Mithat Sancar: 'Öcalan'ın özgürlüğü için devlet harekete geçmeli'

Akademisyen gazeteci Mithat Sancar, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat Uluslararası Komplosu’nun geldiği noktayı, Hakan Fidan’ın istifasını ve İç Güvenlik Paketi’ni değerlendirdi.

Mithat Sancar: 'Öcalan'ın özgürlüğü için devlet harekete geçmeli'
Akademisyen gazeteci Mithat Sancar, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat Uluslararası Komplosu’nun geldiği noktayı, Hakan Fidan’ın istifasını ve İç Güvenlik Paketi’ni ANF’ye değerlendirdi. Kürt siyasi hareketini teslim alıp, Kürtlerin iradesini kırmayı amaçlayan uluslararası komplonun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sabırlı ve kararlı duruşuyla seneler önce çöktüğünü vurgulayan Sancar, Öcalan’ın yapıcı siyasi lider rolüne uygun olarak, şartlarının acilen en azından ev hapsi düzeyinde düzeltilip, özgürlüğü için de devletin harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Hakan Fidan’ın MİT müsteşarlığından istifa etmesinin çözüm sürecini etkilemeyeceğinin de altını çizen Sancar, artık müzakere sürecine gelindiğini ve bu süreci bürokratların değil bire bir siyasi temsilcilerin yürütmesinin şart olduğunu kaydetti.


FİİLİ OHAL KAPIDA

İç Güvenlik Paketi yasasının neden olacağı vahim sonuçları değerlendiren Sancar, yasa tasarısının polis zihniyetiyle hazırlandığını vurguladı. Sancar, bu yasanın güvenliği sadece asayiş ve polisiye mesele olarak gören anlayışın yansıması olduğuna ve hem demokrasiye hem de toplumsal barışa bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Bu güvenlik paketiyle yürütmenin temsilcisi olan mülki idare amirlerinin konumunun güçlendirildiğini ve denetimsiz, keyfi yetkiler verildiğini belirten Sancar, bunun bir tür Olağanüstü Hal ( OHAL ) rejiminin habercisi olduğuna işaret etti.

Sancar, “Anayasa gereği meclis kararıyla ilan edilmesi gereken OHAL adı konmadan, fiilen yürürlüğe sokulmak isteniyor. Kısacası fiili OHAL yaratılmak isteniyor” diye konuştu. Türkiye’de polislere zaten geniş yetkiler verildiğini ve bu nedenle çok sayıda insan hakları ihlali yaşandığını hatırlatan Sancar, durum böyle iken İç Güvenlik Paketi adı altında bu yetkilerin daha da arttırılmasının çok vahim sonuçlara neden olacağını kaydetti. “Yargısız infazlar, keyfi gözaltılar ve işkence uygulamaları kapıda” diyen Sancar, böyle bir ortamda da toplumsal barışın sağlanmasının mümkün olmadığını söyledi.

Bu paketin ister istemez çözüm sürecine de olumsuz yansımaları olacağını ifade eden Sancar, Cizre, Lice, Varto ve Kürdistan’ın birçok yerinde yaşanan gerilimlerin çok daha şiddetli bir biçimde ortaya çıkmasına zemin hazırlayacağını vurguladı. Hükümetin tehlikeli bir oyun oynadığına dikkat çeken Sancar, “Böyle polisiye, otoriter, faşizan güvenlik anlayışı yerine, daha önce Abdullah Öcalan tarafından da önerilen demokratik güvenlik anlayışına dayanan bir düzenleme ve uygulamanın tercih edilmesi mevcut çözüm sürecinin ruhuna çok daha uygun olurdu” dedi.

‘SÜREÇ ARTIK BÜROKRATLARLA DEĞİL SİYASİ TEMSİLCİLERLE YÜRÜTÜLMELİ’

Hakan Fidan’ın istifasının çözüm sürecini olumsuz etkileyeceği yorumlarına katılmadığını belirten Sancar, bugüne kadar Hakan Fidan’ın bir bürokrat olarak siyasi bir rol oynadığını ve çözüm sürecinde önemli işler yaptığını, ancak artık müzakere aşamasına gelindiğini, dolayısıyla müzakerelerin bürokratlarla değil hükümetin doğrudan siyasi temsilcileriyle yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Sancar, “Eğer Hakan Fidan’ın istifası hükümette yer almak gibi bir amaca yönelikse ve AK Parti içinde de buna onay verilmişse o zaman Fidan siyasi kimliğiyle, bir bakan olarak çözüm sürecinde yer alabilir. Ama eğer Hakan Fidan’ın istifa etmesi böyle bir amaca yönelik değilse ve milletvekilli olmayacaksa, o zaman AK Parti kazandığı takdirde yeni kurulacak hükümette doğrudan siyasi temsilcilerin doğrudan çözüm sürecinde yer alması gerekecektir” şeklinde konuştu.

Sürecin sadece şahıslar üzerinden yürümesinin zaten mümkün ve doğru olmadığını dile getiren Sancar, bu aşamadan sonra kurumsallaşmış bir sürece ihtiyaç olduğunu altını çizdi.

‘KOMPLO ÖCALAN’IN SABIRLI VE KARARLI DURUŞUYLA BOŞA ÇIKARTILDI’

15 Şubat Uluslararası Komplosu açısından gelinen noktayı da değerlendiren Sancar, komplonun tam anlamıyla çöktüğünü vurguladı. Kürt siyasi hareketini teslim alıp, Kürtlerin iradesini kırmayı amaçlayan uluslararası komplonun Abdullah Öcalan’ın sabırlı ve kararlı duruşuyla seneler önce çöktüğünü vurgulayan Sancar, “Öcalan cezaevindeki çok zor şartlar altında, çok ince ve sabırlı bir politika ve tutum izleyerek bu komployu boşa çıkarttı” diye konuştu. Komplodan 16 yıl sonra Kürt siyasi hareketinin çok daha güçlü durumda olduğunu ve Öcalan’ın bugün hem Türkiye’de hem uluslararası alanda itibar gören bir siyasi lider durumuna geldiğini hatırlatan Sancar, “Ortadoğu dengelerinin, dünya siyasetinin belirlenmesinde Kürt siyasi hareketi ve Öcalan önemli bir aktör haline gelmiştir ve Kürtlerin iradesi, kırılmak bir yana, tam tersine çok daha güçlü hale gelmiştir. Dolayısıyla uluslararası komplo zaten çökmüştür ” dedi. Sancar, Öcalan’ın bu süre içerisinde ve şimdi oynamakta olduğu yapıcı siyasi lider rolüne uygun olarak, şartlarının acilen en azından ev hapsi düzeyinde düzeltilip, özgürlüğü için de devletin harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. / Firatnews

Güncelleme Tarihi: 12 Şubat 2015, 17:26
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER