Irmak: Olayların sorumlusu devlet içerisindeki karanlık güçler

DTK Eş Başkanı Selma Irmak, Cizre'deki olaylara ilişkin, devletin kullandığı kimi paramiliter güçlerin kanlı tezgaha başvurduğunu belirtti.

Irmak: Olayların sorumlusu devlet içerisindeki karanlık güçler
DTK Eş Başkanı Selma Irmak, Cizre'deki olaylara ilişkin, devletin kullandığı kimi paramiliter güçlerin kanlı tezgaha başvurduğunu belirtti. AKP hükümetinin sorumsuz açıklamalarının da provokasyonlara zemin hazırladığını ifade eden Irmak, PKK lideri Öcalan'ın başlattığı çözüm sürecinin de hedeflendiğini kaydetti. Irmak, Öcalan'ın taslağının hayata geçirilmesini istedi.

Şırnak'ın Cizre ilçesinde yaşanan çatışmalarda 3 kişinin yaşamını yitirdiği, çok sayıda kişinin yaralandığı olaylar ile ilgili DBP Cizre ilçe binası önünde açıklama yapıldı. Açıklamaya, DTK Eş Başkanı Selma Irmak, HDP Batman Miletvekili Ayla Akat Ata, belediye eş başkanları ile çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada, sık sık "Şehît namirin", "Bijî Serok Apo", "Bijî berxwedana ciwanan" sloganları atıldı. Açıklamayı DTK Eş Başkanı Selma Irmak yaptı. Kürdistan'da 6-8 Ekim'de üst düzeyde yaşanan toplumsal kalkış son yılların en kitlesel olayları olarak kayda geçtiğini dile getiren Irmak, bu toplumsal başkaldırıya neden olan IŞİD'in Türkiye'yi askeri ve istihbarat üssü haline getirmesi, insan kaynağı olarak kullanması ve AKP Hükümeti'nin bu duruma göz yuman politikalarından kaynaklandığını söyledi. 


'POLİSİYE TEDBİRLER FELAKETİN ÖN HABERCİSİYDİ...'


Hükümetin, yaşanan bu toplumsal patlamadan ders çıkarmak yerine siyasi soykırım operasyonları ile yüzlerce kişiyi gözaltına alıp tutukladığına dikkat çeken Irmak, "'Kamu güvenliği' adı altında kolluk güçlerine aşırı güç ve yetki sunan yasaları Meclis'ten geçirerek polis devleti olmaya daha da yaklaştı. Kürt halkının siyasal iradesini ve örgütlülüğünü engelleme girişimleri, kamunun barışından önce devletin bekasını önceleyen güvenlikçi anlayış toplumda ciddi tepkilere neden olmuştur. Bu tepkilerden biri de siyasi soykırım operasyonlarını önlemek amacı ile kazılan hendekler olmuştur. Çünkü; AKP Hükümeti döneminde binlerce insan 'KCK' operasyonları adı altında suçsuz yere ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan gerekçeler ile yıllarca cezaevlerinde kaldı. Hükümet, bu kötü siyasi sicilinin yanında son olarak 'toplumsal muhalefeti sindirme' yasası olan 'güvenlik paketi'ni de Meclis'e getirilerek toplumsal muhalefetin tüm unsurlarını 'makul şüpheli' sayarak güvenlik güçlerine geniş yetkiler tanıdığı gibi, başta Kürdistan olmak üzere Türkiye'nin birçok yerinde toplumsal gerilime mahal vermiştir. Bu toplumsal gerilimin en çok yaşandığı yerlerden biri de Cizre olmuştur. Devletin aşırı polisiye tedbirleri, Cizre'de bir toplumsal felaketin yaşanacağının adeta ön habercisi olmuştur" dedi. 


'KÜRT HALKI İÇ ÇATIŞMAYA SÜRÜKLENMEK İSTENİYOR'


Cizre'de en son 27 Aralık gecesi devletin kullandığı kimi paramiliter ve devlet içerisinde kümelenen güçler kanlı bir tezgâha başvurduğuna dikkat çeken Irmak, "1990'lı yıllarda şiddet ve korku salarak 'devletin sopası' olmaya çalışan derin güçler, Cizre'de bir büyük bir katliam yaratmaya çalıştılar. 3 kişinin öldüğü ve çok sayıda kişinin yaralandığı bu olaylar HÜDA-PAR ile partimiz arasında yaşanmamıştır. Çatışmayı asıl yaratanın Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın başlattığı çözüm sürecini baltalamaya ve akamete uğratmak isteyen devlet içerisindeki karanlık güçler olduğunu düşünüyoruz. Özellikle Komalên Ciwan'ın 'Kitlesel eylemlerde yüz kapatma, kitlenin içerisinden provokasyon girişiminde bulunma, halkın malına ve canına zarar verme, halk otobüslerini yakma, her eylemde kepenk kapattırma vb. eylem tarzlarını reddettiğini' bildiren açıklaması ve DBP Cizre İlçe Örgütümüzün yaşanan olaylardan bir gün önce var olan gerilimi dindirmek adına HÜDA-PAR'ı ziyaret etmesinin hemen akabinde yaşanan bu olaylar oldukça düşündürücüdür. Kürt halkını iç çatışmaya sürükleyerek darbe mekanizmasını devreye sokmak isteyen ve toplumsal barışı kendi varoluşları için tehdit gören yapı ve oluşumların yaşanan bu diyalog sürecinden rahatsız olduğu ayan beyan ortadadır artık!"


'ARINÇ'IN KIŞKIRTICI SÖYLEMİ OLAYLARIN SEBEPLERİNDEN'


AKP hükümetinin sorumsuz açıklamaları, farklı kesimler arasında çelişkileri derinleştirerek toplumu kamplara bölen tutum ve politikaları yaşanan bu provokasyona zemin hazırladığına dikkat çeken Irmak, "Partimiz HDP için 'legal görünümlü illegal yapı' sözlerini sarf eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın HÜDA-PAR'ı ziyaret ettiği esnada 'Kürt halkının tek temsilcisi HDP değildir. HDP, BDP ve DBP, matruşka gibiler. Bunlar Kürt kardeşlerimizin tercihleri değil, zoraki tercihleridir' şeklindeki Kürt siyasal hareketini hedef gösteren açıklamalarından sonra Cizre'de bu kirli oyunun planlanması çok manidar buluyoruz. Bu tarz kışkırtıcı bir söylem üzerine kurulan toplumu dindar ve din karşıtı diyerek ayrıştıranlar, tetiği çeken karanlık güçler kadar ne yazık ki yaşanan bu acı olayların müsebbibidir" diye konuştu. 


MEDYAYA TEPKİ


Hükümet medyasını eleştirerek, olayların yaşandığı gün attığı manşetleri "en büyük ahlaksızlık" diye nitelendiren Irmak, "Ateşe benzinle koşan hükümet medyası, halkımızın inançları üzerinden toplum arasına nifak tohumlarını ekmekten vazgeçmeye çağırıyoruz" dedi. 


'ÖCALAN'IN TASLAĞI HAYATA GEÇİRİLMEZSE...'


"AKP hükümeti uyarıyoruz! 'Kamu güvenliği' adı altında toplumu baskı cenderesine alan siyasi soykırım operasyonlarına son verin. Demokratik ve siyasal mücadelenin önünü mayınlayan ve çatışma alanları yaratan yaklaşımlar yerine Sayın Öcalan'ın sunduğu müzakere taslağını ivedilikle hayata geçirin" diyen Irmak, "Aksi takdirde hükümetin Kürt sorunun çözümünü sürüncemeye bırakan ve süreci siyasi kurnazlıklar ile seçimlere kurban eden politikaları bugün yaşadığımız provokasyonlarının mislisinin yaşanmasına neden olacaktır" uyarısında bulundu. 


'HÜDA-PAR ALET OLMAMALI'


HÜDA-PAR'a da çağrıda bulunan Irmak, "Devletin kirli oyunlarına alet olmayın, çatışmaya ortam sunan ve kışkırtan üslubunuzdan bir an önce vazgeçin. Derin güçlerin siyasal emellerine hizmet eden bu çatışmanın Kürt halkına hiçbir faydası olmayacaktır. Sırat köprüsünden geçtiğimiz bu günlerde halkımızı birbirine kırdırtacak yeni bir 'brakuji" senaryosu devrededir" dedi. 


'SİYASİ SOYKIRIM POLİTİKASI NE ZAMAN SONA ERECEK?'


Irmak, "Mahallelerde kazılan hendeklerin ne zaman kaldırılacağı ya da kaldırılması için bir çağrınız olacak mı?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Siyasi soykırım operasyonları her gün yer yerde devam ediyor. Son birkaç ayda bini aşkın genç gözaltına alındı ve tutuklandı. Her yerde bu tür furyalar devam ediyor. 2009'da bu furya başlatıldı ve 10 bine yakın insan tutuklandı ve bunlardan biri de benim, 5 yıl cezaevinde kaldım. Çıktığımda da şunu sorduk; 'Bizi niye aldılar, şimdi bizi niye bıraktılar. 5 yılımızı niye heba ettiler.' Bu soru şimdi de gençler tarafından soruluyor. Siz hukuksuzluğu ve adaletsizliği bir temel politika haline getirirseniz, tabiî ki kesimlerde kendi mekanizmalarını devreye koyar etki tepki meselesi gibi. Bu mekanizma her zaman sizin hoşunuza giden bir mekanizma olmayabilir. Her zaman 'kamu düzeni' dediğiniz düzene uymayabilir, düzensizlik düzeni olabilir. Hendeklerin ne zaman kapatılacağı veya kazılacağını sormak yerine hükümetin bu siyasi soykırım politikasını ne zaman sona erdireceğini bence daha fazla sormalıyız, hükümetin bu konuda tedbirler almasını istemeliyiz. Bunlar gelişirse bu hendeklere zaten gerek kalmayacaktır." 

Yapılan açıklamanın ardından grup, yaşamını yitiren Yasin Özer ve Barış Dalmış için Cudi Mahallesi Halk ve Taziye Evi'nde açılan taziyeyi ziyaret etti. / Firatnews
Güncelleme Tarihi: 30 Aralık 2014, 09:42
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER