'Tüm kadınların sürece katılımı sağlanmalı'

Barış İçin Kadın Girişimi'nden Hilal Alkan ve Sevda Bayramoğlu, DÖKH'den Ceylan Bağrıyanık'ın HDP İmralı Heyeti'ne katılımının kadınlar açısından çok önemli olduğunu belirtti.

'Tüm kadınların sürece katılımı sağlanmalı'
Barış İçin Kadın Girişimi'nden Hilal Alkan ve Sevda Bayramoğlu, DÖKH'den Ceylan Bağrıyanık'ın HDP İmralı Heyeti'ne katılımının kadınlar açısından çok önemli olduğunu belirterek, kadınların temel taleplerinin çözüm masasında dile getirilmesi için Türkiyeli kadın örgütlerinin de sürece katılımını sağlayacak bir mekanizmanın kurulması önerisinde bulundu. Alkan ve Bayramoğlu, "DÖKH böyle bir mekanizma için tüm kadınlara çağrı yapmalı, birlikte tartışıp nasıl yol alacağımızı belirlemeliyiz" dedi.


Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nden Ceylan Bağrıyanık'ın HDP'nin İmralı Heyeti'ne katılması ile birlikte, Kürt kadınları da resmen çözüm sürecinde temsil edilmiş olacak. Ancak bu durum, sadece Kürt kadınlarının değil barış için mücadele eden kadın örgütlerinin de gündeminde. Barış sürecini aynı zamanda yeni bir toplumsal yaşamın inşası olarak gören kadınlar, savaşın daha da artırdığı cinsiyetçilikle mücadele başta olmak üzere kadınların taleplerinin müzakere sürecinde dile getirilmesi gerektiği görüşünde.

Kadınlar çözüm sürecinin bugüne kadar neresinde yer aldı? Bundan sonra hangi mekanizmalarla katılacak? Barış nasıl toplumsallaşacak? 

Bu sorulara Barış İçin Kadın Girişimi'nden Hilal Alkan ile Sevda Bayramoğlu yanıt verdi.

Alkan ile Bayramoğlu'nun yanıtları şöyle:

Çözüm süreci yaklaşık 2 yıldır devam ediyor. Kadınlar cephesinden sürece bakıldığında, kadınlar bu süreçte var olabildi mi? Varsa ne kadar var?

Hilal Alkan: Bugüne kadar kadınların, kadın olarak dahil edildikleri bir süreç göremedik. Elbette kadın milletvekilleri gittiler ve müzakere sürecinin bir parçası oldular. Ancak özellikle  kadın perspektifini oraya taşıyacak bir şeyin formalleştirilmesi anlamında bir gelişme olmamıştı. Çok şükür ki, Ceylan Bağrıyanık'ın katılımı ile olacak gibi gözüküyor. Biz de bu süreçte dışarıdan raporlama çalışmalarıyla gözlemci olarak sürece kendimizi dahil etmeye çalışıyoruz. 

Sevda Bayramoğlu: Sürecin başından itibaren bir resmi mekanizma, bir de resmi olmayan, toplumsal alanda yapılan çalışmalar. Resmi mekanizmalara bakarsak; Akil İnsanlar Heyeti ve Çözüm Komisyonu kuruldu. Her ikisinde de hem sayısal olarak hem de fikren ve politik olarak kadınların katılımı gerçekleşmedi. Bu nedenle hatırlayacaksınız çokça da eleştirdik. Ancak değişmedik. Dünya örneklerini inceledik ve gördük ki, yüzde 50 kadın katılımı şart. Başından beri BM'nin 1325 sayılı kararına atıfta bulunduk.

Türkiye'nin bu kararı uygulama yükümlülüğü var mı?

Hilal Alkan: BM Güvenlik Konseyi kararı ve Türkiye imzacı. Ancak yaptırımı yok, tavsiye kararı. 

Sevda Bayramoğlu: Ancak Türkiye bu sözleşmeyi imzalarken hiçbir çekince de belirtmedi. Biz de buradan hareketle uygulanması talebini sıkça gündeme getirdik. Bu karara atıfta bulunarak kadınların katılması gerektiğini sürekli söylüyoruz. Bu kadınlar barış için çalışan, toplumsal cinsiyetçiliğe karşı mücadele edenler kadınlar olmalıdır diye iki yıldır söylüyoruz. Bundan vazgeçmedik. Ancak bugüne kadar geçen süreçte az önce ifade ettiğim resmi mekanizmalarda kadınların katılımı sağlanamayınca, bir yandan raporlama bir yandan da temas ve gözlem heyetleriyle çalışmalarımızı sürdürdük. Alanda kadınlarla bir araya geldik. Meclis'te kadın milletvekilleri ile görüştük. Kadın örgütleri ve STK'larla görüştük. Kandil'e gittik, gerilla kadınlarla görüştük. Temas ve gözlemlerimizi sürdürüp bunları raporlaştırdık. Bir anlamda böyle bir hazırlık yapmaya çalıştık. Ayrıca Hakikat Komisyonu'muz çalışıyor. Savaşta kadın hakikati üzerine çalışıyor. Şimdi gelinen süreçte elimizde somut bir mekanizma olarak müzakere heyeti var. Bu heyete, bir kadın örgütünü temsilen Ceylan arkadaşımız katılacak. Bu çok kıymetli. Ama yetmez. Çünkü, DÖKH'ü temsilen katılacak. Elbette ortada bir savaş var. O savaşın bitirilmesi için müzakere yapılıyor. Bu müzakerenin bir tarafı Kürt kadınları. Bu savaşın hem mağduru hem de öznesi oldular. Barış mücadelesinin de öznesi. Ama bu masada Türkiye kadın hareketi ile talepleri de masada olmalı... 

GENİŞ BİR KADIN KESİMİNİ SÜRECE KATMALIYIZ

Siz ne öneriyorsunuz?

Sevda Bayramoğlu: Çeşitli örnekler var. Türkiye kadın hareketinden olabildiğince geniş bir kesimi katabilecek bir mekanizmayı nasıl oluşturacağımızı tartışmalıyız. Türkiye kadın hareketinin çok örgütlü olmadığının farkındayız elbette. Ancak kadın cinayetlerine karşı dinamik bir hareket var örneğin. Belki buralardan da beslenen, bu kanallarla ilişkilenen bir mekanizma. Kadın cinayetleri meselesi tartışmasız politik bir mesele. Masada da yer alması gereken en temel konulardan biri. Çünkü, savaş dışında da kadınlar ölüyorlar. Kadınlara karşı bir savaş var. DÖKH'ün böyle bir çağrısının olmasını bekliyoruz. Olabildiğince geniş bir kesimle ve tabi ki barışı dert edinen kadınlarla, kadın örgütleriyle bir araya gelmeli. Böylece ortaklaştırılacak kadın taleplerini Ceylan'ın dillendirmesini istiyoruz. Masa da olsun istiyoruz. Bir komisyon olabilir, bir heyet olabilir. Adı çok da önemli değil. Tartışarak bulacağımız bir mekanizma. İlk yapılacak şey bunun çağrısını yapıp tartışmak. Olabildiğince geniş tartışmak. DÖKH bütün Türkiyeli kadınlara çağrı yapmalı. Kadınlar olarak temel taleplerimizi nasıl masaya taşıyacağız ve nasıl peşinden gideceğiz. Bunun önce tartışmaya ihtiyacımız var. Süreçte ihtiyaç duyulan mekanizmaları da bulacağız elbette. 

RESMİ KURUMLARDA DA EŞİT TEMSİLİYET İSTİYORUZ

Heyete, DÖKH üzerinden kadınların katılımı dışında, oluşturulan resmi kurumlar da var. Örneğin İzleme Kurulu ya da Çözüm Süreci Kurulu...

Sevda Bayramoğlu: Resmi kurumlarda da yüzde 50 kadın temsiliyeti olmalı. Bir de ek olarak şunu söylemek istiyorum; bu sürecin şeffaf olarak işlemesi gerekiyor. Bizim en temel talebimiz bu. Bir çözüm olacak ve bu çözüm ile beraber barışın inşası için bir şeyler yapılacaksa, şeffaf olmadan olmaz. Acil bir değişim ihtiyacı var. Bunu her iki tarafa da söylüyoruz. Devlet bu konuda daha ketum görünüyor ama bütün taraflara söylüyoruz. Şeffaflık olmadan bunu ne toplumsallaştırabiliriz, ne gerçek bir barış haline getirebiliriz. 

Daha önce çeşitli temaslarınız olmuştu... Önümüzdeki dönemde var mı netleşmiş bir plan?

Sevda Bayramoğlu: Temas ve gözlem heyeti çalışmalarını sürdürüyor. Önümüzdeki günlerde tüm siyasi partilerden kadın milletvekilleri ile Meclis'te görüşmeler gerçekleştireceğiz. Yeniden Kandil'e gidip kadın gerillalarla görüşmeyi planlıyoruz. Geçen yıl yaptığımız görüşmeleri bu yıl bir kez daha tekrarlayacağız.

Abdullah Öcalan'la ve hükümetle görüşme talebiniz var mı?

Sevda Bayramoğlu: Çözümün tarafı olan herkesle görüşmek istiyoruz. Ama tabi ki kendi sözümüzle, kendi politikamızla, barış ve çözümün tarafı olan herkesle görüşmeye hazırız. 

SAVAŞTA KADIN HAKİKATLERİ GÖRÜNMÜYOR

Hakikat Komisyonu olarak savaşta hakikati üzerine çalıştığınızı söylediniz... Ne tür sonuçlar var elinizde?

Hilal Alkan: Öncelikle elde ettiğimiz ve bizim için şaşırtıcı olmayan sonuç şu; kadın hakikatlerinin görünmezliği. '93 yılının Aralık ayına odaklandık ve küçücük bir zaman aralığında bile ne kadar çok şeyin olduğunu ortaya çıkartacak bir çalışma yaptık. Çıkardık da hakikaten. Ama bu esnada gördük ki, ne raporlarda ne gazetelerde ne kitaplarda ne tanıklıklarda kadınların sesi yok. Bulamıyoruz onları. Çok nadiren var. Sözlü tarih çalışmalarında, tanıklık toplama çalışmalarında kadınlarla görüşülmüş. Ama onun dışındaki yerlerde yok. Kadınların meselelerinin hiç biri yok. Çok nadiren kadınların karşımıza çıktığı vakalar ise sadece tecavüz şikayetinin olabildiği durumlar. Eren Keskin ve ekibinin mücadeleleri ile toplamayı başarabildikleri örnekler var. Ama savaşta kadın hakikati tacizden ibaret değil. Bu hakikatin geri kalan kısımlarında yoksullaştırma, sağlığı, aileyi kaybetmeyi, topraksızlaşma, mülksüzleşme gibi sorunları hiç göremiyoruz. Bunları görebilmek için yöntemler geliştirmemiz gerekir. Bu yöntemlerin üzerinde çalışıyoruz. Eğer hakikat komisyonu bir gün resmi olarak kurulacak olursa, en kötü şekilde tökezleyeceği yer burası olacaktır. Dünyadaki bütün hakikat komisyonlarının en çok tökezlediği yer cinsiyet meselesi. O yüzden buna hazırlıklı olmak ve öncesinden bir yöntem geliştirmek önemli.

Kadın örgütleri olarak barışı nasıl toplumsallaştıracaksınız? Barışı kadınların gündemine nasıl taşıyacaksınız?

Sevda Bayramoğlu: Biz de bu meseleyi çok tartışıyoruz. Barışın yerelleşmeden toplumsallaşamayacağı düşünüyoruz.  Ürettiğimiz fikrin politikanın alanında karşılık bulması için çaba sarf ediyoruz. Ancak bazı şeyler için de gücümüz yetmiyor. Mahalle mahalle kadınlarla buluşmalar yapıp, zurnanın zırt dediği meseleleri tartışmamız lazım. Öncelikle Batı'da kadınlarla buluşmayı önümüze hedef olarak koyduk. Kadın hakikati denilince, Kürt kadınının hakikati ile Batı'daki kadının hakikati fark ediyor. Batı'daki kadının barıştan anladığı şu; eve asker cenazesi gelmiyor, silah da patlamıyor. Bitti. Kürt kadınıyla Batı'daki kadını buluşturmamız ve bu meseleyi tartışmamız lazım ki, barışı yerelleştirelim. Önümüzdeki dönemde kadınlarla yerel buluşmalar planlıyoruz. Ancak bunları yaparken, ister istemez daha acil konularla ilgilenmek durumunda kalıyoruz. Örneğin şu anda gündemimiz Kobane ile dayanışma. 

Güncelleme Tarihi: 13 Aralık 2014, 19:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER