DTK Kadın Meclisi, Şengal’de İŞİD çetelerinin saldırıları sonucu yaşanan gelişmelerle ilgili açıklamada bulundu.

Kapitalist modernist güçlerin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme girişimleri ile buna karşı Kürtlerin kendi kaderlerini tayin mücadelesine dikkat çekilen açıklamada, bölgede yaşanan değişimin gerçek adının Batı Kürdistan (Rojava) ve Rojava devrimi olduğu vurgulandı.

Kapitalist modernite ile işbirlikçilerinin Rojava devrimini boğmak için farklı çete isimleriyle saldırılar gerçekleştirdiğine dikkat çekilen açıklamada, “Egemen güçlerin katliamcı ve soykırımcı odaklarından biri olan İŞİD çetecileri Kürdistan’ın Rojava ve güney halklarına yönelik katliamlar yaparak, tarihi ve kültürel değerleri yok ederek sonuç almaya çalışmaktadırlar. Bu çeteci oluşum ve onun arka planında olanlar unutmasınlar ki tüm dünya halkları ve tarih önünde hesap vereceklerdir” dendi.

Açıklamada, IŞİD çetelerinin Şengal’de gerçekleştirdiği katliama dikkat çekilerek şöyle dendi:

“İŞİD çetelerinin savunmasız kalan şengal kentine yönelimi ve bu yönelimleri sonucu yüzlerce Şengal’linin katledilişi, yüzlercesinin rehin alınışı, çocuk ve yaşlıların açlık ve susuz kalışıyla yaşamlarını kaybetmesi, yüzlerce kadına tecavüzü ve soykırıma tabi tutulmasını insanlık tarihi açısından asla kabul edilemeyecek faşizan ve vahşi saldırılardır.”

“Onlarca kez katliam ve soykırıma uğrayan Êzidiler Kürdistan’ın kök hücresidirler” denilen açıklamanın devamında “Bu tutuma karşı tavır almak ve sesiz kalmayıp öz savunmaya geçmek ise hem insani, hem vicdani, hem de ahlaki duruşun da kendisidir” vurgusu yapıldı.

IŞİD saldırılarının başladığı 3 Ağustos günkü Peşmergelerin tutumunu ‘insani ve vicdani zaaf’ olarak değerlendirildiği açıklamada, “Bu saldırı ve sonrasında gelişecek olası saldırılar için sorumluları biran önce ulusal birliğin gereklerini yerine getirmeye ve ulusal öz savunmayı oluşturmayı Kürdistan’daki halkların ve kurumların bir sorumluluğu olduğunu belirtiyoruz” dendi.

Şengalli kadınlara yaklaşımı kadınlara yapılmış bir yönelik ve soykırım olarak gördüklerini belirten DTK Kadın Meclisi şu çağrılarda bulundu:

“Başta Êzidi kadınlarımız çocuklarımız ve halkımızı tek yürek olmaya çağırıyoruz.

Biz DTK Kadın Meclisi olarak eril zihniyete ve onun çeteci anlayışına karşı özgün direnişimizi yükseltmeli, toplumların özgürlük ölçütü olarak tanımlanan kadınların mücadelesini kesintisiz örgütlemeli ve özgürlüğümüzü sağlayıncaya kadar direnişimizi geliştirmeliyiz.

Başta biz Kürdistanlı kadınlar olmak üzere Ortadoğu, Avrupalı ve insanım diyen tüm kesimleri Şengal’in çığlığını duymaya, insani sorumluluğumuzu sokağa çıkarak basın açıklaması, oturma eylemleri, demokratik ulusu ve özerkliğimizi sağlayıncaya kadar kesintisiz tutum almaya çağırıyoruz.”