Turgut Özal Davasında Ersöz’e Beraat

Eski Cumhurbaşkanı Özal’a suikast iddiasıyla müebbet hapisle yargılanan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz bugünkü son duruşmada beraat etti.

Turgut Özal Davasında Ersöz’e Beraat
Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, bugün Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde “Turgut Özal’a suikast düzenlemek” suçlamasıyla yargılandığı davada beraat etti.


Ersöz hakkında, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 223/1-e maddesi uyarınca, “Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraat kararı verildi.

Şırnak’ta görevliydi

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı öldürmekle suçlanan Ergenekon davası sanığı Ersöz hakkında, eski Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 156. maddesi uyarınca “Cumhurbaşkanını zehirlemek suretiyle planlayarak öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet istemiyle dava açılmıştı.

Levent Ersöz, Özal'ın hayatını kaybettiği 17 Nisan 1993’te, Şırnak'ta 23. Jandarma Sınır Tugayı'nda Kurmay Başkanı olarak görev yapıyordu.

Dönemin Terörle Mücadele Kanunu 10. maddesiyle yetkili Savcı Kemal Çetin’in hazırladığı iddianame, Özal’ın ölümünden 20 yıl sonra, zamanaşımına bir gün kala kabul edilmişti.

Delil: İki gizli tanık

Zirve Yayınevi cinayetleri davasının itirafçı sanığı İlker Çınar, Turgut Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğünü iddia etmişti.

Levent Ersöz'ün tek şüpheli olduğu iddianamede en önemli delili, Zirve Yayınevi ve Ergenekon davalarının iki gizli tanığının iddiaları oluşturdu.

Gizli tanıklar Özal'ı, Levent Ersöz'ün de içinde bulunduğunu iddia ettikleri Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi'ne bağlı Beyaz Kuvvetler'in öldürdüğünü ileri sürmüşlerdi.

Savcı: Şüpheli durum

Soruşturmada, Özal’ın ölüm tarihi olan günü yaşananlar incelendi. 17 Nisan 1993’te Köşk’te çalışan hemşire ve doktorlar izinliydi. Özal 1970 model eski bir ambulansla önce GATA’ya daha sonra da Hacettepe’ye götürüldü.

Savcılık, Çankaya Köşkü’nde bulunan muhafız birliğinde 24 saat açık bir revir bulunduğu, muhafız birliğinde tam teşekküllü yeni model bir ambulans olduğu ancak olay anında Köşk’ten kimsenin Özal’ın rahatsızlığını haber vermek için muhafız birliğini aramadığını tespit etti.

Özal’ın ölümüyle ilgili araştırmada, Köşk çalışanlarının “Aradık” dediği dönemin muhafız alayı görevlileri “Bizi kimse aramadı” yanıtını verdi. Özal’ın hastaneye nakledildiği esnada, durumunun kritik olmasına rağmen muhafız birliğine haber verilmemesi, savcılık tarafından “şüpheli durum” olarak değerlendirildi.

DDK: Ölümü şüpheli

Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün isteğiyle Haziran ayında hazırlanan Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunda da Özal'ın ölümünün şüpheli olduğu tespiti yapılmıştı.

Raporda Özal'ın mezarının açılıp otopsi yapılması gerektiği belirtiliyordu.

2010 yılından beri süren çalışmanın sonunda tamamlanan raporda Özal'ın ölümünün uzun süreli devam eden ağır bir hastalık neticesinde ya da beklenen bir ölüm olmadığı belirtildi.

Mezarı açılmıştı

Özal ile ilgili suikast iddialarını araştıran savcılığın talimatıyla, cenazesinde inceleme yapılmak üzere 2 Ekim 2012’de Topkapı'daki anıt mezarı açıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Adli Tıp Raporu'nu inceledikten sonra 13 Aralık 2012’de yaptığı açıklamada, Özal'ın zehirlendiği iddialarıyla ilgili bir delil olmadığını söyledi.

Ancak bir yıl sonra Ersöz ifade vermeye gittiğinde, savcılık ölümün ardından otopsi yapılmadığı için günümüzde Özal'ın kesin ölüm nedeninin tespit edilemediği yönündeki Adli Tıp Raporu'na da atıf yaptı.

Adli Tıp Kurumu, Özal’ın ölümüyle ilgili yazdığı raporda, “mevcut bilgi ve bulgular ile kesim ölüm sebebi tespit edilememiştir” tespitinde bulunmuştu. (AS)

Öcalan ile ilk teması kurmuştu

17 Nisan 1993'te kalp krizinden hayatını kaybettiği açıklanan Özal, 1988'de Kartal Demirağ'ın suikast girişiminden kurtulmuştu. Korkut Özal, yıllardır kardeşinin yine bir suikast sonucu öldürüldüğünü ileri sürüyor.

Gazeteci Cengiz Çandar'ın hazırladığı ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından yayınlanan "Dağdan İniş-PKK Nasıl Silah Bırakır? Kürt Sorununun Şiddetten Arındırılması" başlıklı rapora göre, Türkiye Devleti ile PKK Lideri Abdullah Öcalan arasındaki ilk temas, Öcalan'ın Suriye'nin başkenti Şam'da yaşadığı 1992-1993 yıllarında kuruldu.

Özal ile yakın ilişkisi olan Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı Celal Talabani üzerinden kurulan temas sonunda 16 Mart 1993'te ateşkes ilan edildi. Ateşkes süreci Özal'ın ölümüyle ağır yara aldı.

Eski Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Van Milletvekili Fatma Kurtulan da Özal'ın ölümünün araştırılması için Meclis komisyonu kurulmasını istemişti.

Kurtulan, 28 Şubat 2010'da verdiği dilekçesinde, Özal'ın ölümünün Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümüne yaklaşıldığı sırada gerçekleştiğini savundu; ölümünün gerçek nedeninin araştırılması gerektiğini belirtti.

Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2014, 09:44
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER