Kobanili kadınlardan çağrı: 25 Kasım'da sınırda buluşalım

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’ne sayılı günler kalırken, bir çağrıda Kobanêli kadınlardan geldi. “YPJ’li kadınlar Afrika’dan tutun Uzakdoğu ülkelerindeki tüm kadınların hakları için mücadele veriyor.

Kobanili kadınlardan çağrı: 25 Kasım'da sınırda buluşalım
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’ne sayılı günler kalırken, bir çağrıda Kobanêli kadınlardan geldi.  “YPJ’li kadınlar Afrika’dan tutun Uzakdoğu ülkelerindeki tüm kadınların hakları için mücadele veriyor. Demokratik bir yaşam istiyorsanız sınıra gelin ve desteğinizi haykırın” diyen Kobanêli kadınlar, tüm dünya kadınlarını 25 Kasım’da sınırda olmaya davet etti.


Kobanê’deki direniş 63’üncü gününe girerken, Kobanêli kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü dolaysıyla ajansımıza konuştu. Daha önce Kobanê Kantonu’nda şimdi ise Suruç’ta kadın çalışması yürüten Kobanêli kadınlar, tüm dünya kadınlarını 25 Kasım’da Kobanê için eyleme çağırdı. Kobanêli kadınlar, “Doğru ve kalıcı demokratik bir yaşam istiyorsanız sınıra gelin ve desteğinizi haykırın” diye çağrıda bulundu. Kobanê Kantonu Yasama Meclisi Eşbaşkanı Faîze Abdî, DAİŞ’in Kobanê’de sürdürdüğü saldırı politikasının kadın özgürlüğünü yok ötmeye dönük olduğunun altını çizdi. “DAİŞ’in kadına dönük saldırılarını anlamak için Ortadoğu geçeğine göz atmakta fayda var” diyen Abdî, şu değerlendirmede bulundu: “Kadını yıllardır baskılayan anlayışa karşı Ortadoğu’da özgürlük iddiasıyla kadınlar yeni bir yaşamı inşa etti ve yönetiminde yer aldı. Yıllarca kadınlar evlerden çıkamadı. Rojava’da da erkekler aynı erk anlayışa sahipti. Rojava’da da böyle bir anlayış hâkimdi. Fakat devrimin başlamasıyla beraber her şey değişti. Rojava tam anlamıyla 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de ilan edilen devrim ile değişti. O günden sonra Ortadoğu farklı oldu. Kadınlar Rojava Devrimi’yle beraber Ortadoğu’da kadın odaklı yaşamın tohumlarını tekrar ekmiş oldu.”

‘YPJ DAHA DA GÜÇLENİYOR’

Kadınların uyanışıyla beraber çok şeyin değiştiğini hatırlatan Faîze Abdî, bu nedenle eril yaklaşıma sahip çetelerin Rojava kadın devrimine saldırdığını kaydetti. Faîze Abdî, şöyle konuştu: “Başta El-Nusra ve DAIŞ olmak üzere erk anlayışla Ortadoğu’da hüküm süren örgütler, kadını katlederek, kafasını kopararak ve tecavüz saldırısında bulunarak kadın bilincini yok etmeye çalıştı. Hemen akabinde tüm bu saldırılara karşı durmak için YPJ daha da güçlendi. Genç kadınlarımız başta olmak üzere her yaştan kadın YPJ’ye katıldı. Düşmanımız büyük olabilir fakat bizim ona cevap verecek güçlü bir irademiz ve devrime olan inancımız var. Kısa zamanda büyük başarı sağladık. Şu an DAİŞ’in beli kırıldı. Düşmanımızın bizden korktuğu çok açıktır. Özellikle YPJ’li kadınların kafasını koparıp arabanın arkasından sürüklemeleri ve tecavüz saldırılarında bulunmaları, onların Kürt kadınlardan ne kadar korktuğunun bir göstergesidir.”

‘DÜNYA KADINLARI BİZİMLİ GURUR DUYMALI’

DAIŞ’in saldırılarının şiddetlenmesiyle beraber Kobanê’yi boşaltmak zorunda kalan kadınların çadır kentlerde yaşadıkları sorunlara da değinen Faîze Abdî, kadınların dil asimilasyonu başta olmak üzere kültür asimilasyonu, psikolojik şiddet, erkek şiddeti ve Türk hükümetinin yardım etmeme konusundaki ısrarı nedeniyle birçok anlamda şiddete maruz kaldığını dile getirdi. Kobanê’den ayrılmak zorunda kalan kadınların üç yıldır inşa ettikleri kadın odaklı yaşamdan uzaklaştıkları için büyük bir travma yaşadığını ifade eden Faîze Abdî, “Kadınların çadır kentlerde ve kaldıkları farklı yerlerde ciddi sorunları söz konusu. Kadınların bir an önce psikolojik destek almaları gerekiyor” dedi. Faîze Abdî, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’nde tüm dünya kadınlarını sınıra eyleme çağırarak, “Şu an Rojava’da tüm insanlık ve kadın hakları için bir mücadele söz konusu. YPJ’li kadınlar, Afrika’dan tutun Uzakdoğu ülkelerindeki tüm kadınların hakları için mücadele veriyor. Dünya kadınları bizimle gurur duymalı. Bu nedenle tüm kadınları sınıra eyleme çağırıyorum” dedi.

‘YAŞADIĞIM VİCDAN AZABININ TARİFİ İMKANSIZ’

Kobanê’de asayişte üç yıl görev alan ve DAİŞ sadırlarının şiddetlenmesiyle Suruç’a gelen 6 çocuk annesi Naîle Îbrahim (40), çocuklarından dolayı asayişteki arkadaşlarının onu zorla gönderdiğini ifade etti. Naîle Îbrahim, Suruç’a geldikten bir süre sonra asayişteki arkadaşlarının yaşamını yitirdiğini belirterek, “Perwin, Ferman, Hammudi, Rejber, Doğan, Cengiz, Seydo… Tüm arkadaşlarımı bir anda kaybettim. Yaşadığım vicdan azabının tarifi imkansız. Ben bu kadar suçluyken ne konuşabilirim ki? Kobanê’yi terk etmemeliydim” diye konuştu.

‘DAİŞ TÜM YAŞAM SEVİNCİMİ ÖLDÜRDÜ’

Arîn Mîrkan Çadır Kenti’nde küçük yaşına rağmen yönetim sorumluluğunu üstlenen 15 yaşındaki Kobanêli Berfîn Hecî, DAİŞ yüzünden erkek şiddetinin en ağırını yaşadığını ifade etti. “Erkek zulmünün en ağırını DAİŞ’in saldırılarıyla gördüm” diyen Berfîn, 25 Kasım dolayısıyla tüm dünya kadınlarına şu çağrıda bulundu: “Tanışmamıza gerek yok. Kobanê’de bir direniş var ve bu direniş kadın öncülüğünde gerçekleşiyor. Tarihsel sorumluluğunu yerine getirmek isteyen tüm kadınlar 25 Kasım’da sınıra gelsin.”

Çadır kenttin bir diğer 15 yaşındaki sorumlusu Midya Elî, Kobanê’de kültür çalışmaları içinde yer aldığını belirterek, “DAİŞ sadece evimize ve bedenimize saldırıyor, aynı zamanda kültürümüze de saldırıyor. Kobanê’de renkli bir hayatımız vardı. Çok heyecanlıydım. DAİŞ benim tüm yaşam sevincimi öldürdü” sözleriyle duygularını ifade etti.

‘SURİYE’DE İNSANLIK ÖLDÜ’

DAİŞ saldırıları yüzünden okulunu dördüncü sınıfta bırakmak zorunda kalan 23 yaşındaki sınıf öğretmenliği öğrencisi Emine Muhammed ise, şunları kaydetti: “Kobanê’de Arap komşularımıza da zarar gelmesin diye mücadele veriyorduk. Şimdi duydum ki aynı komşularım evimizi talan ediyor. Suriye’de insanlık öldü. Devlet anlayışına inanmıyorum. Amerika’ya da inanmıyorum. Dört yıldır Kobanê’de zulüm var. Amerika’nın yardım etmek için her şeyin yerle bir olmasını beklemesi hiç samimi değil.”

‘DÜNYA KADINLARINA KIRGINIM’

Ailesinden birçok kişinin YPG/YPJ saflarında olduğunu belirten 32 yaşındaki Siltan Memo de, eşinin YPG’de olduğunu ve yedi çocuğuyla beraber Suruç’a gelmek zorunda kaldığını kaydetti.  Siltan Memo, “Kürt kadınlar olarak yapay bir kurtuluş istemiyoruz. Bu yüzden direnişteki ısrarımız bu kadar nettir. Tüm ailem bu yüzden saflarda savaşıyor. Eskiden Esad bizim için, ‘Kürtler Suriye’de yok’ diyordu. Şimdi onu yok dediği Kürtler, Suriye’nin de kurtuluşu için savaşıyor. Üstelik biz şimdi Esad’ı da beğenmiyoruz. Gerçek ve insanca bir yaşam istiyoruz” şeklinde konuştu. “Dünya kadınlarına kırgınım” diyen Siltan Memo, “Bunca olay başımıza gelirken, onlar yeterince ses çıkaramıyorlar. Kadın iradesi bu mu?” diye sordu. / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 17 Kasım 2014, 09:45
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER