Erdoğan: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nde 100 profesör var

Memleketi Rize'deki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu üniversitede 100 profesör ve bir o kadar da doçent bulunduğunu söyleyerek, "kulakları olmayanlar duymazlar' dedi.

Erdoğan: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nde 100 profesör var

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün, Rize'de kendi adını taşıyan üniversitedeki ek bina açılış programına katıldı. Muhalefetten kendilerine zaman zaman 'profesörü olmayan üniversiteler açtınız da ne oldu' eleştiriler geldiğini söyleyen Erdoğan, "Rektörümüzden öğrendim ki, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nde 100'den fazla profesör ve bir o kadar da doçent seviyesinde akademisyen var" dedi. Üniversitenin ilk akademik olarak daha üst sıralara çıkmasını isteyen Erdoğan, "Bu konuda size güveniyoruz" dedi.

Rize'deki temaslarının ardından Trabzon'u da ziyaret edeceğini belirten Erdoğan, Salı gününe kadar bölgede olacağını belirtti.

Erdoğan'ın açıklamalarından başlıklar şöyle:

ÜNİVERSİTELERİMİZİN SAYILARIYLA DALGA GEÇTİLER: Bugün bir kez daha ana-baba ocağım Rize'de olmaktan ve sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bir televizyon programında birileri, üniversitelerimizin sayılarıyla dalga geçerken, bir taraftan da 'Bugün profesörü olmayan üniversiteler var, bunlarla mı övünüyorlar' diyordu. 100'ün üzerinde profesörü olan, doçenti olan vs... Mutluyuz, hafta sonunu zor çektim. Ankara'da da Yunus Emre Haftası vesilesiyle kongre merkezimizde muhteşem bir geceye yetişeceğiz. Salı sabahına kadar buradayız. Cuma namazımızı da Ahmet Erdoğan Camimizde kıldık. Yarın, çok daha farklı, denizin üzerinde inşa ettiğimiz Rize-Artvin Havalimanımızın inşaatını yerinde görelim istiyorum. Bitince havalimanımız buradan, 25 dakika olacak. Rize merkez 20 dakika olacak. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin ulaşımının nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından önemli. Cankurtaran Tüneli'ni de düşündüğümüzde Artvin'e mesafenin ne kadar kısaldığını görüyoruz. Yol medeniyettir dedik bu adımları atıyoruz. Ayder Yaylası'ndaki çalışmaları yerinde görmek istiyorum. Ovit Tüneli'ni açtık. Tünel'deki son durumu da görelim istiyorum. Yakında Yusufeli Barajı inşaatını da arkadaşlarım takip ediyor. Yusufeli Barajı'yla enerjide, sulamada devasa bir adım atmış oluyoruz. Pazartesi günü Rize'de, salı günü Trabzon'da ilk kongremiz var. Daha sonra Ankara.

ÜNİVERSİTEMİZİ İLK 10'A SOKACAĞIZ: Rize'mizde yaklaşık 70 yıllık geçmişi olan yükseköğrenim konusundaki yapılaşma, 2006'da üniversitemizle taçlandırmıştık. Sonradan ismimizin verildiği üniversitemize her türlü desteği sağlıyoruz. 18 bini bulan öğrenci sayısıyla üniversitemiz iftihar ettiğimiz seviyeye geldi. Üniversitemizin önce ülkemizde ilk 10'a ardından dünyada ilk 500'e girmesini bekliyoruz. Recep Tayyip Erdoğan ismini taşıyan bir üniversiteye yakışan da budur. Adım adım üniversitemizi buralara çıkaracağız. Lojmanlarımızla bir başka güç, güzellik kattığımıza inanıyorum. İstedik ki bu lojmanlarla tüm hocalarımızın ayağına gidelim, yavrularımız orada eğitimlerini alsınlar, sıkıntı çekmesinler. Bunun dünyada örnekleri var, dünyada varsa bizde de olacak dedik.

UZAYA GİTTİĞİMİZDE 'DÜNYAYA SIĞAMADINIZ MI' DİYECEKLER: Milli Uzay Programımızı paylaştık. Türkiye'nin böylesine iddialı hedefler ortaya koyması, kalbinde azıcık ülke sevgisi olanları heyecanlandırdı. Ancak bir kesim var ki, her olumlu gelişme onların üzerine kabus gibi çöküyor. Dünyada kendi ülkesinin felaketini dileyecek, her felaketten haz duyacak kadar insanına yabancılaşmış başka bir kesim var mı bilmiyorum. Bu kesimi mazur görmek istiyoruz ancak bu hüsnü niyeti bile hak etmiyorlar. Bölünmüş yol yaparsınız 'Buraya uçak mı inecek', uzay programı açıklarsınız 'Başka işiniz mi kalmadı' derler. Yarın öbür gün uzaya kendi bilim insanımızı gönderdiğimizde 'Dünyaya mı sığmadınız' diyeceklerini duyar gibiyim. Her ilimizde üniversite kurduğumuzda bunların nasıl feveran ettiğini unutmadık. Bunların asıl sıkıntısı siyasetten iş dünyasına medyadan akademiye uzanan toplumu yönetebildikleri gizli iktidarlarının yıkılıyor olması. Kimsenin lafında, peynirinde, gemisinde gözümü yok. Yürütülen işlere takoz olmaya izin vermeyiz.

YARIŞA GİRMEK GÜÇ İSTER: Hiçbir belediye, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın olurunu almadan tahvil çıkaramaz. Cumhurbaşkanı'nın onayı olmadan yurtdışından borçlanamaz. Ana muhalefetin başındaki zat, şu kadar ucuz faizle yurtdışından borçlanma yaptık. Daha sonra Hazine ve Maliye Bakanlığımız bunun nasıl bir yalan olduğunu açıkladı. Yarışa girmek güç ister. Yarışa girmek istikrar ister. Bunlarda yok. Geçtiğimiz günlerde birisi öğrenci sayısının 3,5 milyonu geçtiği İstanbul'da 40 bin tablet dağıtmakla övünüyor. Böyle allamak pullamak olur mu? MEB'in dağıttığı 2 milyon tableti bırakıyorum, Şahinbey ilçe belediyesinin 40 bin tableti kimse görmüyor. Türkiye, 2023 hedeflerine de ulaşacak, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına da girecek, uzaya da gidecek, küresel ve bölgesel lider de olacak. Biz buna inanıyoruz. İnanmak ve harekete geçmek başarının yarısıdır. Öğretim elemanı sayımız 180 bine çıktı. Öğrenci sayısı itibariyle Avrupa'da üniversiteye erişimde ilk sıraya çıktık. Bütçeden ayırdığımız payı 2,5 milyar liradan 36 milyar liraya yükselttik. Sadece sayısıyla değişimlerle yetinmedik, kalite odaklı yapısal dönüşümler de gerçekleştirdik. Her ile bir üniversite projemiz ve üniversite sayısındaki artış bazı tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Bu atılımımızı yeni proje ve programlarla geliştirdik. Hâlâ Anadolu'daki üniversitelerin başarısız olmasını isteyenler var. Ülkemizin dört bir yanındaki üniversitelerde eğitim gören 200 bini aşkın yabancı öğrenci, bu konuda kat ettiğimiz mesafenin işaretidir. Anadolu'da yeni kurulmuş üniversitelerimizi köklü üniversitelerle eşleştirme projemizin yeni bir atılama vesile olmasını diliyorum.

ÖZELEŞTİRİ YAPMAK İSTİYORUM: Bir hususta özeleştiri yapmak istiyorum. Tarihimizin en büyük altyapı hamlesini gerçekleştirdik. Aile, eğitim ve kültür konularında arzu ettiğimiz inkişafı sağlayamadığımızı da kabul etmemiz gerekiyor. Bizden önceki neslin, bizim neslimizin, bizden sonraki neslin ilk hayatı bu çarpıklıklarla mücadele ile geçti. Ailemize, inancımıza, kültürümüze sahip çıktık. Ayasofya'dan başörtüsüne kadar her alanda süren bu mücadele hem bizi yetiştirdi, hem diri tuttu. O eksikleri gidermemiz lazım. Aileden eğitime, kültürden sanata bu alanları önceliklerimizin en başına alacağız. / DUVAR

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER