Tanrıkulu: Yüksekova'da yargısız infaz yapıldı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, PKK'lilere ait mezarların tahrip edilmesini protesto etmek için Yükseova'da yapılan gösterinin gösterinin ardından başlayan olaylarda 2 kişinin öldürülmesini 'yargısız infaz' olarak niteledi.

Tanrıkulu: Yüksekova'da yargısız infaz yapıldı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, PKK'lilere ait mezarların tahrip edilmesini protesto etmek için Yükseova'da yapılan gösterinin gösterinin ardından başlayan olaylarda 2 kişinin öldürülmesini 'yargısız infaz' olarak niteledi. Tanrıkulu, "AKP iktidarının kolluk güçlerine verdiği sınırsız yetki dün de iki cana mal olmuştur. Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir yargısız infaz edilmiştir. AKP'nin çözümüne kan sıçramıştır" dedi.

Tanrıkulu, Hakkari'nin Yükseova ilçesinde yaşanan olaylarla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, mezarlığa yürüyen ve ardından basın açıklaması yapan gösteriye polisin müdahalesinde ölenlerin götürüldüğü hastanenin basıldığını da ifade etti. Tanrıkulu, şunları söyledi: "Yüksekova'daki olaylarda Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir yargısız infaz edilmiş, daha sonra cenazelerinin götürüldüğü hastane de kolluk güçleri tarafından basılmıştır. Yüksekova Devlet Hastanesi'nin Acil Servisi başta olmak üzere pek çok bölüme gaz sıkılmış, iki kişinin infazı yetmediği gibi hastalar da ölümle burun buruna getirilmiştir." 

Yüksekova'da dün tipik bir OHAL uygulamasının yapıldığını belirten Sezgin Tanrıkulu, "Aynı saatlerde Türkiye'nin öbür ucunda, Trakya'da bulunan Başbakan Erdoğan mitinglerde OHAL'i kaldırmakla övünüyordu. Yüksekova'da yaşanan olay, AKP'nin 'çözümden' ne anladığını bir kez daha ortaya koymuştur" dedi. Tanrıkulu açıklamasını şöyle sürdürdü: "AKP'nin çözümüne yine kan sıçramıştır. Bu olayın derhal aydınlatılarak sorumluların yargıya havale edilmesi şarttır. İçişleri Bakanı'nın derhal bölgeye giderek bu konuyu etraflıca araştırması ve İşbilir ailesinden özür dilemesi gerekmektedir. Reşit ve Veysel İşbilir'in öldürülmesi anaları bir kez daha ağlatmıştır. Anaların daha fazla ağlamaması hamasi nutuklara değil, kolluk güçlerinin silah kullanma yetkisinin sınırlandırılmasına, anayasal hak olan toplu gösteri ve yürüyüşlere yönelik engellerin kaldırılmasına ve çözüm için yapıcı adımlar atılmasına bağlıdır. Temennimiz İşbilir ailesinin bu acıyı yaşayan son aile olmasıdır. "

HDP: KATLİAMIN BARIŞ SÜRECİNİ BALTALAMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ

Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Yüksekova'daki ölümlere dair bir basın açıklaması yapıldı. HDP Eş Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü imzasıyla yapılan açıklama şöyle:

"Gever katliamının 'çözüm ve barış süreci'ni baltalamasına izin vermeyeceğiz...

Gever'de (Yüksekova) halkın kutsalına, çocuklarının mezarlarına yapılan saldırıları protesto eden, bu saldırıları engellemek için sokağa çıkan insanlara polis ateş açtı. Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir hayatlarını kaybetti. Öncelikle onlara rahmet, ailelerine başsağlığı, dostlarına ve Kürt halkına sabır diliyoruz. 

Bugün Türkiye'deki tablo şudur: Bir yanda 'çözüm ve barış sürecini' devam ettirmek, demokratikleşme konusunda adımların atılması için kararlı bir duruş sergileyen barış ve demokrasi güçleri, Kürt halkı bulunuyor. Diğer tarafta ise siyasi cesaretten yoksun, demokratikleşme adımlarını atmamak için ipe un seren AKP iktidarı var. AKP'nin cesaretsizliği, 'çözüm ve barış'ı baltalamak için fırsat kollayan üniformalı ve sivil bürokrasi mensuplarıyla bazı siyasi parti temsilcilerinin oluşturduğu bozguncular ittifakına güç veriyor. 

Bir kez daha belirtiyoruz ki, 'çözüm ve barış' sürecinin baltalanmasına, Kürt siyasal ve özgürlük hareketinin bu konudaki kararlı ve açık duruşunun suistimal edilmesine izin vermeyeceğiz. 

Türkiye'nin halkları, yeni Türkiye'nin, demokratik cumhuriyetin barış, eşitlik ve demokrasi içinde kurulacağına inanıyor. Biz de bu inançla ve güçle, kararlılıkla 'çözüm ve barış' için mücadele ediyoruz. 

AKP Hükümeti'ne sesleniyoruz:

- İnsanların kutsal saydığı mezarlıklara yönelik saldırıların durdurulması için gereken önlemleri derhal alın. Bu konuda Kürt halkının inançlarını ve şehitlerine olan saygılarını çiğnemeyin ve çiğnenmesine fırsat vermeyin. 

- 'Çözüm ve barış süreci'nin hızlanması ve demokratikleşme adımlarının savsaklanmaması için BDP-Blok grubunun, HDP vekillerinin önerilerini dikkate alın; sürecin başarıyla yürütülmesi ve tamamlanması için İmralı'da Sayın Abdullah Öcalan'ın başmüzakereci rolüne uygun yasal ve siyasal önlemleri almaktan kaçınmayın. 

- Halka kurşun sıkanların, demokratik gösteri hakkını kullananlara saldıranların derhal yargılanmaları ve ceza almaları için gerekli adımları atın. 

Çözüm ve barış karşıtları, halkları provoke edemeyecekler. Sürecin baltalanmasına da, Kürt halkına yönelik saldırılara da boyun eğmeyeceğiz" 
 


CENAZELER YÜKSEKOVA'YA GÖNDERİLDİ

Yüksekova'da kurşunlara hedef olarak hayatlarını kaybeden Mehmet Reşit İşbilir (35) ve Veysel İşbilir'in (34) cenazeleri Van'dan Yüksekova'ya doğru yola çıktı. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi Hastanesi'nde otopsileri yapılan cenazeler, binlerce yurttaşın katılımıyla, toprağa verilmek üzere Yüksekova'ya uğurlandı. Yüzlerce araçlık konvoyda BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, PM üyesi Ramazan Yıldız, BDP Van il ve ilçe örgütü yöneticileri, bölge belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyeleri ile sivil toplum örgütü temsilcileri de yer aldı. 

Van'dan cenazeler ile beraber Yüksekova'ya gitmesi beklenen BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in uğurlamaya yetişemedikleri için Yüksekova'daki cenaze törenine katılacakları öğrenildi. Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir'in cenazelerinin Yüksekova'da Begire Mezarlığı'nda toprağa verileceği belirtildi.

Öte yandan Hakkari'de yüzlerce kişi, Mehmet Reşit İşbilir ile Veysel İşbilir'in cenaze törenlerine katılmak üzere Yüksekova'ya doğru yola çıktı. Cenaze törenine katılmak için BDP Hakkari İl Örgütü binası önünde bir araya gelen yurttaşlar, buradan onlarca araçlık konvoyla Yüksekova'ya hareket etti.

HAKKARİ VE YÜKSEKOVA'DA KEPENKLER AÇILMADI

Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde, Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Derneği (MEYA-DER) üyelerinin, PKK'lilere ait mezarların tahrip edilmesini protesto etmek için yaptığı basın açıklamasından sonra çıkan olaylarda 2 kişinin ölmesi ardından, bugün Hakkari kent merkezi ile Yüksekova'da kepenkler açılmadı. Nöbetçi fırın ve eczane dışında tüm işyerlerinin kapalı olduğu Yüksekova ve Hakkari'de polis belli noktalarda güvenlik önlemi aldı.

'SÜREÇ PROVOKE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR'

Hakkari'nin Yüksekova (Gever) ilçesinde HPG'lilerin mezarlarının tahrip edilmesinin protesto edildiği eylemin ardından ilçe merkezinde polisin gruba müdahalesi ile başlayan çatışmalarda Şemdinli yol güzergahında açılan ateş sonucu yaşamını yitiren amca Mehmet Reşit İşbilir ve yeğen Veysel İşbilir'in cenazeleri otopsi için gece saat 24.00 sularında Van'a getirildi. İki ambulans ve onlarca araçlık konvoy ile cenazeler, Van'da bulunan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi'ne götürüldü. Polisin zırhlı araçlar ve çevik kuvvet polisleri ile yoğun polisiye önlem alması dikkat çekerken, hastanede cenazelerin otopsi bölümüne alınmasıyla BDP'li seçilmişler ve İşbilir aile fertlerinin dışında kimse otopsi bölümüne alınmadı. Burada polisin aldığı yoğun polisiye önlemlere BDP Van Milletvekili Özdal Üçer ve yurttaşlar tepki gösterdi. Otopsi işlemlerinin sabah saatlerine kadar süreceğinin belirtilmesi üzerine açıklama yapan BDP Van İl Eş Başkanı Musa İtah, sabah saatlerinde cenazelerin hastaneden alınarak Van kent merkezindeki Sebze Hali'nin yanında bulunan Sebze Hali Cami'sinde BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ında katılımıyla kitlesel olarak cenaze töreni yapacakları duyurusunda bulundu. İtah, yapılacak olan cenaze törenin ardından kitlesel bir şekilde cenazelerin defin işlemleri için Yüksekova'ya gideceklerini dile getirdi.

Yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulunan BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Van Valiliği tarafından yapılan açıklamanın gerçeği yansıtmadığını belirterek aynı durumun 15 Şubat protesto olaylarında polisin akrep tipi zırhlı araç ile ezdiği Şahin Öner hakkında dönemin Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak tarafından yapılan açıklamalardan farksız olmadığını dile getirdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun çözümü için başlatılan sürecin bıçak sırtında gittiği hatırlatmasında bulunan Üçer, Yüksekova'da iki Kürt'ün katledilmesini süreci provoke etmeye çalışan karanlık güçler tarafından gerçekleştirildiğini belirtti.

Devlet içerisindeki karanlık güçlerin süreci provoke etmek istemesine dönük bir katliam olduğunu savunan Üçer, Yüksekova'da aynı güçlerin HPG'lilerin mezarlarını tahrip ettiğini belirterek bu güçlerin sürekli halka saldırdığını söyledi. Yüksekovalı halkın tahrip edilen mezarlarına karşı protesto eylemi yaptığını ve demokratik bir şekilde mezarlarına sahip çıktıklarını ifade eden Üçer, polisin buna karşı saldırıda bulunduğunu vurgulayarak, "Bunu da yeterli görmeyen polisler sivil halkı taradı. Yapılan tarama sonucu iki arkadaşımız şehit düştü. Vali gerçekleri söylemiyor. Vali sivillerin elinde silah olduğunu söylüyor. Ancak hiçbir sivilin elinde silah yoktu. Vali kesinlikle yalan konuşuyor. Yaşamını yitirenler devlet güçleri tarafından taranarak katledildi. Vali bu gerçeği saklamaya çalışıyor. Vali bu katliamı meşrulaştırmaya çalışıyor. Biz bu açıklamayı kabul etmiyor, bunun sorumlusu da validir. Bu tarzdaki açıklamalar ile vali bu katliamın tek sorumlusu olduğunu gösteriyor. Şahin Öner'de polis eliyle katledildiğinde yine aynı iftiralar atıldı. Ancak daha sonra bütün gerçekler ortaya çıktı. Bunun sonuna kadar takipçisi olacağız. Halkımızın şehitlerine sahip çıkacaktır" dedi.

'HALK CENAZEYİ GERİ ALDI'

Öte yandan Yüksekova Devlet Hastanesi'ne kaldırılan cenazeleri sahiplenen halka üç defa gaz bombaları ile müdahale eden polisler, hastanenin camlarını kırarak, uzun namlulu silahlarla havaya onlarca defa ateş etti. Cenazeleri acil servisten zorla alan polisler, cenazeleri farklı bir bölüme götürdü. Ardından kitlenin ısrarı üzerine cenazeler ailelere teslim edilerek, morga götürüldü. Ardından cenazeler, Yüksekova Belediye Başkanı Ercan Bora, BDP yöneticileri, yaşamını yitirenlerin ailesi ve arkadaşları tarafından iki ambulans eşliğinde otopsi yapılmak üzere Van Bölge Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Cenazelerin götürülmesinin ardından polisler hastanenin içine biber gazı atarak, kimsenin dışarı çıkmasına izin vermedi. Dışarıda biriken yurttaşlara da gaz bombaları atan polisler, havaya defalarca ateş açtı.

'POLİS CENAZELERİ YERDE SÜRÜKLEDİ'

Hastane önünde kısa bir açıklama yapan BDP Hakkari İl Eş Başkanı Rahmi Kurt, "MEYADER öncülüğünde mezarlıklara yapılan ziyaret sırasında çarşı merkezine gelen kitleye polisler tarafından saldırı düzenlendi. Görgü tanıklarının anlattıklarına göre hedef gözetilerek de iki arkadaşımız şehit düşmüştür. Hastaneye geldiğimizde polisler tarafından hastalara ve kalabalık kitleye gaz bombası ve plastik mermi ile tekrar müdahale ettiler. Bizleri tartaklayarak gözümüzün önünde cenazeleri yerden sürükleyerek araçlara bindirdiler. Savcılığa bildirmemize rağmen binlerce kişinin hastanede olduğu halde polis orantısız güç kullanılarak vatandaşlara gaz bombası ve plastik mermi ile müdahale ettiler" dedi.

16 SAAT SONRA OLAY YERİ İNCELEMESİ

Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir'in vurulduğu noktada 16 saat sonra olay yeri incelemesi başlatıldı. Şemdinli yolu üzeri Alp İş Merkezi önüne sabah erken saatlerde sinyal kesici jammer ve özel harekat timleri ile gelen olay yeri inceleme ekipleri, çalışma başlattı. Gece kar yağışının meydana geldiği Yüksekova'da 16 saat sonra başlatılan olay yeri incelemesi, akıllara delillerin karartılmak istendiği şüphelerini getirdi. / Evrensel

Güncelleme Tarihi: 08 Aralık 2013, 11:01
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER