Türkeş Saray'ı savundu, Bahçeli'yi eleştirdi: 'Ayıp değil mi?'

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, tartışma konusu olan Cumhurbaşkanlığı makamına ve ‘Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne ilişkin olarak açıklamalarda bulundu.

Türkeş Saray'ı savundu, Bahçeli'yi eleştirdi: 'Ayıp değil mi?'

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Cumhurbaşkanlığı makamını ve Saray’ı eleştirenlere, “Zengin adam lüks otel yapabiliyor da Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendisini temsil etmek için bir tane taş binaya dört tane mermer, iki de lambri koydu diye bunu mesele mi yapacağız,” sözleri ile tepki gösterdi. Türkeş, MHP lideri Bahçeli’nin Saray’a gitmemesini ise “Gül’ün Cumhurbaşkanlığını tanıyorlardı, çağırdığında gidiyordun,” sözleriyle eleştirdi.

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, tartışma konusu olan Cumhurbaşkanlığı makamına ve ‘Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne ilişkin olarak açıklamalarda bulundu.

Halk tarafından seçilen ve bir daha seçilme ihtimali olan her Cumhurbaşkanı’nın konuşmak zorunda olduğunu savunan Türkeş, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i işaret ederek, “Sezer gibi konuşmayan süs biberi, köşe yastığı gibi bir Cumhurbaşkanı istiyorlar,” diye konuştu. Eski partisi MHP’yi ve lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gitmemesini de eleştiren Türkeş, “Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığını tanıyorlardı, çağırdığında gidiyordun. Sayın Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan arasında ne fark var?” dedi.

Türkeş’in açıklamaları şöyle:

Bahçeli’yi eleştirdi

“AK Parti’nin kurucusu ve Başbakan olan Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığını tanıyorlardı, çağırdığında gidiyordun. Sayın Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan arasında ne fark var? ‘Efendim ben buna itiraz ederim’ Niye edersin? ‘Konuşuyor’ diye ederim. Halk tarafından seçilen ve bir daha seçilme ihtimali olan her Cumhurbaşkanı konuşmak zorundadır. MHP’nin saygıdeğer genel başkanının DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’le anlaşıp seçtirdikleri Ahmet Necdet Sezer gibi konuşmayan süs biberi, köşe yastığı gibi bir Cumhurbaşkanı istiyorlar. Böyle biri ‘tekrar beni seçin’ dese bir daha seçer misiniz? Allah aşkına cevap verin. Siz demeyecek misiniz; şu Çubuk’a gelse; ‘arkadaş biz seni seçtik yolladık, hem de kendi oylarımızla yolladık. Sen oraya gittin bizi unuttun. Ne arayıp sordun, sesini çıkarmadın, hiçbir şeye karışmadın.’ Bahçeli’nin istediği gibi kavanoza doldurun. Hani diyor ya ‘kavanoza koyarız onu’, sanki süs bitkisi Japonya’dan gelen. Olacak şey değil, saygı sınırlarını zorluyorlar. Kardeşim halkın yüzde 52’sinin oy verdiği bir kişiye kendi partisi dahi bir laf edemez, etmemelidir.”

‘Dört mermer, iki de lambri koydu diye…’

“Zengin adam lüks otel yapabiliyor da Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendisini temsil etmek için bir tane taş binaya dört tane mermer, iki de lambri koydu diye bunu mesele mi yapacağız. Bu koskoca siyasi parti genel başkanlarına yakışıyor mu? Ayıp değil mi? Türkiye’nin siyasi meselelerini kilitliyorlar. ‘O binanın bilmem ruhsatı yok.’ Lan git. Sizin yaşadığınız evin ruhsatını veren devlet, kendi Cumhurbaşkanlığının evrakını mı eksik verecek? Olur mu böyle bir şey? Siz inanıyor musunuz?”

Güncelleme Tarihi: 30 Ekim 2015, 10:26
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER