'Savaşlarda kadınlar bilinçli olarak hedef seçiliyor'

ABDEM’in düzenlediği 'Soykırım, adalet ve yüzleşme' bugün öğleden sonra “Kadın ve soykırım”, “Soykırım, ulusçuluk ve ulus-devlet” ve Rojava Kürdistan’ındaki kanton modelinin ele alındığı oturumlarla devam etti.

'Savaşlarda kadınlar bilinçli olarak hedef seçiliyor'
ABDEM’in düzenlediği 'Soykırım, adalet ve yüzleşme' bugün öğleden sonra “Kadın ve soykırım”, “Soykırım, ulusçuluk ve ulus-devlet” ve Rojava Kürdistan’ındaki kanton modelinin ele alındığı oturumlarla devam etti. Konferansta bir sunum yapan araştırmacı Ronak Şivani, sistematik savaşlarda ve soykırımlarda kadınların bilinçli olarak hedef haline getirildiğini vurguladı. Şivani, “Kadınlar savaş ganimeti olarak görülüyor, mal-mülk elde etme güdüsü ile hedefleniyor” dedi.


Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi’nin (ABDEM) Almanya’nın Köln kentindeki Köln Üniversitesi’nde düzenlediği “Soykırım adalet ve Yüzleşme; 1915’ten Şengal’e Soykırıma Hayır” konferansı öğleden sonraki oturumlarla devam etti. Konferansın öğleden sonraki oturumlarında, “Kadın ve soykırım”, “Soykırım, ulusçuluk ve ulus-devlet” ve Rojava Kürdistan’ındaki kanton modelinin ele alındı.

Rojda Yıldırım’ın moderatörlüğünü yaptığı “Kadın ve Soykırım” oturumda Ronak Şivani ve Gülçiçek Günel birer sunum yaptı.

‘KADINLAR SAVAŞ GANİMETİ OLARAK GÖRÜLÜYOR’

Enfal kırımı ve kadın üzerine sunum yapan araştırmacı yazar Ronak Şivani, Enfal ve Halepçe’de soykırıma uğrayan Kürt halkının durumuna dikkat çekti. Sistematik savaşlarda ve soykırımlarda kadınların bilinçli olarak hedef haline getirildiğini vurgulayan Şivani, “Kadınlar savaş ganimeti olarak görülüyor, mal-mülk elde etme güdüsü ile hedefleniyor” diye konuştu.

Kadın üzerinden bir halkın yok edilmek istendiğini söyleyen Şivani şöyle devam etti: “Kadınlar ortadan kaldırılarak toplumsal doku bozulmak isteniyor. Şengal’de de kadınlara yönelerek Ezidilerin direnci kırılmak istendi. Kadının çöküşü toplumsal çöküştür. Tüm soykırımlar bunu gerçekleştirmeyi hedefledi. Fiziksel soykırım kadar psikolojik soykırımlar da ağırdır.”

Şivani, tüm bu yaşanmışlıklara ve katliamlara karşı sessizliğin insan haklarına olan inancı da yaraladığına dikkat çekerek, “Bu da insanlık ayıbıdır” diye devam etti.

‘TARİHLE YÜZLEŞMEK ÖNEMLİ’

Araştırmacı yazar Gülçiçek Gürel Tekin ise kendi kişisel tarihinden yola çıkarak, asimilasyonun ne kadar etkili bir silah olarak kullanıldığına dikkat çekti. Yarı Ermeni, yarı Kürt olmasına rağmen ancak her iki dili de Türkçe kadar iyi konuşamadığını belirten Tekin, “Asimilasyon ve soykırım kadında kesin sonuç alıyor” diye konuştu.

Tekin, Dersim, Şengal ve Ermeni Asuri soykırımlarında kadınların hedeflendiğini, pazarlarda satıldığını, zorla Müslümanlaştırıldığını, kendi ailelerini katleden adamlarla zorla evlendirildiğine ve bu durumun kadınlarda hayat boyu bir travmaya dönüştüğünü söyledi. Tekin tarihle yüzleşmenin bu anlamda önemine dikkat çekti.

Kürt kadın hareketi üyesi ve oturumun moderatörü Rojda Yıldırım, soykırımlar tarihinin aynı zamanda bir erkek egemen tarih olduğunu, bu anlamda soykırımlarla yüzleşilecekse erkek egemen akılla da yüzleşilmesi gerektiğini belirtti.

Ruanda ve Bosna’da yaşanan savaş sonrası kadına dönük tecavüzlerin uluslararası savaş suçları mahkemesinde savaş suçu olarak kabul edildiğini ancak kadına dönük kırımın henüz tanımlanmadığına dikkat çeken Yıldırım şöyle konuştu: “Soykırımlar ele alındığında kadına dönük kırımı görünür kılmak için ayrıca bir mücadele vermek zorunda kalıyoruz. Oysaki soykırımlarda kadınlara ayrıca kadın olduğu için bir cins kırım uygulanmaktadır. Sadece etnik kimliği, inanç üzerinden değil, cins olarak kadın olduğu için ikinci bir kırıma maruz kalmaktadır. Bu anlamda eğer soykırım gerçekliği ele alınacaksa bu kadını ele almaktan ve tanımlamaktan geçmektedir. Soykırımların önüne geçilmek isteniyorsa kadınlar özgürleşmek zorundadır. Kadının özgür olduğu bir dünyada soykırımlar da olmayacaktır” dedi.

Oturum soru ve tartışmalarla sona erdi.

4. oturumun moderatörlüğünü ise Metin Ayçiçek yaptı. Prof. Dr. Mihran Dabağ, Faik Özgür Erol ve Selim Ferat , “Soykırım, ulusçuluk ve ulus devlet” konusunu değerlendirdi.

MUSTAFA ROJAVA’DAKİ KANTON SİSTEMİNİ ANLATTI

Konferansın beşinci oturumunda ise Efrin Kantonu Başbakanı Hevî Mustafa, Rojava’daki kanton modelini anlattı.

Rojava’daki Kürtlerin üç yıl kadar önce özgürlük için harekete geçtiğini belirten Mustafa, ne yazık ki Suriye’deki devrimin yönünü bazı güçlerin değiştirdiğini belirtti. Bu kesimlerin halkları birbirine saldırttığını söyleyen Efrin Kantonu Başbakanı Hevî Mustafa, “Biz de Suriye’de 3. yolu tercih ettik. Tüm millet ve dinler bir araya gelerek kendi bölgelerimizi koruduk, kendi kurumlarımızı kurduk. Demokratik özerkliğimizi ilan ettik. Tüm halkların kardeşliğini barışını öngörüyor bu adımımız” dedi.

Bu adım ile Suriye’deki sorunun çözümüne örnek olmak istediklerini de vurgulayan Mustafa, Rojava devriminin Ortadoğu’ya yayılmasını istediklerini de vurguladı. Suriye’de halklar ve dinler arasında bir savaşın körüklendiğini de belirten Mustafa, tüm diller ve dinlerin bir araya gelerek, devrimci bir mücadele verdiğini ifade etti.

“Çok mağdur olduk fakat hala enerji yüklüyüz ve bu özerk idarede ısrar edeceğiz” diye devam eden Mustafa, Kobanê’ye çok ağır silahlar ile saldırıların olduğunu da hatırlattı. Buna karşı kahramanca bir direniş sergilendiğini de vurgulayan Mustafa şöyle devam etti: “Tüm devletler bile bu saldırılara karşı duramadılar. DAİŞ sadece Rojava’ya karşı değil. Bu tehlike tüm insanlığa karşıdır. DAİŞ kadınlara, çocuklara, topluma saldırıyor. Mukaddes tapınaklara saldırıyor, demokrasi, barış anlayışını dünyada ortadan kaldırmaya çalışıyor. Şengal’de neler olduğu gördük. Kadınların pazarlarda nasıl satıldığını, nasıl tecavüze uğradığını gördük. Fakat bu saldırılara karşı YPJ’nin, kadının direnişini de gördük. Bu konferanstan tüm barışseverlere sesleniyoruz: DAİŞ’e karşı verilen mücadeleyi sadece Rojava’ya bırakmayın. Siz de destek olun, bir adım atın. Bu demokrasi adımı sadece bize bırakılmamalıdır.”

Konferans yarın ise,  “Yüzleşme ve dünya deneyimleri”, “Yüzleşmenin neresindeyiz? Neler Yapabiliriz? ABDEM bileşenlerinin soykırım ve yüzleşme sürecine yaklaşımı” oturumları ile devam edecek.

Güncelleme Tarihi: 06 Aralık 2014, 22:37
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER