HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Kürtçe öğretmenlerinin atanmamasını Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya sordu.

Soru önergesi veren Üçer, Kürtçe eğitim konusunun ağır aksak işleyen demokratikleşme ve barış sürecine paralel bir şekilde ve iktidarın dayattığı çıkmazlar eşliğinde Türkiye’nin gündemine yeniden oturduğunu belirtti.

Son olarak Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Kürdoloji Enstitüsü bölümünden mezun olan Kürtçe öğretmenlerin “atama konusunda” kendilerine verilen sözlerin yerine getirilmediği gerekçesiyle 25 Ağustos 2014’te açlık grevine başlama kararı aldığını kaydeden Üçer, “Milli Eğitim Bakanlığı, valiliklere gönderdiği yazıda ortaokul 5, 6 ve 7. sınıflarda okuyan öğrencilerin, 2014-2015 Eğitim-Öğretim döneminde okuyacakları seçmeli dersleri 02-13 Haziran 2014 tarihleri arasında seçmelerini istemiştir. Bu seçmeli derslerin içinde Kürtçenin Kurmanci ve Kirmancki (Zazaki) lehçeleri de yer almaktadır. Önümüzdeki dönem 5, 6 ve 7. Sınıfta okuyacak öğrencilerin 6 saatlik ders seçme hakları bulunmakta ve ayrıca okul müdürlükleri ve rehber öğretmen eşliğinde seçmeli derslerin tanıtılması gerekmektedir. Bu noktada (halen ataması yapılmayan) Kürtçe öğretmenlerinin atanıp atanmayacağı konusu önem arz etmektedir. MEB’in söz konusu yazısında; seçilen derslere öğretmen ataması yapılmadığında maaş ve ek ders karşılığı öğretmenlerin görevlendirileceği bilgisi yer almaktadır. Oysa hâlihazırda eğitimini tamamlamış Kürtçe öğretmenleri mevcut olduğu halde herhangi bir atama yapılmaması, AKP İktidarının konu ile ilgili samimiyetsizliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir”dedi.

Geçen yıl yaşanan sıkıntının kamuoyuna ‘özellikle Kürtçe (Kurmanci, Kırmancki-Zazaki) dersinin seçimi işgüzar okul idarecileri tarafından engellenmiştir’ biçiminde yansıdığını da hatırlatan Üçer şunlara dikkat çekti: “Oysa herkes tarafından bilinmektedir ki; söz konusu okul idarecileri, (böylesine işgüzarca davranma konusundaki) cesaretlerini bizzat İktidarın samimiyetsizliğinden almaktadır. İktidar, sırf Kürtçe eğitimi engellemek için ilgili kurumlara gönderdiği yazılarda boşluk yaratmakta; idarecilerin bu boşluklardan yararlanarak Kürtçe eğitimin engellenmesi için ellerinden geleni yapmasına zemin hazırlamaktadır. Bu durumun artık AKP’nin bilinçli bir politikasının ürünü olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Anadilde eğitimin, Kürt sorununun çözümünde en önemli sacayaklarından biri olduğu bilinmekteyken; konu ile ilgili dayatılan çözümsüzlük anlayışının, kamuoyunda sıkça dillendirilen; ‘İktidarın Kürt sorununda esasen çözümsüzlük perspektifine sahip olduğu’ iddialarını güçlendirmektedir.”

Üçer’in soru önergesinde şu sorular yer aldı:

-2014-2015 Eğitim-Öğretim yılı için; 2014 yılı Haziran ayı içerisinde kaç öğrenci Kürtçe dilinin lehçeleri olan Kurmanci ve Kırmancki (Zazaki) lehçelerini (seçmeli ders olarak) seçmek için başvuruda bulunmuştur? Bu öğrenciler hangi illerde/ilçelerde/mahallelerde/köylerdedir ve her birinde sayıları ne kadardır?

-Bu başvurular (1. sorudaki ayrıntıları da içerecek şekilde) 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılında ne şekildedir?

-Diğer dillerden seçilenler var mıdır? Varsa bunlar hangi dillerdir? Kaç öğrenci bu diller için başvurmuştur? Bu başvurular hangi yerlerdedir? Bu başvurular 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılında ne şekildedir?

-2013-2014 Eğitim-Öğretim yılında var olan talep, herhangi bir yerde karşılanmış mıdır? Karşılanmışsa nerelerdedir ve öğretmen ihtiyacı nasıl bir yolla karşılanmıştır?

-Hâlihazırda (başta Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji Bölümünden mezun olmak üzere) Kürtçe öğretmenlik yapma niteliğine sahip kaç kişinin bilgisi Milli Eğitim Bakanlığı bilgi bankasında mevcuttur?

-Önceki atama dönemlerinde neden Kürtçe Öğretmenlik kadrosu açılmamıştır? Bu yola gidilmemesinin barış ortamına (ve de sürecine) vereceği zarar neden dikkate alınmamıştır?

-2015 yılında yapılacak öğretmen atamaları kapsamında Kürtçe öğretmenliği için kadro açılmış mıdır? Açılmışsa kaç Kürtçe öğretmeni alınacaktır? Bunların kaçı Kurmanci kaçı Zazaki lehçelerindedir?

-Bu kadrolar açılmamışsa; bu durum hangi mantıkla açıklanabilir? Böyle bir anlayış; çözüm sürecinin çözümsüzlüğe mahkûm edilmesi anlamını taşımaz mı?

-Aynı atama dönemi kapsamında; diğer diller için kadro açılmış mıdır? Açılmışsa; bu kadrolar hangi diller içindir ve sayıları ne kadardır?

-Bakanlığınızın ya da hükümetin; başta Kürt dili olmak üzere (Türkçe dışındaki) diğer dillerle ilgili olarak; seçmeli ders uygulaması yerine devlet okullarında anadilde eğitim uygulamasına geçilmesi konusunda yapmış olduğu herhangi bir çalışma var mıdır? Varsa açıklayınız?