Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 27-28 Şubat'ta düzenlediği PM ve MYK toplantılarının sonuç bildirgesini açıkladı.

 

İRAN'DAKİ İDAMLARA KARŞI GİRİŞİM KARARI

 

Sonuç bildirgesinde, toplantlarda sürece ilişkin dört parça Kürdistan'ın durumunun değerlendirildiğine dikkat çekilerek, "İran devletinin Kürtlere karşı tutumu değerlendirme konusu yapılarak çeşitli çevrelerin yorumladığı gibi esasta İran'ın Kürtleri tehdit etmek amacında olduğu değerlendirmelerinin eksik olduğu, İran devletinin Kürt halkı karşısında politikalarını değiştirdiği ve bu politikanın Kürtlerin kırımını esas alan bir politika olduğu tespiti yapılmıştır. Bu anlamda İran devletinin Kürdistan Özgürlük Mücadelesi karşısında bir tavrın, bir duruşun sahibi olduğu tespiti yapılmıştır. Yaşanan idamlar karşısında sessiz kalınmaması, bunun için gerekli yerlerde çeşitli eylemlerde, girişimlerde bulunulması kararlaştırılmıştır" denildi.

 

Rojava'da gelişen sürecin Kürt halkı açısından olumlu olarak ele alındığı sonuç bildirgesinde, özerk yönetimler önemli bir aşama ve ilerisi için bir yönetim modeli olarak değerlendirilirken, Rojava'da yaşayan diğer bölgesel güçlerle kimi anlaşmazlıkların ulusal birliğe gelmemenin sonuçları olarak açığa çıktığı vurgulandı.

 

'İÇ GÜVENLİK PAKETİ'

 

Sonuç bildirgesinde, 'İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin ise "Paket tüm toplumsal muhalefete karşın çıkartılmıştır ve içerisinde halkın güvenliğini sağlayacak herhangi bir şey bulunmamaktadır. Aksine çocukların, kadınların, gençlerin yargısız infazını kolaylaştırabilecek bir pakettir. Yaşadığımız 21. yüzyılda bırakalım halkın ya da devletin güvenliğini, hazırlanan paket Cumhurbaşkanı'nı koruma paketidir. Halkının karşısında bir Cumhurbaşkanı'nın kendisini bu kadar korumaya almaya çalışması düşündürücüdür" denildi.

 

'BELEDİYELERİMİZ DEVLETE DEĞİL, HALKA KARŞI SORUMLU'

 

Şimdiye kadar belediyecilikte gerçekleştirilen olumlu pratiklerin geliştirilerek sürdürülmesi, henüz gerçekleşmeyenlerin ise özeleştiri temelinde tekrardan ciddiyetle ele alınarak gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çekilen sonuç bildirgesinde, toplantılarda yol, asfalt, toplu taşıma vb. tüm sorunların tekrardan ele alınarak tartışıldığı ve bundan sonraki süreç açısından halkın en temel ihtiyaçları başta olmak üzere ihtiyaçların giderilmesinin hedeflendiği ifade edildi. Halkın ihtiyaçlarının sadece fiziki koşullarla ilgili olmadığı, demokratikleşme ve özgürleşme sorunlarının da olduğu tespitiyle yerel, bölgesel siyasette daha aktif olmanın gerekliliğine vurgu yapılan bildirgede, klasik siyasi partiler gibi belediyelerin sadece partilerine ya da devlete karşı değil, esasta halka karşı sorumlu olduğu gerçeğinden hareketle Demokratik Belediyeler Birliği'nin oluşturulduğu kaydedildi.

 

'ADAYLAR EĞİTİLECEK, SEÇİM ÇALIŞMASINA ÖNCELİK VERİLECEK'

 

'Özgür toplum bilinçli toplumdur' gerçeğinden hareketle önümüzdeki süreç açısından eğitim çalışmalarının daha sık yapılması, seçim sürecinde adayların eğitiminin gerçekleştirilmesine de karar verildiğinin açıklandığı bildirgede, seçim çalışmasına ilişkin olarak da şunlar belirtildi:

 

"Önümüzdeki süreç açısından örgütlenme komisyonumuzun en temel çalışmasının seçim çalışması olması karalaştırılmıştır.

 

Yaklaşan seçim sürecinde de partimiz bileşeni olduğu HDP'nin seçim sürecinden zaferle çıkabilmesi için seçim çalışmalarına büyük bir ciddiyetle yaklaşacak,tüm alanlarda demokrasi, barış ve özgürlük yanlılarının taleplerine cevap olabilmenin mücadelesini yürütecektir. Seçimlerim bir amaç değil, özgür bir geleceği yaratabilmek için bir araç olduğunun bilinciyle bu aracı doğru değerlendireceğimizi belirtiyoruz."

 

EŞBAŞKANLAR: HÜKÜMET SÜRECİ SEÇİMLERE KURBAN ETMEMELİ, HIZLA ADIM ATMALI

 

DBP Eş Genel Başkanları Emine Ayna ve Kamuran Yüksek de PM ve MYK toplantılarının ardından açıklama yaptı. Çözüm sürecinin geldiği aşamaya dikkat çekilen açıklamada, "Bugün Başkan Öcalan ile yürütülen görüşmelerin geldiği noktayı oldukça anlamlı buluyoruz; özellikle çözüm heyeti ile hükümetin çözümün nasıl gelişebileceğine dönük 10 maddelik belirlemeleri, ortak açıklamasına büyük önem veriyoruz. Bu 10 maddelik açıklamanın hükümetin de kamuoyu önünde verdiği söz olarak değerlendiriyoruz" denildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bugüne kadar yaşanan deneyimler bizi devletin ve hükümetin samimiyeti konusunda kaygılı tutmaktadır. Hepimizin bildiği gibi bir gerilla grubu iyi niyet ve demokratik siyaset konusundaki samimiyetin göstergesi olarak Öcalan'ın çağrısı ile gelmiş ancak siyaset yapmaları engellenerek tutuklanmışlardır. Yine cezaevleri birçok siyasi tutsak ile doludur. hala il ilçe örgütlerimiz, basılmakta yöneticilerimiz, gençlerimiz yoğun olarak gözaltına alınıp tutuklanmaktadır. mevcut durumda bile siyaset yapmak fiili olarak engellenirken bugün mecliste görüşülen iç güvenlik yasa paketi ile demokratik siyasetin önü daha da kapatılmaktadır. Peki nasıl olacak? Silahlı mücadele yürüten PKK'ye silahlı mücadeleyi bırakıp demokratik siyaset ile mücadelesini yürütmesini istiyor isek, bunun koşullarını da hazırlamalıyız. hepimiz biliyoruz ki demokratik siyasi mücadelelerini kandilde yürütemezler, yine Başkan Öcalan'ın demokratik siyaset yürütebilmesi için özgür olması gerekir."

 

Tüm toplumsal kesimlerin bir araya gelmesini, Öcalan'ın özgürlüğü, gerillanın silahlı mücadele yerine demokratik siyaset yapmasının, siyasal-sosyal yaşama katılmasının koşullarını nasıl yaratılacağının tartışılmaya başlanmasının istendiği açıklamada, hükümete, "Süreç seçime kurban edilmemeli; demokratik siyaset adına atılması gereken adımlar hızla atılmalıdır. 'İç Güvenlik Paketi' gibi devletin otoriterliğinin güvenliğini alan değil, halkların siyaset yapma özgürlüğünün, demokrasinin güvenliğini alan demokratikleşme paketleri hızla gündeme gelmelidir" mesajı verildi.