"İç Güvenlik Paketi" ile çıkacak olan yasada  "toplumsal yaşama karşı uyumsuzluk göstermiş kişilerin iç dünyalarına nüfuz ederek iyileştirilmeleri” gerekçe gösterilerek cezaevi yönetmeliklerinde değişiklikler yapılacak. 

Tasarıya göre eğitimli köpekler, kapalı alanda kullanımı yasak olan biber gazı, basınçlı su ve  silah  müdahale aracı olarak kullanılabilecek. Cezaevinde bulunan güvenlik görevlileri, isyan, direniş, firar, firara teşebbüs veya asayişi bozan olayları önlerken veya “kanuna uygun bir emrin ifası sırasında aktif veya pasif direniş gösterilmesi” halinde zor kullanmaya yetkili olacak. Karşılaştıkları direnişin niteliğine göre uyarı yapılmadan da zor kullanılabilecek.

Cezaevlerinde bulunan Müdahale birimi ve dış güvenlik görevlileri, cezaevi içine ateşli silahla girebilecek. “Cezaevlerinde tutsakların karşı koymaya elverişli eşyalarının teslim edilmesi istendiği halde teslim edilmemesi” durumu silahlı müdahaleye neden olabilecek. Cezaevlerindeki herhangi bir direnişe uyarı amacıyla ateş edilecek. tutsakların eylemine son vermemesi halinde orantılı şekilde ateş edilebilecek.

Cezaevlerindeki koğuşlarda, hücrelerde, hastanedeki mahkum koğuşlarında ve ring araçlarında sınırsız arama yetkisi verilecek. Cezaevi hücre ve koğuş duvarlarına cezaevine göre yasak olan resim, yazı ve fotoğraf asmaya hapis cezası getirilecek. Tasarı, cezaevlerinin dış koruma görevini, Jandarmadan alarak Adalet Bakanlığı’na devrediyor. Cezaevindeki olaylara müdahale eden görevlileri ile kolluk kuvvetlerinin kimlik bilgileri gizli tutulacak. Mülki amirin talimatıyla kolluk güçleri de müdahalede cezaevlerine müdahalede bulunacak.

Konuyu ANF'ye değerlendiren Avukat Canan Uçar, bu yasanın cezaevindeki tutsakların iradesini kırmak amaçlı olduğunu ve devletin yıllarca bunu istediği söyledi. Darbe yıllarındaki uygulamaları hatırlatan Uçar, F Tipi Cezaevlerinde de iradenin teslim alınmasının amaçlandığını vurguladı.

'DÜŞMAN CEZA HUKUKU UYGULAMASI'

Uçar şöyle devam etti; "Bu şimdi yeni bir hamle, mevcut milli mevzuat cezaevlerini kontrol etmeme yardım etmiyor. Oysa benim uyguladığım hukuk, düşman ceza hukukudur. Tutsaklar esasen bir suç örgütü olan devlete ve düzenine sırtını dönmüştür, sırtını döndüğü için  ona hukuku uygulamanın pek de gereği yoktur. Bireyin devlete sırtını dönmüş olduğu için kendisine yönelecek standart dışı uygulamayı kabul etmiştir göze almıştır hatta ön görmüştür o yüzden biz sistemin dışına çıkanlara düşman hukuku uygulayabiliriz mantığıdır. Düşman ceza hukukunda; bireysel haklar ve özgürlükler  tutuklulara tanınmıyor. Sadece insanın insan olmaktan dolayı olan hakları ve özgürlükleri de tanınmak durumunda değildir. Biz Guantanemo 'da görüyoruz düşman hukukunu. Oysa bizde buradaki cezaevlerinde de görüyoruz Guantanamo’yu. Amaç şimdi yeniden bedeller ödenerek kazanılan cezaevlerini yeniden Diyarbakır Cezaevine döndürme hamlesidir esasen bu paketin içerisindeki uygulamalar bunlardır."

'YARGI BAĞIŞI TAAHHÜTÜ'

Jandarmanın üniformasının değiştirilip, cezaevi içerine alınacağını belirten Uçar, bu durumun bir yargı bağışıklığı olduğunun altını çizdi. Uçar, "Bu yasa aslında gardiyanlara, cezaevlerinde olup bitenlere karşı herşeyi yapmakla serbestsin, ben sana yargı bağışı tanıyorum taahhütüdür. Bu gücü arkasına alan personelin Esas Oktay Yıldıran'ı aratır uygulamalar yapması hiçte zor değil. Devlet görevlileri aracılığıyla işkence yapar. Devlet görevlileri aracılığıyla öldürür. Onlara bu emirleri de böyle yasalarla verir. Bu maddeler bir işkence emridir. İşkence yap ben arkandayım.