağlantıları bütünüyle çıkarmak için çaba sarf ediliyor. Arkasındaki odakta ya hukuk önüne çıkarılıyor, sınır ötesiyse cezalandırılıyor. Bazen de teknik takipte yakalanıyorsa 3-4 ay kendisini kaybettiriyor, hiçbir cihaz kullanmıyor.

‘İstihbarat zaafı veya eksikliği yok’

“Raporların ardından o konuda bir şey varsa gereğini yapacağız. Ama şu anda Türkiye’nin istihbarat kapasitesi ile bir zaafı veya eksikliği yok. Münferit olaylarda varsa zaaf çıkartılır onlar. Hangi olayların engellendiğini biz biliyoruz. Türkiye’nin istihbaratı 10 yıl öncesine göre teknik altyapı ve insan bakımından olağanüstü bir güç kazanmıştır. Ama münferit olaylar sonrasında sanki Türkiye çağdaş ülkelerde olduğundan zayıf bir istihbarat vardır demek doğru değil.

“4 yıldır çevremizde iki ülke iç savaş yaşıyor. 6 ülkede iç savaş var genel çevremizde. Türkiye’nin bunların içinde 1 yılda 4. kez suhuletle seçime gidiyorsa burada Türkiye’nin emniyetinin dayandığı istihbaratın siyasi iradenin hakkını herkesin vermesi lazım. Çok kolay geriden yorumlar yapmak. Sorumluluk makamındaysanız ne kadar olayı nasıl engellediğimizi biz biliyoruz.

“23 Temmuz’dan bu yana çok büyük terör operasyonları yürütüyoruz. Ama ne piyasalarda ne turizmde hissedilmiyor bu. Bir takım darbeler alınmadı mı? Alındı. Sadece 3 terör örgütü değil, onların arkasında da bazıları var. PKK bu kadar silahı neden alıyor? DEAŞ bu kadar gücü nasıl kazandı? Bugünlerde acı olarak hepimizin bu paylaşması lazım ama Türkiye’nin zaafı olduğunu savunmak teröristlerin istediği bir şeydir. Ama bir zaaf varsa hesabı sorulur.”

Demirtaş’ın sözleri

“Böyle günlerde siyasi liderlerin bir araya gelmesi çok önemli. İlk olay anında dört lider oturup konuşalım istedim. Eğer istemezlerse hepsiyle tek konuşayım diye karar verdim. Güvenlik zirvesi bittiğinde saat 5’ete benim niyetim bu daveti yapmaktı. Ama o sırada Demirtaş’ın bir açıklaması oldu. Doğrudan devletin halkı katlettiğini ifade eden bir açıklama.

“Beni Başbakan olarak eleştirebilir ama ‘Devlet bu cinayetleri işlemiştir’ derse birisi, hangi vasıfla olursa olsun bunu söylediği zaman muhatap olma niteliğini kaybeder. Türkiye’de bir şiddete tek bir prim vermeyeceğimiz herkes bilir. Tek bir kanın dökülmemesi için kendi bedenimizdeki bütün kanı feda edeceğimizi herkes bilir.

“Böyle bir günde herkes acı yaşarken böylesine seviyesi düşük, alçakça bir ifadeyle devleti ve devleti yönetenleri suçlu makamına oturttuğunuzda bir ortak zemin kayması var. Görüşsek de onunla görüşmenin bir faydası olmadığına kanaat getirdim. Sayın Bahçeli kendisi de ifade etti hayıra alışkın olduğunuz için bir daha hayır diyeyim diye not bırakmış. Milletimiz de herhalde böyle bir günde aynı masa etrafına gelmeyi reddedenlerin veya masa etrafına gelemden daha katil olarak suçlayanların değerlendirmesini yapar.”

Kılıçdaroğlu görüşmesi

“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olumlu bir cevap verdi, oturduk baş başa samimi görüşme gerçekleştirdik. Böyle bir tavır sergilediği için tutumunu takdir ediyorum. Ama iki hususta hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmek istiyorum. Daha kamuoyu ile paylaşmadığımız iki erkek olduğu burada kalsın diyerek söylediğimiz hususlar vardı paylaştık hepsini. Başbakanlık açıklama metnini gösterdik kendisine ve böyle bir açıklama yapmayı düşünüyoruz dedik. İtiraz edeceğiniz şeyler varsa çıkaralım dedik, ‘hayır’ dedi. Son paragrafta gelin ortak bir deklarasyon iki büyük partinin genel başkanı olarak yayınlayalım dedim. ‘Hayır’ dedi.

“Deklarasyon metni de son derece kısa öz ortak bir tavır ortaya koyan bir metin. ‘Tamam’ dedim. Ama esas beni üzen husus terör saldırısı ile ilgisi olmayan bir çok konuyu orada gündeme getirmemiş olmasına rağmen bunlar bugünkü acıyla ilgili değil, diyebilirdim. Digitürk’tür Murat Sancak olayıdır vs yeri burası değil, diyebilirdim. Ama konuştuk.

“Dışarıda öyle bir açıklama yaptı ki yakıştıramadım kendisine. Acının yaşandığı bir gün siyaset yapma günü değildir. O konuda ona verdiğim cevapları da burada tek tek söyleyebilirim ama yeri de burası değil artık. Şimdi orada söylediklerimiz benden izin almadan kamuoyu ile paylaşması siyasi nezakete uygun değil. Sürmekte olan bir soruşturma ile ilgili bilgi veriyorum, onu kamuoyu ile paylaşılması doğru değil.”

Sedat Peker’in mitingi

“Rize’de bir miting yapılmış, bizimle hiç alakası olmayan bir miting. Orada onu soru olarak gündeme getiriyor, bunlar doğru değil. Gündeme getirdiniz, hadi ben de bazı şeyler söyledim bunlara benim verdiğim cevapları içerek şekilde kamuoyu ile paylaşılması da doğru değil. Bütün iyi niyetimize rağmen küçük siyasi hesapları görmek beni üzüyor.

“Ortada fail belli değilken; Sayın Cumhurbaşkanımızı, beni katil ilan etmek küçük bir siyasi hesaptır. Davetlerin hepsine hayır demek de küçük bir hesaptır. Terör konusu esas odakken onunla alakasız konuları gündeme getirip sonrada kamuoyuyla bunu paylaşmak da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu daveti kabul ederken gösterdiği siyasi nezakete hiç uygun değil.”

İstifa çağrıları

“İçişleri Bakanımız hepimizin takdirini kazanmış bir bürokrattı. Kimlere oy verdiklerini bilmem. Belki 1 Kasım’da AK Parti’ye oy vermeyecekler. Burada soruşturma netiecesinde bir şey çıktığında konuşuruz bakanlarımızla. Ama böyle bir günde sadece şu bakanlar sorumludur diyerek soruşturma olmadan belli kişilerin üzerine yıkmak doğru değil.

“Gerektiğinde bunların hepsi işletilebilir. Arkadaşlarımız kendileri de karar alabilirler. Ama daha olayın olduğu gün olayın sebepleri üzerine çalışırken ve acıları sarma süreci yaşanırken dikkatleri sadece buna yöneltmek doğru değil. Bunların konuşulmasına bir şey demiyorum ben ama bunun bir siyasi malzeme olarak kullanılması hele bu iki arkadaşımız için kullanılması partili değiller.

“Verilen yapılan algı operasyonu bu bir AK Parti hükümetidir, bu bakanların hepsi AK Partilidir, dolayısıyla bir AK Parti hatası var. Halbuki bu içinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve HDP’nin de olması gereken bir hükümet. Onlar şeyi oturdukları yerden soracaklar bizim sadece savunma yapmamızı bekleyecekler. Anayasa onlara katıl diyordu ama onlar katılmadılar.”

Hacı Lokman Birlik 

“O gün video görüntülerinden sonra tahkikat daha geliştirildi ve sorumlusu kimse gereken işlem yapılacak dedim o gün. Dün itibariyle bize İçişleri Bakanımız tarafından aktarılmıştı, gereğinin hemen yapılması talimatını verdik. İki görevli bu videoyu çektiği bu davranışı sergilediği için görevinden alındı.

“Bunlar bilinçli yapıldığı yönünde de bazı bilgiler var. Demokratik hukuk kuralları çerçevesinde yürüttüğümüz ve halkın huzuru için son derece dikkatli şekilde yürüttüğü operasyonlara gölge düşürmek, Türkiye’de antidemokratik veya hukuk kuralları dışına çıkabileceği veya güvenlik birimlerimizin intikam hissi ile faaliyet yaptıkları algısını oluşturmak şu anda bize yapılabilecek en büyük zarardır. Soruşturma tamamlandı ve gereği yapıldı.

“Ankara veya başka olaylarda da soruşturma tamamlandığı zaman gereği yapılır. Bu konu görüldü ve eleştiri söz konusu oldu. Olmamış olsaydı da biz gerekli soruşturmayı açacaktık. Kırsal bir alanda 5-6 teröristin cenazesi silahlı kuvvetlerimiz tarafından helikopterle morga getirildi, adli tespitlerin ardından ailelerine teslim edildi. Silahlı kuvvetlerin görevi mi bu? Tunceli’deki bir operasyondan Malatya’ya getirildi. Siirt’te, Varto’da hiçbir sivil zarar görmesin diye uzun süreli çalışmalar oluyor.”

Güncelleme Tarihi: 13 Ekim 2015, 17:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER